Favori çizgi roman kahramanlarımdan Corto Maltese’in fikir babası ve uygulayıcısı Hugo Pratt’ın, geçen hafta bitirdiğim kitabı okumasını çok isterdim.
Pratt öleli 15 yıl oldu. Fakat yaşarken “Hobart Paşa’nın Anıları”nı okumuş olsaydı, Corto için en azından bir “Senerkant’taki Altın Yaldızlı Ev” macerası daha hazırlardı. Belki okumuştur da kimbilir, ilk baskısı 1886’da yapılmış... Takılmayalım, devam edelim: Corto’yu tanır mısınız? Önce onu tanıştırayım adını ilk kez duyanlara, sonra Hobart Paşa’ya dönelim. Corto... Olmayan kader çizgisi avucuna babası tarafından ustura ile çizilmiş Kaptan. Büyük maceraların büyük kahramanı. 19’uncu yüzyıl sonunda doğmuş, farklı coğrafyalarda (Türkiye dahil) başını dertlere sokmuş bir adam. Geçmişi, geleceği, inancı var mıdır, yok mudur? Parayı mı önemser, şerefini mi? Okuyan bilir... Macera gördüğünde dayanamaz ve “milliyet/din/siyaset” tanımadan dalar. Paşa olmuşluğu yoktur ama Paşa gıcık etmişliği vardır maceralarında! Corto zırvaya inanmaz.
* * *
Corto, maceralarında tarihi olaylarla dirsek teması içindedir; Enver Paşa’yla muhabbeti bile olmuştur. Fakat neticede bir çizgi roman efsanesi Corto. Peki Hobart Paşa kim? Kansu Şarman’ın büyük titizlikle hazırladığı, Derin Türkömer’in çevirdiği “Hobart Paşa’nın Anıları”nı okurken (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2010) sık sık “İşte Corto! İşte Corto!” dedim kendi kendime. Adı Charles Hobart Hampden. 1822’de İngiltere’de, soylu bir ailenin çocuğu olarak doğmuş. 13 yaşında Bahriye eri, 20’sinde subay olmuş. İlk görevi Güney Amerika kıyılarında köle ticareti ile mücadele. Sonra Kırım Savaşı’nda Baltık Cephesi’ne gelip Ruslarla savaşıyor. Sonraki görevi Amerika’daki İç Savaş yıllarında abluka yarıcılığı. Bu alanda dünyaca nam salıyor. 1867’de yeni maceralar ararken ağabeyinin peşinden geldiği İstanbul’da, Saray’a tanıştırılıyor. İngiliz Donanması’nı çıldırtacak bir karar alarak Osmanlı’nın teklif ettiği görevi kabul ediyor. Önce Girit İsyanı’nı bastırıyor. Britanya’da albay olsa da Osmanlı’da önce koramiralliğe sonra Karadeniz Donanması komutanlığına ve nihayet 1881’de de Osmanlı Donanması komutanlığına yükseliyor. Yani Deniz Kuvvetleri Komutanı oluyor. Anıları müthiş! Boşuna Corto demiyorum. Hali, tavrı, karar alış şekli bazen Corto’yu o kadar andırıyor ki. Hobart Paşa, 1886’da öldü. Mezarı İstanbul’da, Haydarpaşa’daki İngiliz Mezarlığı’nda. Corto Maltese ise 1887’de doğdu Hugo Pratt’e göre. Hani reenkarnasyona inanacağım tutsa Hobart Paşa gitmiş, Corto olup dönmüş diyeceğim... Bu güzel tarihi incelemeyi maceracı ruhla okumanızı öneririm.
* * *
Peki Tosun Paşa nereden çıktı? Onun yukarıdaki durumlarla alakası yok. Tosun Paşa bugüne kadar 100 kere seyrettiysem bundan sonra 300 kere daha seyredebileceğim filmlerden. “Çok aptalsın Lütfücüüm” de, beni benden al; öyle severim bu Kemal Sunal klasiğini. Son olarak NTV haberlerinde Ankara’da görüldü. Tunalı Hilmi yakınlarındaki bir “Gaziosmanpaşa” trafik oku, yetenekli bazı arkadaşlar tarafından aynı tarzda hazırlanmış “Tosun Paşa” ile değiştirilmişti. Trafik levhasının bir ucunda da Kemal Sunal, Tosun Paşa olarak sırıtmakta. Süper bir iş! Görevliler gelip kaldırana kadar Ankaralılar epeyce eğlenmiş olmalı. Haberi izledikten sonra twitter’a “Ankara’daki Tosun Paşa işi şahane” mesajı saldım. Ve ne oldu bilin bakalım? İşi yapan ekip tanıdık çıktı. Bir elektronik posta sarkıtmış hemen eleman: “Biz bi street art ekibi kurduk, adını da KÜF koyduk racona uygun olsun diye. Daha doğrusu kurma aşamasındayız diyeyim, bu Tosun Paşa daha ilk işimiz, (bi kaç stencil işini saymazsak...) NTV’deki haberle ilgin yok anladıgım kadarıyla ama haberi yapanların ve sunan abimizin üslubu da çok hoşumuza gitti. Senin nezdinde onlara da teşekkür ediyorum. Aklımızda bi kaç fikir daha var. Bu kadar ilgi çeker mı bilemiyorum, gerçi bu işe de bu kadar tepki geleceğini tahmin etmemiştik. Bi de evine stencil yaptırmak istiyordun, talibim o işe de hala geçerliliğini koruyorsa...”
* * *
Dünya ne kadar küçük oluyor bazen di mi paşalar? Benim eve de bir Tosun Paşa yakışır. İhale KÜF’te kalmıştır.