Kayıttan korksaydık bozuk para taşımazdık

DENİZ Baykal, Başbakan Erdoğan’ın sinir uçlarını düğümleyecek yerden yüklenmiş:

Haberin Devamı

“Kasımpaşalı kayıttan korkmaz...”

Şimdi öfkeden gözleri dolsa da sakin tavrını korumaya çalışarak (Bakınız Davos Modeli) şöyle bir cümle gelmesi gerekiyor Erdoğan’dan:

“Kayıttan korksaydık bozuk para taşımazdık...”

Yapıştırma mektup kibarlığı bir hafta dayanmıyor zaar.

Memedalibey safını belirle Kamerist/ Gençist ol artık

MEHMET Ali Erbil, Türkiye’deki etkili muhalefet aygıtlarından biri.

“Adam televizyon şovmeni; ne etkin muhalefeti?” diyen yanılır.

Eğer Memedalibey etkili olmasaydı Başbakan Erdoğan seçim konuşmalarında yer verir miydi?

Hatırlayın, yerel seçim sürecinde direkt muhatap almıştı Başbakan kendisini.

Memedalibey, önceki akşam programına katılan bir öğretmenin maaşının 500 TL olduğunu öğrenince yine koparak dökülmüş:

“Aç insanlar yahu, ne açılımı? Bu adam çocuklara İngilizce öğretiyor, maaşı 500 TL...”

Damardan popülizm diyen de çıkar, adam doğruyu söyledi diyen de.

Kaldı ki bu tartışma öğretmenin 500 TL olan maaşını değiştirmez.

Mehmet Ali Erbil’in “Ben bile konuşunca baskı görüyorsam... Ben kimim yani? Cürmüm ne benim? Ne kadar yer yakarım?” dediğini de okuyunca, çağrıyı yapmaya karar verdim.

Memedalibey, birlikten kuvvet doğar.

Seni Kamerist/Gençist Hareket’e katılmaya davet ediyorum.

Şu anda Kamer Bey, ben ve “Sizi destekliyorum abi, enteresan olabilir” diyen birkaç okurdan ibaretiz.

Fakat senin gibi popüler bir figürün desteği ile hareketimiz çığa dönüşebilir.

Haydi Memedalibey! Safını belirle.

Hareket destek, memleket vazife bekler.

Haberin Devamı

Demek Bursa dağ başı imiş

BURSA demek dağ başı imiş. Orman kanunu ile yönetilen bir şehir imiş.

İyi kalpli Bursalı dostlar kusura bakmasınlar hiç!

Öyle olmasaydı Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı, yazdığı haberi beğenmediği gazeteciyi tokatlayamazdı.

Erhan Telli, Habertürk’ün spor muhabiri.

Bir haber yapmış ve İbrahim Yazıcı’yı zor durumda bırakmış.

Yazıcı “Haber yalan” diyor.

Bunu diyebilir, mahkemeye gidebilir ve haberin yalan olduğunu -eğer yalansa tabii- ispat edip bir gazeteciye vurulabilecek en kötü damgayı vurur: Yalancı!

Gazeteciyi bitirmenin en kısa ve en en net yolu.

Ama İbrahim Yazıcı, basın toplantısının ardından taksiye binmek üzere olan muhabiri adamlarına durdurtup “Erhan Telli sen misin?” dedikten sonra tekzip yerine tokadı basmayı tercih etmiş.

Adamları da aldıkları parayı hak ettiklerini göstermek için Telli’yi tartaklamışlar.

Vay ne zor iştir tek başına bir gazeteciyi tartaklamak!

Polis mi?

Oradaymış ama ilgilenmemiş.

Daha doğrusu İbrahim Yazıcı adamlarıyla tartakladığı Telli’yi “Alın şunu” diye polise doğru itmiş.

Havaya bak, fiyuu-fiyt!

Sadece Bursaspor’un değil, Bursa’nın da başkanı demek.

Hem koca Başkan adam tokatlarken polise iş mi düşer zaten?

Erhan Telli şikâyetçi olmuş. Bursa dağ başı mıdır, adam tartaklamanın suç olduğu bir şehir midir göreceğiz inşallah.

İbrahim Yazıcı’nın Başkan olduğu bir sistemden çıkan futbolun nasıl olabileceğini isteyen ayrıca tartışsın.

Aslında İbrahim Yazıcı’ya niye kızıyorum ki ben?

Eğer gazeteciye küfür eden Aziz Yıldırım’ı Milliyet Yılın Spor Adamı seçiyorsa, Erhan Telli de o tokadı yiyecek elbette.

Ucuz bile kurtulmuşsun yani Erhan Telli, geçmiş olsun. 

Yazarın Tüm Yazıları