G.Saray ruhu

Rakiplerinin puan kaybettiği haftada Galatasaray'ın üç puanı, averajını da hafiften düzelterek cebe indirmesi, taraftara ilaç gibi geldi.

Taraftar deyince iki dakika durmak gerekiyor. Dün gece tribünler hasret duyduğumuz derecede doluydu. Normalde bu kadar seyirciyi, ancak Avrupa kupalarındaki maçlarda görebiliyorduk. Taraftarın ilgisi, takımı da olumlu etkileyecek, bu muhakkak.

İlk yarı ahım şahım bir futbol oynamadı G.Saray, eyvallah. Fakat ikinci yarıda efsane maçlar (bakınız Real Madrid, Milan, gerisini siz doldurun) kadar olmasa da gerekli skoru yakalayacak ve tribünleri gaza getirecek bir futbol sergiledi. Hatırlamak bile istemediğimiz Yozgat ve Denizli maçlarındaki kabusu yaşamadık Allaha şükür.

Hızlı ve sert oynayan Rizespor, 10 kişi kaldıktan sonra zaman içinde gardını düşürünce, fark da kendiliğinden geldi. Ligde yol zorlu ve uzun gözüküyor. Şubat ayındaki program başlı başına bir zorluk zaten. G.Saray, bu zorlu viraj öncesinde, net bir skorla üç puanı aldı ve taraftarını rahatlattı. Kalbimizden geçen, şubat ayının da mümkün mertebe az hasarla atlatılması.

HEP BÖYLE ÜMİT

Burada iş, futbolculardan çok Lucesc'ya düşüyor. Artık cesaret ve G.Saray ruhu devreye girmeli. Rize maçı falan hikaye, G.Saray ruhu, bize şubat ayında lazım. Gözlerimiz dolarak, kalbimiz titreyerek ve göğsümüz kabararak, Ali Sami Yen'den sokaklara akmayı çok özledik. G.Saray taraftarını bundan mahrum bırakma Lucescu.

Son sözümüzü Ümit Karan, için söyleyelim. Sevgili Ümit, G.Saray taraftarının sana duyduğu sevgi ve güven çok az futbolcuya nasip oldu. Dün gece buna layık olduğunu gösterdin. Seni hep böyle görmek istiyoruz. Demin son sözümüz Ümit'e dedik ama Batista'yı atlamayalım. Vallahi çocuk top alacağım derken, sakatlanacak diye yüreğim ağzıma geliyor. Savaşçılığını seviyorum ama sen bize çok lazımsın Batista. Biraz daha sakin ol.
Yazarın Tüm Yazıları