Paylaş
Adam yemin etmiş 2009’uma damgayı vuracak.
“Bir daha iki yıl filan Bono yazmam” demişken bombayı patlattı: “U2 olarak Türkiye’ye geliyoruz...”
Gel usta, kalem senin. Hatıralarımız/hukukumuz var, severiz.
* * *
Fakat sen Egemen Bağış’ın başını yakacak mısın yakmayacak mısın onu söyle önce.
Fotoğrafı görmüşsünüzdür; Bono, Egemen Bağış, Bağış’ın eşi...
New York’ta, “Gel İstanbul’a, çal Köprü’de. Salacak sallansın, Taksim yuvarlansın” sohbeti.
Akabinde İstanbul U2’nin 360 turnesine eklendi.
2010’da U2 İstanbul’da.
Bu habere yıllardır “Biliyor musun ben U2’yi seyrettim, hem de iki kere” dediğimde “Şu anda senden nefret ediyorum galiba” cevabını almış biri olarak herkesten çok sevindiğimi söylemeliyim.
Aha! Geliyor işte U2.
Siz sağ ben selamet!
* * *
Sağ, selamet demişken...
Bono’nun dünya meselelerine ilgisi malum.
Yeni bir durum da değil bu.
Taa 1983’te “New Year’s Day”i, Polonya’daki “Solidarnosc”dan esinlenerek yazmışlardı.
2000’lere kadar Chirac’tan Papa’ya kadar önüne gelen herkese çakan, dalgasını geçen Bono Birleşmiş Milletler’le organik bağ kurduktan sonra biraz uysallaştı.
11 Eylül sonrası tavrı fazla “Atlangaç Amerikancı” bulundu.
Yanılmıyorsam grup arkadaşları da biraz homurdandı.
* * *
Fakat Bono “rock eliti”nden, “dünya eliti”ne yükselmişti ve açıkçası bu da süper havalıydı.
Dünyayı yönetenlerin dikkatle izlediği Profesör Jeffrey Sachs “The End Of Poverty/Yoksulluğun Sonu” adlı kitabının önsözünü Bono’dan rica ediyordu..
Davos’ta liderler cep telefonlarıyla hatıra fotoğrafı çektirmek istiyordu..
* * *
Bütün bu gelişmeler hoşuma gitmese de “Vay satılmış sırtlan!” diyen radikal U2 milislerine de güldüm geçtim.
Bono da durumun farkında zaten.
Dünya meselelerine büyük ölçekte yaklaşmayı sevse de lokal itişmeleri ihmal etmiyor.
Son olarak yanılmıyorsam İtalya’daki konserde Berlusconi’ye “salladı..”
Şimdi geldik Egemen Bağış’ın aldığı riske..
Hükümetin “güneydoğu açılımı”na destek verecektir tabii.
Kevin Costner vermiş konu o kadar ciddi yani!- artık, Bono mu vermeyecek?
* * *
Yalnız Bono İstanbul’dan İnsan Hakları mevzuuna dokunmadan geçmez, geçemez.
Yıllarca “Türkiye’ye İnsan Hakları ihlalleri yüzünden gelmiyorlar” efsanesi yayıldığı için geçemez.
Albüm kapaklarında Türkiye’deki hak mağdurlarına yer vererek “yiğit” namı kazandığı için geçemez.
Ve bu noktada Olimpiyat Stadı’nın Şeref Tribünü’nde hanımlarıyla oturması muhtemel büyüklerimizin canı sıkılabilir.
Bono bu belli mi olur?
Sisteme uyumlu hale getirilmiş gibi algılansa da rock’çı adam neticede...
İsyan geni dürter.
Gülay Zere’den de, Festus Okey’den de bahsedebilir.
Egemen Bey’in New York’taki o saadet anını koruması zorlaşabilir.
“Vanminüt Egemen, ne diyor bu Bobo?” cümlesini duyar gibiyim.
Aman yahu, boş verin bunları Egemen Bey düşünsün.
Var olan en büyük rock konseri geliyor, ikna aşamasında payı olduysa ona da teşekkür etmek gerek.
Geri sayımı başlatın, biletinizi -saha içi tavsiye ederim- erken alın ve U2 gelene kadar bir daha benden yazı beklemeyin!
Paylaş