İnsanlık popoyu durduramazsa hepimiz acı çekeceğiz

National Geographic’te favori programlarımdan "Kaçık Profesörler"i seyrediyorum.

Tuhaf fakat kalbimi çalan deneyler yapıyorlar. Mesela "Bir yüzüne yağ/reçel sürülmüş dilim ekmek" deneyini gerçekleştiriyor 100 kere.

Sonuç: 100 serbest düşüşün 89’unda yağlı/reçelli taraf yapışıyor yere.

Arkadaşların zeminine 100 dilim yağlı/reçelli ekmek ’düşürülmüş’ mutfağı temizlemek gibi bir dertleri yok.

Evde denemeye kalksam dev karıncalar yaratabilirim.

"Kaçık Profesörler" benim gibi tehlikeli deneylere yönelebilecek kişileri engellemek bakımından da mühim bir iş görüyor...

*

Programda asıl dikkatimi çeken konu ise "Uzayan Şırınga Tehlikesi" oldu.

Dublin’de bir uzmanla görüşerek hazırlanan habere göre, insanoğlu böyle yemeye, poposunu bu hızla büyütmeye devam ederse hepimize birden en azından 2 santim uzun şırınga girecek!

Doktor, ilacın sisteme en çabuk şekilde karışmasını sağlayan "kalçaya iğne" yönteminde bazı aksaklıklar olduğunu fark etmiş.

İnceleme yapıldığında, kalçaya zerk edilen ilacın kaslara ulaşmadan, yağ tabakasında kaldığı, dolayısıyla ’kadük olduğunu’ keşfetmişler.

İnsanlığın tamamının rejime girip, popolarını halen yaygın şekilde kullanılan 3 santimlik iğneye uydurmasını beklemek mantıklı değil.

O zaman ne olacak?

Devreye programda Dublin sokaklarında halka gösterilen 5 santimlik iğne girecek.

Dublin halkının da benim gibi ödü koptu gördüğüm kadarıyla.

Eritin popoları, yoksa herkes acı çekecek!

Metalci adam saç ektirme

reklamında oynar mı


Başlıktaki soru sadece bizim memlekette değil, bütün dünyada saçma kabul edilir, farkındayım.

Fakat kendi içinde bu da mühim meseledir, öyle demeyin...

Hadise şöyle gelişiyor: Kanat, Taksim Kızılkayalar’ın karşısındaki dergiciye gidiyor. Hoş ve beş faslından sonra Mojo, Uncut ve Q’nun son sayılarını alıp sahanda yumurta yemeye gidiyor.

Böyle durumlarda (sahanda yumurta yerken) yeni aldığım derginin kapak konusunu okumam. Ya ne yaparım?..

Reklam ve duyuru sayfalarına bakarım. Hem nerede, hangi konseri kaçıracağımı görüp moralimi bozarım hem de arada gidebileceğim uzun vadeli konser planları yapıp umutlanırım.

Enteresan teknolojik gelişmeler -USB çıkışlı pikap yapıldığını böyle öğrenmiştim-, iyi plakçıların adresleri hep bu sayfaların güzellikleri.

Mojo’nun reklam sayfalarına bakarken bir anda Blaze Bayley çıktı karşıma.

Bruce Dickinson’un ayrıldığı dönemde, 1990’larda Iron Maiden’ın solistliğini yapan abi.

Önce konser ilanı sandım fakat fotoğraflarda bir gariplik var.

Bir fotoğrafta Blaze Abi’nin kafa kabriyo model (üstü açık), diğerinde el değmemiş Thunderbird!

Oy, oy, oy!

İnsan saç ektirir. Metalci de isterse ektirir, gırnatacı da...

Fakat Iron Maiden’ın solistliğini bile yapmış bir metalik şöhret "Saç ektirdim, Rapunzel oldum" diye reklam yapar mı?

Reklamı görmeden önce sorsalar "Yapmaz, yapamaz, bir kere Iron Maiden’ın mumya maskotu Eddie izin vermez, korkutur!" derdim ama yapmış işte.

Olmadı Blaze Abi...

Bana ne oluyorsa?...

70’lik rakı, 3 meze, 50 YTL

1990’ların başında "İstanbul’daki en ucuz ve en berbat içkili mekanlar"a merak salmış, sanırım en ucuz ve en berbat olanını bulana kadar da devam etmiştik.

Riko’yla bulduğumuz ve sevdiğimiz son mekan da geçenlerde kapandı.

Pano gibi bazı eski ucuz mekanlar yeni ve başarılı işletmeciler tarafından yeniden yaratıldı ve popüler şarapevlerine dönüştürüldü.

Aspava gibi, Hayat Bar, Kılımbım gibi mekanlar silindi.

*

Galata Köprüsü yandıktan sonra, 1990’ların hemen başında Taksim’e göçen rocker tayfası "ucuz içki içilen mekanların" sayısının artmasına yol açmıştı.

O kitle çoluğa çocuğa karıştı fakat yeni kuşak rockçılar da abilerinin izinde...

Beyoğlu’nun arka sokaklarında ucuz biracı rock barlar, türkü barlar, hip-hop matineleri düzenleyen mekanlar varlıklarını esen rüzgara göre tabela değiştirerek sürdürüyor.

*

Ucuz mekan genç adama uyar, kıymetlidir.

Ancak İstiklal Caddesi yürüyüşleri sırasında gördüğüm bir sokak ilanı kafamı karıştırdı.

Verilen rakamlar ucuzdan öte, gerçekdışı gibi geldi.

Mönü şöyle: 70’lik rakı, 3 meze, 50 YTL.

En kısa zamanda Lato ve Riko’yu da yanıma alıp (adam başı 1 meze, 3’er duble, 17 YTL düşüyor. 1 YTL bahşiş) deneyeceğim.

Yaşarsam yazmaya devam ederim...
Yazarın Tüm Yazıları