Herkes önündeki umuttan yesin

2dk okuma

DÜN Hürriyet’teki sütununda Erdal Sağlam “Piyasanın önünü görebilmesi sağlanmalı” başlığı altında ekonomi dünyasının haletiruhiyesinin bir portresini çiziyordu.

Haberin Devamı

Sağlam, geçen hafta boyunca görüştüğü ve aralarında üst düzey yöneticilerin de bulunduğu bankacıların morallerinin bozuk olduğunu belirtiyor ve bunun nedenlerini özetle şöyle sıralıyordu:

“Politik riskler ve belirsizlikler... Seçim öncesinde bütçe açığını arttırıcı kararlar alınması... Gemlenemeyen enflasyon... ABD’deki dava... S-400 füzelerinin tetikleyebileceği ambargo ihtimali... Kur baskısı... Dış kaynak/yatırım sıkıntısı... Bu ve benzeri sorunlarla uğraşacak kamu yöneticileri ve finans kadrolarının yeterlilik düzeyiyle ilgili kuşkular...”

Döviz kurlarının vaziyeti ortada... Dün Merkez Bankası bankalara 2.2 milyar dolar pompaladı, piyasadan TL çekti; dolar neredeyse yerinden bile kıpırdamadı, olanı biteni gevrek gevrek seyretti...

EYY DOLAR!
Sabah saatlerinde 1 ABD Doları 4.27’yi görmüştü, müdahale sonrası anca 4.25’e geriledi. En “Pollyanna” analizciler bile yıl sonunda “4.50’den aşağı olmaz bu dolarillo arkadaş” diyor...

Haberin Devamı

Benim basitçe anlatmaya çalıştığım, rakamlara boğulmamaya, sizleri de boğmamaya çalıştığım bu durumun memleket genelinde yarattığı etkiyi biraz olsun görebilmek için “farklı bir yere” (ne kadar farklıysa artık!), yoksulların durumuna bakalım...

Dün Birgün gazetesinde iki bilim insanının, Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç’ın Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine dayandırdıkları makale rehberimiz olsun:

“Bazı illerimizdeki yoksul yurttaşların sayısı, o illerin toplam nüfusunun yüzde 30-40’ını, seçmen sayısının ise yüzde 60-70’ni geçmiş vaziyette.

...SGK verilerine göre 2017 yılında herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan, çalışmayan, SGK’dan gelir ve aylık almayan, 18 yaşını doldurmuş ve öğrenci olmayan ve aylık geliri asgari ücretin üçte birinden (2017 yılı için 592.50 TL) az olan 8 milyon yurttaş tespit edildi.

...6.4 milyon yurttaş ise aylık gelirinin asgari ücretin 1/3’ünden fazla olması nedeniyle Genel Sağlık Sigortası (GSS) primi ödemesi gerektiği halde prim borcunu ödeyemedi...”

EYY YOKSULLUK!
“Yoksulluk” diyoruz ama “açlık” demek daha doğru olabilir...

Haberin Devamı

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) her ay araştırma sonuçlarını yayınlar. Nisan 2018 araştırmasına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1680 TL, yoksulluk sınırı 5473 TL...

2018 için net asgari ücret 1603 TL. 2017 sonunda “bir kişinin yaşama maliyeti” 1.989 TL idi; bu maliyet mart ayı sonunda 2 bin 55 TL’ye ulaşmıştı...

Ama “çok da şey etmeyin”...

Önümüz seçim, bol bol vaat var, paket var; onlardan yeriz hep beraber; karnımız doyar, umudumuz artar...

Afiyet olsun canlarım benim...

Yazarın Tüm Yazıları