Birkaç iyi adam

GALATASARAY’ı oyun olarak -İstanbul’un dün yaşadıklarına da selam çakarak- “Elektrikler kesildi çalışamadım” havasında bulan çıkacaktır.

Haberin Devamı

Haksız da sayılmaz böyle düşünenler. Ancak bir takım cayır cayır oynamadan da 5 gollü bir galibiyet alabiliyorsa ayrıca tebrik edilir.
Dün elde edilen skorda en büyük pay iyi bir kaleciye ve çalışkan iki golcüye aitti.
Kronometre ilk turunu tamamlamamışken golü yiyebilirdi Galatasaray.
Selçuk İnan’ın dalgınlığını telafi eden Muslera oldu.
Bu pozisyonun hemen ardından Elmander-Baros ikilisinin ilk şovu geldi.

***

Durum 1-0 olduktan sonra, Galatasaray “İkinci için acele etmeye gerek yok” havasında oynarken Muslera mucizevi türden bir kurtarış daha yaptı.
İlk yarı sona ererken Baros’la hem skor olarak 2 farkı yakalamak hem de rakibin 10 kişi kalışını görmek Galatasaray için galibiyet yolunu çöpsüz üzüm haline getirdi.
İkinci yarı da penaltı golüyle başlayınca, rakip Karabükspor’un gardı tamamen düştü.

***

Haberin Devamı

Bir futbol klişesidir “Kötü oynarken de kazanmak...”
Galatasaray belki kötü değildi ancak skor tabelasına yansıdığı kadar da iyi değildi.
Selçuk-Melo ikilisinden birinin etkisiz olması durumunda da sarı kırmızılıların maç kazanabildiğini geçen hafta görmüştük.
Bu hafta -önceki performanslarına göre- etkisiz olan Selçuk’tu.
Ancak Galatasaray orta sahası bu durumda esnese bile kırılmayacağını gösterirken -ve kabul edelim çok şanslıyken- “vasat oynadığını” söylediğimiz Selçuk bir asist yapmayı da başardı.

***

Elmander-Baros ikilisinin neredeyse mükemmel performansı sıkıntılı olabilecek bir maçı farklı kazanmaya yetti, “4 gol kotasını” aşmayı sağladı.
Ancak Kazım’ın, Melo’nun fantastik top kayıplarını her takım Karabükspor gibi kibarca geri çevirmeyebilir.
Atılan 5 gole rağmen bu tehlike çanını duymak gerek.
Gecenin en kötü hadisesi ise Baros’un sakatlanması oldu. Tam formunu ve özgüvenini kazanmışken gelecek bir zorunlu ayrılık, gerçekten kötü olur...

Yazarın Tüm Yazıları