Paylaş
Karacaoğlan’ın “Leylekler Destanı”na, Selim Somçağ’ın “Türkiye Kuşları” kitabında rastlamıştım.
Somçağ kitabının “Leylek (ciconia ciconia)”ya ayırdığı bölümüne şu iç ısıtan satırlarla başlar:
“Leylek Türk halkının en iyi tanıdığı ve en çok sevdiği kuşlardan biridir. Köy evinin damına, köy meydanındaki, cami avlusundaki ulu çınara yuva yapan leyleği Türk halkı sevecenlikle benimsemiş, yaz sonunda güneye doğru göç etmesinden yola çıkarak ona ‘hacı’ sıfatını yakıştırmıştır. Bu sevgi lafta da kalmamıştır.
Asırlar boyunca kanadı kırılıp soydaşlarıyla sıcak iklimlere göç edemeyen veya maişetini teminden aciz kalan leyleklere İstanbul’daki Eyüp Sultan Camii’nin avlusunda bakılmıştır...”
Yaşadığımız coğrafyada köklü, derin izleri var leyleklerin; efsanelerle gerçeklerin masallarla rüyaların birbirine karıştığı bu güzel kültürel bağla ilgili pek çok şahane örnek var...
Yaren Leylek ile Adem Amca’nın sıcacık dostluk hikâyeleri malum; yakın geçmişte bolca okuduk, izledik haberlerini.
Geçen hafta DHA, Sakarcalık Köyü’nün 1986’dan beri simgesi haline gelen leyleğin köy camisinin minaresine yıllar içinde kurduğu yuvasına dönüşünü müjdeledi.
Sakarcalık yerlisi köyü tarif için “Osmaniye’den Kadirli’ye giderken cami minaresinin âleminde leylek olan köy bizim köydür” diyor, o derece benimsenmiş.
Köye 35 yıldır gelen leyleğin hazin hikâyesini köyün eski muhtarı Vasfi Koca şöyle aktarıyor:
“Orada bir çift kuş oldu ve sonra yavruladılar. Sonra o yavrularını uçurdular. Her yıl da gider gelirler. Şimdi aynı leyleğin geldiğini nerden biliyorum? O zamanlar çiftlerden bir tanesi elektrik tellerine kanatlarının değmesi sonucu elektrik çarptı, öldü.
Onun öldüğünü gördüğü için diğer gelen leylekleri bir süre yuvaya kabul etmedi. En son bir tanesini kabul etti ve yavruladıktan sonra uçup gittiler. Aradan birkaç sene geçtikten sonra yine o leylek tek geldi. Yine yanına bir sürü leylek geldi ama hiçbirini yuvaya kabul etmedi...”
Bahar aylarındayız artık; leylekler dağlık, sarp alanlar hariç ovalara, vadilere, güvenli ve bereketli buldukları alanlara uğruyor, selamlıyor, sıcaklara doğru ilerlerken molalanıyor...
Ağrı’dan “Leyleklerin gökyüzündeki dansı” haberini, Balıkesir Sındırgı’da mola veren sürü haberi izliyoruz...
Bütün bu güzel, sıcak haberleri sıralamamın sebebi bir “alçaklık haberi” aslında...
Denizli’nin Çal ilçesinde, Hançalar Deresi yakınlarında iki leyleğin öldürüldükleri bildirildi.
İnsanın içini acıtan, isyan ettiren fotoğrafta tüfekle vurulmuş iki güzel leyleği görüyoruz.
Hangi sapık zihniyet, hangi hastalıklı kafa, hangi vicdansız öldürür göç yolundaki iki masum leyleği?
Jandarma olay yerinde inceleme yapmış, leylekleri öldüren alçağı/alçakları bulmak için kolları sıvamış...
Sağ olsunlar da bulsalar ne olacak? Hayvan hakları konusunda, yasa konusunda siyasi mekanizmanın tembelliği artık kasıt şüphesi uyandıracak hale gelmişken kim arar o leyleğin hakkını, kim sorar patileri bağlı vaziyette öldürülmüş vaşağın hesabını?
Leylekler, kusurumuza bakın, canım vaşak sen de bak kardeşim kusurumuza.
Kusurluyuz ve umurumuzda bile değil...
YAREN VE EŞİNDE ASAYİŞ BERKEMAL
DÜN öğlen saatlerinde Bursa Karacabey civarlarında “Leylek Köyü” Eski Karacaağaç’ta hava 8 derece ve hafif yağmurlu, asayiş berkemal idi...
Nereden biliyorum? Çünkü “yarenleylek.com” adresine girdim ve belediyenin Yaren leyleğin yuvasını 24 saat canlı olarak yayınladığı sayfadan durumu kontrol ettim.
Adem Amca ile kurdukları dostlukla dikkatleri üzerine toplayan Yaren bu sene eşiyle geldi, malumunuzdur.
Baktım Yaren de eşi de yuvalarında keyifle oturuyorlar, keyfim biraz olsun düzeldi...
Tavsiye ederim, gün içinde rahatlatıcı bir etkisi oluyor Yaren ve eşini izlemenin...
LEYLEĞİN BİR ÖĞÜNÜ
LEYLEKLERİN “Çiftçinin dostu” olarak anılmaları boşuna değil. Geçen sene okuduğum “Hayvanlar Âleminden Uygunsuz Gerçekler” adlı kitabında Lucy Cooke, bir leyleğin potansiyel öğününü şöyle sıralıyor:
“Yapılan ölçümlere göre bir leyleğin tek başına dakikada 30 kadar cırcırböceğini yiyip bitirdiği ve başka bir leyleğin bir saatte 44 fare, 2 hamster ve 1 kurbağayı silip süpürdüğü ortaya çıktı. Leylek sürüsünün 2 milyardan fazla larvadan oluşan Tanzanya tırtıl ordusu istilasını birkaç günde temizleyebileceği tahmin ediliyor...”
Peki biz ne veriyoruz leyleklere bunun karşılığında? Zehirli ilaçlarla tüketilmiş tarlalar, tahrip olmuş bir doğa.
Sonra doğa tokadı gerisingeri patlattığında şaşırıyoruz ya asıl ben ona şaşırıyorum...
Paylaş