Irkçıya ırkçılıkla cevap verince

Haberin Devamı

ÇİN, Doğu Türkistan’da her biri insan haklarına tamamen aykırı, farklı yöntemlerle sistematik bir zulüm uyguluyor.
İnanç özgürlüğüne saygı göstermiyor (oruç yasağı vb), zorunlu kürtaj, anadil kısıtlaması gibi uygulamaları kimseyi dinlemeden sürdürüyor ve hatta yargısız infaza kadar uzanan alçakça işlere imza atıyor.
Tepki göstermek, protesto etmek, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek şarttır, görevdir, vicdan sahibi herkesin önceliği olmalıdır.
Buraya kadar fikir ayrılığı yaşanacak bir durum yok, sonuna kadar mutabıkız.
Zaten devam eden tartışmanın nedeni protesto hakkı değil, bu hakkın (yanlış) kullanım şekli...
Çin’in su katılmamış ırkçı tavrını, uygulamalarını gündeme taşımak isterken yine ırkçı ifadelere, şovenizme, şiddete başvurunca olmuyor işte...
“Çinli zannedip Uygur dövmek” gibi vahim bir olaya espri gibi yaklaşmak ve gülmek filan ayrı dramlar da, işin o kısmını geçelim şimdi.

*

Haberin Devamı


Devlet Bahçeli’yi övmek için söze başlayanlar öncelikle şu vurguyu yapar:
Ülkücü gençliği sokaklara salmadı, kontrolü altında tutmayı başardı...”
Peki... Teşekkür edelim, “Gerçekten de toplumsal huzura önemli bir katkı sunmuştur” diyelim de allasen ya ne yapacaktı Sayın Bahçeli?
Ülkücüler sürekli kontrol edilmesi gereken, kontrol edilmezse sağa sola saldıracak, demokratik hakkı olan protesto eylemlerini olgunlukla gerçekleştiremeyecek bir kitle midir ki?
Sayın Bahçeli’nin Ahmet Hakan’a verdiği röportajı dün okuduk.
Bu tür eylemleri başka amaçlara taşıyan provokasyon olayları çok yaygındır” demiş, doğru demiş.
“Bizim ülkücü gençliğimiz Çin’deki zulme karşı hassastır. Demokratik haklarını kullanabilmeleri gerekir” demiş, doğru demiş.

*


Ancak “Hem Koreli ile Çinliyi ayırt edecek özellik nedir? Çekik göz... Baktı ki ikisi de çekik göz... Fark eder mi efendim?” de demiş...
“Çekik” demek -haydi en kibar şekliyle ifade etmeye çalışayım- “siyasi doğruculuk açısından defoludur...”
Irkçı, ayrımcı bir ifadedir.
Herhalde Bahçeli de “çekik göz” derken ırkçı bir ifade kullanmak istemediğini söyleyecektir ama mesela medeni memleketlerde o işler “Ben öyle demek istemedim” demekle olmuyor, çıkıp özür dilemek gerekiyor.
Sadece Bahçeli’nin problemi değil bu dil sorunu.
Türkler ırkçı olmaz canım” diye kendi kendimize propaganda yapıp bir de buna inanmış bir milletiz neticede.
“Affedersin Ermeni”den “Rum tohumu”na kabarık bir nefret söylemi dosyamız var; şiştikçe şişiyor ve biz sadece “Türkler ırkçı olmaz” demekle avunuyoruz.
Ne demişti Trabzonspor’un eski başkanlarından Mehmet Ali Yılmaz, Kevin Campbell için 1999’da:
“Yamyam... Rengi bozuk...”
Çarşı karışınca da kendisini şöyle düzeltmişti: “Ben Arap demek istemiştim...”
Yaa, böyle böyle vaziyetler...

Yazarın Tüm Yazıları