Paylaş
Gençlerbirliği geçen haftalarda mağlubiyet görmeyen takımlar arasında bulunan, ligin “başaltı” takımlarından biri; az atıyor ama az da gol yiyor.
Dünkü maça kadar kalesinde sadece 3 gol görmüş, kontrolü kaybetmeyen türden rakibe karşı kararlı, dikine oynayan, hücum hattında baş döndüren bir rotasyonla açtığı gedikleri iyi değerlendiren bir G.Saray gördük. İlk 10 dakikada Eren’le iki kez yoklama aldıktan sonra 15’inci dakika dolmadan öne geçmeyi de başardı bu kararlı tutumu sayesinde.
JAMAİKA TARZI ÇIKIŞ
RİEKERİNK’le birlikte genlerinde bulunan hücum zenginliğini hatırlayan bir takıma dönüşen Galatasaray’ın hücum neferleri Bruma aracılığıyla golle noktaladıkları pozisyonda Jamaika’nın 4x100 bayrak yarışı takımı gibi çıktı...
Öne geçtikten sonra da baskınları sürdüren G.Saray skoru geliştirebilecek fırsatlar yakaladı ancak ya G.Birliği kalecisini aşamadı ya da son vuruşlarda doğru, etkili seçimi yapamadı. Gençlerbirliği maçı öncesinde Galatasaray’ın orta sahasının zorlanabileceği konusunda yorumcular neredeyse hemfikirdi.
Ancak özellikle Selçuk-Tolga ikilisinin üstün eforu, çalışkanlığı bu konuda oluşabilecek sıkıntıları büyük ölçüde engelledi, sistemin çalışmasını sağladı ve rakibin hücumda etkin olmasına fırsat tanımadı.
MUSLERA KURTARDI
iKiNCi yarıda hücum özelliklerinden bir ölçüde feragat ettiği gözlenen G.Saray bunun bedelini kalesinde tehlike olarak görmeye başladı. Gençlerbirliği’nin sıklığı artan hücumları karşısında zorlandığı anlarda devreye “elbette” Muslera girdi, kritik kurtarışlarıyla takımını ayakta tuttu.
Zorlu bir deplasmandan tek golle 3 puan çıkartmak önemli ve umut verici. Ancak iyi başlamak (Beşiktaş maçında olduğu gibi) her zaman istediğini elde ederek sahadan ayrılmayı sağlayamayabilir.Bunu da akıldan çıkartmamak gerekiyor...
Paylaş