Cimbomlunun televizyon işkencesi

MAÇ bitmiş; "13’üncü Gün", "Elm Sokağı Kabusu" ve Hitchcock’un tüm korku filmlerini üst üste seyretmiş gibi oturuyorum televizyonun karşısında.

Galibiyetten ümitli değildim açıkçası, ama bir beraberlikte gözüm vardı. Olmadı, 4-0 oldu, acı oldu, ama ne yapacaksın; hayat devam ediyor...

Normalde Pazar gecelerini spor programlarına ayırıyorum. Fakat derbi dolayısıyla Cumartesi programlarını da seyretmek gerekiyor...

Fenerbahçe yenilgisi sonrasında ruh sağlığını riske atmak istemeyen bir Galatasaraylı, üç gün boyunca gazetelerin spor sayfalarından, Fenerbahçeli köşe yazarlarından (Bakınız Mehmey Y. Yılmaz) filan uzak durmaya çalışır di mi?

Televizyon kanallarındaki spor programlarını seyretmek ise ancak balatayı tamamen sıyırmış Galatasaray taraftarının kendini iyice zedelemek, beyni kağıt hamuru kıvamına getirmek için yapacağı bir harekettir.

* * *

Bir umutla Spor Servisi’ni aradım ve "Salı yazısı için Pazar gecesinin programlarını seyrediyorum ya; bu gece seyretmesem oluyor di mi?" dedim.

G.Saraylı olan Esat Yılmaer’e rastlasam bir şansım olabilirdi. Fakat telefonu gayet Fenerli bir ağbimiz olan Yücel Ağbi açtı ve yine bir başka F.Bahçe taraftarı olan Mehmet Arslan’a aktardı.

Mehmet tahminimce kendisini gülmemek için zor tutarak şu cümleyi kurdu: "Usta, sen bu akşamkileri de seyret, yarınkileri de; ne olur ne olmaz!"

Utanmasa "Pazartesi programlarını da seyret, fenalaşırsan ambulans yollarım" diyecek.

* * *

"Başa gelen çekilir" diyerek, sevdiklerimle vedalaşarak filan oturdum emektar koltuğa ve korkunun ecele faydası olmadığını iyi bildiğimden, kafadan FBTV ile başladım.

Evet Selçuk Yula’nın yorumlarını dinledim, evet ışık gösterilerini seyrettim, evet Bağdat Caddesi’ndeki kalabalığın da farkındayım ve evet "Ulan en azından 31 Aralık’ı görürüm diyordum, kafayı bugün uçuracaklar galiba" diye titreyen hindinin dramatik şovunu da gördüm.

Gerets’i de dinledim, Daum’u da. Bu arada enteresandır; maç özetlerini önce NTV ve TRT girdi. O sırada Maraton’da Daum’un basın toplantısı devam ediyordu. Maçı zaten seyretmiş olduğum için bence Maraton doğruyu yaptı, fakat maçı seyredemeyenler için durum elbette farklıdır.

İçimin çok şiştiği anlarda (Mesela FBTV’de Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyeleri konuşurken...) KanalTürk’teki Nancy-Nice maçına, TV8’deki Juventus-Lazio maçına filan kaçtığım da oldu.

Geceyarısından sonra NBA’de Play-off maçlarının başladığını hatırladım. NTV’de Cleveland-Washington maçına döndüm.

Üçüncü periyot civarında koltuktan kanepeye yatay geçiş yaptığım sırada, gözlerim kapanırken, "Ayhan o topu gol yapabilseydi..." dedim ve "Bu da geçer yahu!" diyerek Pazar gecesi spor programları öncesinde bünyeyi dinlenmeye aldım...
Yazarın Tüm Yazıları