Paylaş
Sinir krizinin eşiğindeki seçmenin günlüğü
PAZARTESİ
N’ABER SANDIK
Sevgili günlük;
Bu sabah Başbakan’ın “Hakikat sandıktadır” sözü üzerine oy kullanacağım sandığı ziyarete gittim. Son gördüğümden bu yana biraz yıpranmış, gelecek sefer yanıma vernik ve fırça da almalıyım. “N’aber sandık?” dedim, cevap vermedi. “Kim kazanır?” dedim, cevap vermedi. “Hayatın anlamı ne? İnsanlar televizyona nasıl giriyorlar?” gibi aklımı kurcalayan diğer soruları da yönelttim, cevap vermedi ama içimi dökmenin rahatlatıcı etkisini hissettim; Başbakan haklıymış elhamdülillah ve hamdullah.
SALI
MUHTAR ÇAKMAĞI
Canımın içi günlük;
Güne parlak bir fikirle uyandım. Mahallemizde benim de desteklediğim muhtar adayına promosyon olarak muhtar çakmağı dağıtmayı düşünmesi gerektiğini söyledim. “Sana bir ilmuhaber yazayım, sakinleş” dedi. Daha sonra muhtar ve ihtiyar heyetiyle ‘selfie’ çektirdik. İhtiyar heyetinde genç insanlar da gördüm; “insan hayret ediyor”.
ÇARŞAMBA
KANATÇIM KENDİNE GEL
Eyyyy günlük;
Kapı çaldı. “Kim o?” diye seslendim, “Ablan” cevabı geldi. Başbakan’ın uyarısını hatırlayıp ürkme belirtisi olarak “Hiiii!” dedim ve ekledim: “Hangi ablam?” Ses cevap verdi: “Kanatçım sayıyla kendine gel; hayattaki tek ablan, Dilek...” Tedbiri elden bırakmadım, “Ne konuşmak istiyorsun abla?” dedim. “Oğlum kapıyı açsana, elimde börek var, iyice oynattın sen” dedi. “Politika konuşmak yok ama” diyerek otomatiğe bastım, neticede ablam; Başbakan kızmaz umarım...
PERŞEMBE
KIRGINIM NAZLI HANIM
Ulan günlük;
“Hayırdır inşallah” de bir şey anlatıcam. Dün gece rüyamda “Dört Bir Taraf”ta Kadri Gürsel’in yerinde ben vardım ve üstüne üstlük moderatörlük sırası da bendeydi. Konuyu hatırlamıyorum ama arıza çıktı programda. Artık ne dediysem, Altan Öymen de dahil olmak üzere (kırıldım ama Altan Abi!) herkes bana bağırmaya başladı. Ortalığı yatıştırırım umuduyla “Nazlı Hanım, Dombıra dansı yapalım mı?” dedim, Nazlı Hanım kafama ananasla vurdu. Size de kırgınım Nazlı Hanım... Oyumu Kadri Gürsel’e vereceğim.
CUMA
BARCELONA MİTİNGİNE GİDELİM
Muhterem günlük;
Latif’i aradım ve “Artık gideceğimiz mitinglerin yerini, tarihini belirleyelim usta” dedim. “Paris veya Barcelona mitingine gidelim” diyor, işi gücü dalga. “Başbakan bana bir de alanda bağırsın istiyorum, artık televizyondan günde iki doz kesmiyor” dedim, “Devlet Bahçeli hesabıyla 2 artı 94, eksi 70, çarpı 5, bölü pi sayısı kadar gün kaldı seçime” şeklinde cevap verdi. Anlıyorum, onun da sinirleri bozuk. Kendine gelmediği için “Elimde 1982’de Tarabya’da kaydedilmiş taverna tarzı kasedin var” diye tehdit ettim...
CUMARTESİ
NİYE BİZE PIRASA ATTINIZ
Hişt! Buraya bak günlük;
Muhtarla birlikte son kez pullama yapmaya çıktık. Aşağı mahallenin adayları iki kişi ve bir mobiletten oluşan seçim konvoyumuza pırasalı saldırıda bulundu. Ağrıma giden de bu oldu zaten; niye pırasa? Başka mahallenin muhtar adayı olduğumuz anlaşılınca özür dilediler. “Hiç demokratik değilsiniz. Niye bize pırasa attınız?” diye sordum çay içerken, “Elimizde o vardı, manava mal indiriyorduk” dediler. Ne manasız, seçimden iyice soğudum...
PAZAR
DOMBIRAMIN TELLERİ ÖPTÜM BÜTÜN KELLERİ...
Bugün oy kullanacağım. Bir sonraki seçime kadar “Dombıra” veya “Geliyor Kılıçdaroğlu/ Hem temiz, hem dürüst bir insanoğlu” şarkılarını dinlemeyecek olmanın huzurundan başka bir şey hissetmiyorum. Psikiyatrist arkadaşımın tavsiyesiyle oy kullandıktan sonra kliniğe yatıyorum. Bana sıkı bir gömlek giydiren arkadaşlar oy kullanamayacağımı söylüyorlar; “Başbakan kızar, hem sandığa söz verdim vernik süreceğim, bakın cebimde fırçam var” diyorum dinlemiyorlar. Gömleğimi daha da sıkan arkadaş, “Ne verniği lan... Sandıkların hepsi şeffaf” tepkisiyle duyarlı seçmen fırçası kayıyor. “Dombıramın telleri, öptüm bütün kelleri” adlı bestemi seslendirirken iğneyi vurdular. Vatanımın gözlerinden, milletimin ellerinden öper, seçimlerin hayırlara vesile olmasını dilerim inşallah ve de sunullah...
SEÇİMİN NABZINI KANAT TUTTU LATİF DEMİRCİ ÇİZDİ
Paylaş