Paylaş
Ölümcül tehlikeler barındıran bu iş sırasında başkalarına yardım için çırpınırken eve döndüğünüzde apartman kapısında “Sen arkadan giriş yapacaksın” talimatıyla karşılandığınızı da düşünün...
Başkasının hayatını kurtarırken bir süre iş yapamayacak şekilde rahatsızlanmışken maaşınızın kesildiğini de düşünün şöyle etraflıca.
Bu arada her gün hakarete uğradığınızı, haksız yere şikâyet edildiğinizi, dayak yediğinizi, yaralandığınızı ve belki de hayatınızı kaybedeceğinizi düşünün lütfen.
Bu stres dolu, tehlike dolu, maddi açıdan doyuruculuğu tartışmalı, manevi açıdan alkış ile yuhalamak arasında sıkışmış işi yapar mısınız?
Sağlık çalışanları böyle yaşıyor işte...
Hatırlarsınız, mart ayında bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de akşam belli bir saatte evlerin camlarını açıp, balkonlara çıkıp alkışlar yollamıştık sağlık çalışanlarına.
Salgın hastalıkla en ön cephede korkusuzca, gerçek kahramanlar olarak savaşanlara şükranlarımızı böyle sunmuştuk...
Ağustos ayına geldiğimizde arkadaşımız İpek İzci’nin Hürriyet Pazar’daki kapsamlı haberi şöyle başlıyordu:
“Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası cezalar artsa da sağlıkta şiddet vakalarının 2020’nin ilk altı ayında son 11 yılın en yüksek seviyesine çıktığını açıkladı...”
İzci, haberinde şiddete uğramış 5 sağlık çalışanıyla konuşuyordu. Uğradıkları saldırıları, işittikleri küfürleri, sayısız ölüm tehdidini okurken yüzüm kızardı...
Sağlık çalışanlarının yüzde 60’ı 10 kereden fazla saldırıya uğradığını söylüyor... Yasal yollardan bir sonuç alamayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 65...
Nisan ayında sağlık çalışanlarına yönelik saldırılarla ilgili bir düzenleme yapıldı ancak zaten verimi tartışılan ceza arttırıcı tüm önlemler gibi bir işe yaramadı...
Saldırılar tam gaz, küfürler ve tehditler tam gaz devam ediyor; yapana hiçbir şey olmuyor, kamuoyunda infial yaratan hadiselerden sonra gözaltına alınanlar bile salıveriliyor...
Geçen hafta Ankara’da servis kapısına sedyeyle yığınak yaparak kendilerini korumaya çalışan sağlık çalışanları gündeme gelmişti...
O haberden bu yana kaç hadise daha yaşandı.
Daha dün Trabzon’da bir hekim aldığı ölüm tehdidinin kayıtlarını paylaştı “Görün, duyun; yeter!” diye...
Hakikaten artık bir zahmet görün, duyun; yeter!
Paylaş