Paylaş
Abdülkadir Selvi çalışkan bir gazeteci.
Fehmi Koru’nun eski dostu Abdullah Gül’le birlikte “yen içinde kırık bir kol gibi bekleyenler” köşesine çekilmesiyle “o cenahta” oluşan boşluğu hakkıyla dolduruyor.
Eskiden Koru sayesinde takip edebildiğimiz, izini sürebildiğimiz AKP içi dengeleri, partinin veya hareketin yaşadığı dalgalanmaları bu dönemde “ancak ve sadece” Selvi’nin analizleri ve haberleri sayesinde okuyabiliyoruz.
*
Selvi neticede gizlemediği şekilde AKP’nin başarısına ve bekasına duacı ki; en doğal hakkıdır.
Sadece (haydi büyük ölçüde diyelim, ayıp olmasın) Erdoğan’ın sesine ayarlı faaliyet gösterilebilen iktidar yanlısı medya araçlarında alan gazeteciliği yapan, kulis aktaran ondan başka isim görmek pek mümkün değil.
İktidar yanlısı medyada son günlerde yaşananları yorumlamak için safların netleşmesini (Erdoğan’ın konuşmasını) bekleyenler çoğunlukta.
*
Bu mühim gelişmeler yaşanırken...
Kimileri müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırıp bayat polemik malzemelerini derin dondurucudan çıkarırken...
Kimileri “Kurtar bizi bu çelişkilerden eyy Reyiz; şimdi biz ne diyeceğiz?” diye beklerken...
Kimileri “Sağlam irade, sağlam kazık; başa bir iş gelmesin ha Erdoğancıyık!” diye ezbere kuvvet ilerlerken...
Çıktı ve “Büyü bozuldu” dedi.
Selvi’nin bu analizi, yorumu, uyarısı elbette çok ses getirdi.
Bir kısım panik halde “Büyü bozulmadı, bozulamaz büyü, n’olur bozulmasın” diyor.
Bir kısım “Bak, adamın gol diyor; büyü bozulmuş işte” diyor.
Üzülenler, sevinenler, “Birbirlerini yesinler” diyenler, “Haydi barışın, seçimlere karışın” diyenler...
Herkes bir şekilde “satın aldı” bu “büyü bozuldu” analizini.
*
Selvi elbette “Büyü bozuldu” derken bu tabiri “İşler yolunda giderken birlik ve beraberlik ruhunun zarar görmesi ihtimaline dikkat çekmek için” kullanmıştı.
Elbette paranormal bir hadise olarak bahsetmiyordu büyüden.
Bu sebepten bundan sonra yazacaklarımın Selvi’nin kullandığı şekliyle “büyü” ile bir alakası yok; belirtmek isterim.
*
Ancak...
İslami değerleri kendi uhdesinde gören/gösteren bir hareketin yaşadığı krizi “büyü” üzerinden tanımlamak lapsus (beyin sürçmesi!) değilse de enikonu ilginçtir.
İslami konularda bu kadar uzman varken benim fikir beyan etmem yanlış olur.
Yine de bildiğim kadarıyla “büyü” günahtır, sakınılması gereken bir faaliyettir; hem yapan hem başvuran açısından.
Araştırmadan yazmak ayıp olur diye Süleymaniye Vakfı’nın popüler web sayfası www.fetva.net’e başvurdum.
Aynen aktarıyorum:
“Büyü, hedef kitlenin bilmediği yöntemlerle olağanüstü güce sahip olduğu izlenimini vererek insanları etkileyip çıkar sağlamaya yönelik söz ve uygulamalardır.
Yalana dayandığı için büyü yoluyla hiçbir sonuç alınamaz. Allah Teala şöyle buyurmuştur:
‘Büyücü nerede olursa olsun hedefine ulaşamaz.’ (Tâhâ, 20/69)”
Paylaş