Paylaş
Köylüler derelerini korumak için nöbet tutuyor, mahkeme mahkeme geziyor, iş makineleriyle güreş tutuyor. Çevreciyiz biz be!
*
Üçüncü Köprü için sayısı yüz binlerle ifade edilen ağaç kesildi. Havada asılı bırakılan iddialara göre bir kısmı henüz güzergâh belli olmadığı için “yol yoluna” kıtır kıtır kesildiğiyle kaldı hatta. Gökyüzünden çekilen “kellik” görüntülerine bakmak Belçika büyüklüğünde yürek ister. Ama çevrecinin daniskasıyız be annem!
*
2005 yılında Fındıklı ve Ardeşen halkı Karadeniz Sahil Yolu’nun deniz varlıklarına zarar vereceğini, çevresel açıdan felaketlere yol açabileceğini söyleyerek dava açtı.
Danıştay 2009’da bu iddiayı haklı buldu ve imar planını iptal etti. Bugünkü adıyla “Çevre” ve Şehircilik Bakanlığı temyize gitti. Dava nihayet 2013’te karara bağlandı, Fındıklı ve Ardeşen halkı haklı bulundu, Karadeniz Sahil Yolu “plansız” hale düştü.
Ne var ki yol zaten 2007’de tamamlanmıştı! Radikal’den Serkan Ocak’a konuşan davanın avukatlarından Yakup Okumuşoğlu “Karar, ne yazık ki icrası mümkün olmayan ‘etkisiz yargı’ kararlarına eklenen yeni bir örnek olarak arşivimizde yer alacak. Kararı uygulamak, uygulatmak için davayı kazanmak yetmiyor. Bu sebeple kararın icrasını biz artık öteki dünyaya bıraktık” dedi. Üzülme avukat, çevreci bizim göbek adımız be!
*
Tıpkı HES’ler gibi, dağlarında, topraklarının, havalarının, sularının dibinde siyanürle vesaireyle maden araması yapılmasına karşı çıkan köylüler var. İtirazları vesaire problem oluşturuyor hevesli yatırımcı abiler için haliyle.
Hal böyleyken Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin (EMD) sohbet toplantısında müjdeyi verdi.
Çağlayan, özel sektörün taleplerini karşılamak adına Bakanlık koordinasyonunda bir mevzuat paketi muştuladı. Çağlayan’ın yeni düzenlemenin hevesli şirketlerin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu beklenmeden faaliyetlere başlanmasına imkân tanıyacağını söyledi. Öyle çevreciyiz ki, çevremize sığmıyoruz be abi!
Türkiye’nin dört bir köşesinde mermer ocaklarından ırmaklara kontrolsüzce akıtılan zehirli maddelerden, daralan yeşil alanlardan şikâyet eden gruplar var. Hepsi “anarşik, fonlanmış, bir fidan dikmemiş” tipler tabii, bir biz çevreciyiz be usta!
*
Betonun dikildiği yerde kıymeti yeşilden daha fazlaysa, rantı sağlam, geleceği parlaksa kimse ağaca dala, sincaba fidana bakmıyor, ranta kuvvet vuruyor kazmayı.
Ama yine de biz çevreciyiz be!
Tabii canım biliyoruz, bilmez miyiz hiç?
Paylaş