GEÇTİĞİMİZ cuma akşamı, dünyanın dört bir yanındaki futbolseverlerin merakla beklediği bir maç vardı TV8’de: Milan-Inter...
Milano derbisi, dünyanın en sağlam derbileri arasında adı hemencecik sayılanlardan. Cuma akşamı trafiği aşıp, saat 19.00’da eve ulaşıp televizyonun karşısına rahatça kurulan şanslılardandım.
TV8, bu sene hem İngiltere Premier Lig, hem de İtalya Serie A maçlarını vererek büyük bir hizmette bulundu sağolsun.
Neyse, maç güzel güzel devam ediyor. Bir ara maçı anlatan spiker, insanı seyrederken enerjisiyle yolan tipte futbolculardan Gattuso’nun ekrana geldiği sırada, yorumcu Ömer Üründül’e "Gattuso, Hacivat’a ne kadar benziyor değil mi Sayın Üründül?" dedi.
Espri çalışmadığımız yerden gelince bir müddet sessiz kalmayı tercih ettik tabii.
Ama yalnız değildik, Üründül de kendisine yöneltilen soruya uzun bir sessizlikle cevap verdi.
Gattuso ve Hacivat... Enteresan tabii!..
Taraftarı sürü olarak görmek
MANİSA’da maç sonrasında yaşanan skandalı hep birlikte televizyonda seyrettik. Kerameti kendinden menkul, animatör olduğu söylenen bir vatandaş, sanki üstüne vazifeymiş gibi küfürlü bir tezahürat için kendince çağrıda bulunuyor.
Zaten mağlubiyet şoku yaşayan Fenerbahçeliler, gayet haklı bir şekilde tepki gösteriyorlar. Olayların sakinleşmesi ve yoluna girmesi için seçilebilecek pek çok yöntem var. Fakat polis, en yaygın olan çözüm planını uygulamaya sokuyor: Acımasızca coplamaca!
Çocukların, kadınların, hiçbir olaya karışmamış, karışmaya da niyeti bulunmayan düzgün taraftarları da bir anda "holigan" kefesine koyuyor, karşısındaki kitleye, sabıka dosyası kabarık tek bir kişi gibi görüyor ve üzerine çullanıyor.
Sonuç ne oluyor?
Hem taraftardan hem de polisten yaralananlar, bir daha hayatı boyunca futbol maçı lafını bile duymak istemeyecek çocuklar ve Türkiye’nin gelmiş geçmiş en değerli spor yazarlarından birinin, rahmetli İslam Çupi’nin kalp spazmı geçirdiği söylenen eşinin fotoğrafı kalıyor akıllarda.
Akıl kapıdan çıkıp yerini şiddete bırakınca işin tadı tamamen kaçıyor.
Bu son olay statlarda güvenlik konusunu yeniden gündeme getirmeliydi. Fakat bizim tartıştığımız şey hala kerameti kendinden menkul bir tuhaf organizatörden ibaret.
Pazar gecesi spor programlarında da bunu aşamadığımız net bir şekilde görüldü.
Haberci Hakan Ünsal
FUTBOLU bıraktıktan sonra yorumculuk yapanların hepsi başarılı olamıyor. İsim sayarken birilerini unutmak ve yanlış anlaşılmak istemem.
Fakat bir Rıdvan Dilmen bir Cüneyt Tanman kalibresinde yorumcu kolay yetişmiyor.
Galatasaray’dan Çaykur Rizespor’a geçen ve futbol hayatını da sessiz sedasız noktalayan "Küçük" Hakan, futbolu bırakır bırakmaz Lig TV yorumcusu oldu.
Gidemediğim deplasman maçlarını televizyondan seyrediyorum. Küçük Hakan’ın ilk yorumlarında bir tutukluk, bir tedirginlik vardı.
Açıkçası "Bu iş olmaz" herhalde de demiştim. Fakat Hakan Ünsal (Artık Küçük Hakan demeyelim) giderek açıldı ve gayet başarılı bir yorumcu olacağına dair sinyal vermeye başladı.
Bu arada enteresan bir şekilde "haberci" damarı da bulunmakta Hakan Ünsal’ın. Çaykur Rizespor maçı öncesinde, Lig TV muhabiri Bahri Havadır tribünde maçı bekleyen Ümit Karan’la röportaj yapıyordu.
Havadır, "Hakan Ünsal’ın bir sorusu olacak sana Ümit" dedi.
Ve Hakan da, "Son maçta Gerets’ten seni oynatmasını isteyecek misin?" dedi.
Ümit gülerek "Sen var ya..." dedi.
Meğer bir gece önce beraber yemek yedikleri sırada, sezonun son maçında Galatasaray’ın puan olarak şampiyonluğu garantilemesi durumunda, Ümit Karan, hocası Erik Gerets’ten kendisini temsili olarak da olsa sahaya sürmesini isteyecekmiş.
Hakan Ünsal’ın ortaya çıkardığı bu haber ertesi gün hemen tüm gazetelerde de yer aldı.
Tebrikler Hakan Ünsal...
Rahat uykunun önemi
MARATON’da ara sıra sosyal mesajlar vermeyi de seviyor Erman Hoca. Yine böyle bir anda, kamuoyunda "Rahşan Ecevit Affı" olarak bilinen af yasasından şikayet ediyordu Erman Toroğlu.
Dönüp Şansal Büyüka’ya sordu: "Rahşan Hanım geceleri rahat yatıyor mu acaba?"
Şansal Büyüka’nın derdi ise haklı olarak yoğun program gündemi içinde hızlı şekilde ilerlemek. Bu durumu şu cevapla netliğe kavuşturdu: "Hocam bizim de bu gece rahat yatmamız için ilerlememiz lazım..."