Dört kalpazan, bir skandal insanı, iki deli

İlkokulu bitirmemden bu yana değişen bilgilere baktığımda kendimi bir tuhaf hissediyorum.

Türkiye 67 il değil; Adana’dan başlayıp Zonguldak’ta bitmiyor.

Komşularımızda değişiklikler oldu.

Pluto artık cüce.

Maydanozun faydaları değişti, Çelik bile değişti vesaire.

"Dön yeniden oku" desen, öğrencilikte mutlu değildim, istemem.

Teklif getireni bahane manyağı yaparım.

"Önlükle kişisel bir meselem var"dan başlarım, "Haftalık beleş kooperatif fişinin ne kadar olacağını konuşalım önce, olur mu koç?"tan çıkarım.

Zaman içinde değişen bazı bilgileri hemen benimsedim.

Mesela kızlar benim sandığımın aksine briyantinle yapıştırılmış "Grease" modeli saçları sevmez.

Pluto’ya reva görülen tenzil-i rütbe operasyonunu hoş karşılamadım.

O hálá benim gezegenim. Gitmesem de, örnek kaya filan getirmesem de, o gezegen benim gezegenimdir!

*

Bazı hayatlar dünya görüşümü etkiledi ve değişime uğrattı.

Bob Marley, Diego Maradona, Metin Oktay, Silver Surfer...

Çoğunu yukarıda saydığım ve saymadığım isimlerden ve güzel kitaplardan öğrendiğim bazı bilgiler ise hayatımı renklendirdi, ufkumu açtı.

Mesela Haçlı Seferleri’yle ilgili kitaplar okumayı sevdiğim bir dönem olmuştu. Amin Maalouf’un "Arapların Gözünden Haçlı Seferleri", Runciman’ın kitabı derken, bir gün elime Marvin Harris’in "İnekler, Domuzlar, Savaşlar ve Cadılar" adlı kitabı geçti.

7 yıl önce ölen Marvin Harris, sosyal-antropoloji bilmecelerine sıradışı fakat sağlam delillere dayanan enteresan tezler geliştiriyordu.

Neyse, o kitapta Haçlı Seferleri’nin mucidi Aziz Piyer’in bir karabiber bağımlısı olduğunu, o dönem mücevher değerindeki karabiberin merkezine seyahat için derebeylerini dolduruşa getirdiğini ve nihayetinde Haçlı Seferi fikrinin oluştuğunu işaret ediyordu Harris.

Sonra ne zaman Haçlı mevzuu açılsa aklıma karabiber gelir oldu. Konu ciddiyetini kaybetti!

*

NTV’nin çok satan, çok başarılı "Cahillikler Kitabı"nı eğlenerek ve öğrenerek okuyorum ben de.

Ertuğrul Özkök’ün köşesinde bahsettiği ve sonra kıskançlıktan çatlayarak ölmemem için bana da getirttiği "The Book of Animal Ignorance"ın "genel kültür" versiyonu.

Zaten aynı ekibin (John Lloyd ve John Mitchinson) ürünü.

Her eve lazım türden, insanı şaşırtan ve kışkırtan pek çok bilgi içeren tatlı bir eser.

Ve ben bu eseri okurken Bastille Ayaklanması’nı kaybettim!

*

14 Temmuz 1789. Fransa’da devrim var. Bastille’i zaptediyor ayaklanan halk.

Malum, milli bayramıdır Fransa’nın 14 Temmuz. Meşhur tablolar vardır. İnsanı coşturur.

Fakat kitaptan öğrendiğime göre Bastille Hapishanesi basıldığında içeride sadece 7 mahkûm varmış: Dört kalpazan, bir skandal kurbanı ve kendini Julius Caesar zanneden iki deli!

Tarihsel önemini değiştirmeyecek Fransız Devrimi’nin bu gerçek.

Fakat Fransa ve devrim dendiğinde kaçınılmaz olarak aklıma bu sahne gelecek ve kesin güleceğim.

Kim demiş gerçekler acıtır diye...
Yazarın Tüm Yazıları