KAYSERİ’de vatandaş kaleyi işaret ederek bağırıyor: "O paçavra inecek!"
Parmağını havaya kaldıran bir başkası destek çıkıyor: "Ramazan’da haç! İndir ulan onu aşağı!"
Havaya kalkan parmağa bakarak bağırıyor onun yanındaki "İndir ulan!"
Parmağa değil de işaret ettiği yere bakınca iki adet bayrak görüyoruz.
"Tarkan Viking Kanı" veya "Malkoçoğlu Ağız Burun Kırıyor" tarzı filmlerde dekor olarak kullanılan ejderhamsı motifli bir arma ve hemen yanında beyaz zemin üzerine kırmızı bir haç!
Sultan Keykûbad’ın memleketinde Haçlılar son olarak 700 yıl önce filan görülmüş.
Ne işi var o zaman o bayrakların Kayseri’de?..
Vatandaş bu soruyu sorduğunda gayet mantıklı bir cevap alıyor: "Belgesel çekiliyor..."
"Film icabı beyefendi. Tarihsel gerçeklerden yola çıktığımız için..."
"İndir ulan!"
"Yahu Keykubad, belgeselde kaleye dalıp taş üstünde taş, omuz üstünde baş koymadığında ayağa kalkıp alkışlamayı bilirsin... Bırak çekelim filmi..."
"Olmaaaaaz, o paçavra inecek ulan!"
Haberlerde seyrettiğim bu piyes, belgesel ekibinin iki küçük bayraktan oluşan dekorasyon malzelemelerini kaldırmasıyla sona erdi.
* * *
Belgesel yarım mı kaldı?
Sanmam, her neyse çekmek istedikleri bir şekilde çekeceklerdir.
Kayseri kurtuldu mu?
Veya şöyle sorayım, Kayseri’nin veya Haçlılar’ın bu hassas durumdan haberi oldu mu?
Onu da sanmam!
Kılıç Arslan ruhuyla hareket ederek Kayseri’nin şanını ve şerefini kurtardığını düşünen iki vatandaş ömrünün sonuna kadar kahvede anlatacağı hikayeyi bulmuş oldu, o kadar...
Heyt kahramanlar be!
Nasıl da engel oldular belgesel çekimine...
TETİĞİ KÖSELİ İÇİN DÜŞÜRÜYORUM
BAKIN açık konuşayım.
Az sonra "tetikçilik" yapacağım.
Tetiği bir grup kayın ve kızılağaç için düşüreceğim.
Sayın Başbakan.
Samsun Köseli Köyü çimento fabrikası istemiyor.
Sakallı amca "İstemem fabrika, evimi de vermem" diyor. Temiz hava istiyorlar. 400 adet kayın ağacı kesilmiş. Kesme! Kestirme! İstemiyorlar.
Marmaris’te 42 adet maden arama izni verilmiş.
"Turizm nasıl baltalanır?" konusuna Kuşadası’yla birlikte mükemmel örnek teşkil edecek hale getirdiğimiz canım Marmaris’in ormanlarının canına okunuyor.
Kızılağaçlar kesiliyor.
Marmarisli magnezyum istemiyor. Doğanın içine deilmesine izin verme! Verdirtme!
Çevrecinin daniskasıyım diyordu Başbakan.
Silahımı çekiyorum, tetiği Köseli Köyü ve Marmaris için düşürüyorum.