Paylaş
Uzun ve yoğun bir maç trafiğinin ardından hem zirvenin hem düşme hattının kaderi son hafta belirlenecek.
Zirvede sezon boyu birbirlerine şampiyonluk şansını altın tepside sunup durmuş İstanbul’un 3 büyüğü olunca hiç hali olmayanlar bile mecburen “Cumartesi Gecesi Ateşi”ni beklemeye başladı.
Bir Galatasaray taraftarı olarak elbette takımımın şampiyon olmasını isterim; fakat hevesimi dizginleyip gerçekçilik sınırları içinde kalmak en iyisi.
Sezon içinde takımın yalpaladığı günlere, o berbat mart ayı performansına hayıflanmak yerine son düzlükte vites arttıran, yarıştaki en önemli rakibini yenerek zirve civarını hizaya getiren Galatasaray’la gurur duymayı ve beliren umut ışığını son düdüğe kadar takip etmeyi tercih edeceğim.
Ligin bu sezon en iyi oynayan takımı görüntüsündeki Beşiktaş’ın ve bir kez daha “yeniden yapılanarak” sezona girmesine rağmen yarışta söz sahibi olan ve şansını kâğıt üzerinde son haftaya taşımayı başaran Fenerbahçe’nin de hakkını vereceğim.
Cumartesi Gecesi Ateşi yanmaya başlarken, yaklaşık iki saatlik bir deparla sona erecek gün biterken sevinçten çıldırmak, üzüntüden sürünmek, heyecandan ne yapacağını bilememek, endişenden aklını yitirmek ve daha nice duygusal iniş çıkışlar yaşamak için hazır olacağım veya hazır olduğumu sanacağım...
Coşkun bahar günlerini eve tıkılarak ıskalamış ruhlarımızın gecenin sonunda açacağı bayrağın rengi ne olacak, şimdiden bilmek mümkün değil...
Ama gecenin sıcaklığı şimdiden hissediliyor...
Ah futbol, sen nelere kadirsin...
NEFES NEFESE LİG DEMİŞKEN
ELBETTE 1980’lerde yaşanmış bir sezonda Romanya’nın alt liginde yaşanan heyecanla bugün yaşanan yarışı karşılaştırmak “elma armut yarıştırmaya” benzer...
Fakat “nefes nefese yarış” denildiğinde yıllar önce minik bir futbol kitapçığı sayesinde haberdar olduğum ve sıkça futbol muhabbetlerinde örnek verdiğim lig tablosunu yine hatırlatmakta fayda var...
Romanya’da, 1983-1984 sezonunda, 3’üncü Lig’e denk gelen “Divizia C”nin 16 takımlık A grubunda lig bittiğinde inanılması güç bir tablo oluşmuştu.
2 puan sisteminde geçen sezonu Muresul Deva takımı 38 puan toplayarak zirvede noktalamıştı ki, tebrik ediyoruz kendilerini...
Son sıradaki Minerul Aninoasa ise 28 puanla küme düşmüştü, geçmiş olsun dileklerini hâlâ kabul ettiklerini sanmıyorum ama geçmiş olsun tabii.
Ligin “nefes nefese” dedirten kısmı 1’inci sıra ile 16’ncı sıra arasında sıkışan 14 takım için geçerli...
Şampiyonu takip eden 3 takım 31 puanda, onları takip eden 2 takım 30 puanda, geri kalan 9 takım ise hep birlikte 29 puanda kalakalmış...
15’inci olup küme düşen Minerul Ghelar da, 7’inci sıradaki Metarul Bosca da 29 puanda tamamlamış sezonu.
Baştan ikinciyle sondan ikinciyi sadece iki puanın ayırdığı, birinin küme düştüğü diğerinin “şampiyonluğu kaçırmış muamelesi gördüğü” bir sezonmuş...
Yaklaşık 40 yıl sonra bu vesileyle o sezona emek vermiş Romanya halkına selam olsun. Yaşasın futbol...
YATLAR, MAAŞLAR, YORGUN ÇENELER FİLAN
DÜNYANIN en zengin insanı konumundaki Jeff Bezos’un yeni yaptırdığı yatın 500 milyon dolara mal olacağı ve lojistik amaçlı destek teknesiyle gezeceği haberini belki görmüşsünüzdür.
Bezos’un 500 milyon dolara (4.1 milyar TL) çıkacak 127 metrelik yeni yatında “alışıldığı üzere” bir helikopter pisti yer kaplamayacak.O işi 500 milyon dolara dahil olmayan, helikopter pistinin yanı sıra, jetski, sürat teknesi, deniz uçağı gibi diğer oyuncakları taşıyan “destek teknesi” üstlenecek.
500 milyon dolar çok büyük para elbette. Türkiye’nin önde gelen çoğu şirketinin yıllık bilançoları bile yanından geçemiyor.
Fakat sadece pandemi sürecinde, 2020’de servetine 75 milyar dolar katmış olan Jeff Bezos’a göre kelimenin tam anlamıyla “çerez parası” bu rakam. Sindirmeye yardımcı olmayacağı kesin fakat anlamaya yardımcı olması bakımından şöyle bir örnek vereyim...
Bir yıllık kârından 500 milyon dolar ayırmak, bir asgari ücretli vatandaşımızın “yıllık toplam kazancından” 225 TL ayırması gibi bir şey bu...
Lafa “dünyanın düzeni”, “gelir adaletsizliği”, “zenginin malı, züğürdün yorgun çenesi” tonundan başlayan olursa aklınızda bulunsun bu örnek...
Paylaş