Paylaş
19’uncu yüzyılda çözülen imparatorluk için “meşrulaştırıcı tutkal” arayışına giren Abdülhamid, bugün resmi tarih olarak kabul gören, ezber edilen, yüceltilen pek çok değerin mucididir.
*
Selim Deringil’in mükemmel kitabı “İktidarın Sembolleri ve İdeoloji. II. Abdülhamid Dönemi (1876-1909)” bu süreci ve çabayı harikulade şekilde aktarır.
II. Abdülhamid öncesinde üretilmiş ve Fransızca cafcaflı laflar (Cet Etat subsistera. Dieu le veut/Bu devlet yaşayacaktır. Tanrı onu emrediyor) yazılı madalyonlar filan derken iş “görkemli bir tarih yazımına” ve o tarihi destekleyecek semboller üretimine gelmiştir.
Deringil kitabında “Ertuğrul Gazi Türbesi” ve bu türbe civarında düzenlenen “ihtifal”in, yani anma töreninin hikâyesini de aktarır.
Yazarın ifadesiyle “Ertuğrul Gazi’nin Söğüt’teki türbesi, imparatorluğun puslu kökenlerini yücelten karmaşık bir anıtsal mozole”dir.
*
Açıkçası Ertuğrul Gazi türbesinin “orası” olup olmadığı da şüphelidir biraz... En sadık II. Abdülhamid savunucusu tarihçilerin bile temkinli yaklaşıp, durumu “En muteber rivayete dayanılmıştır” diye geçiştirdiklerini yazar Deringil.
Ama neticede II. Abdülhamid’in iradesi söz konusudur. 1886’da türbe yeniden yapılır, elbette II. Abdülhamid’i öven kitabe yerleştirilmiş çeşme dikilir ve “gelenek icat edilir”.
1902’ye gelindiğinde türbe civarı ciddi bir bedel karşılığında istimlak edilmiş, “özgün Osmanlı aşireti Karakeçililerin at üstünde girip kutlama yaptıkları” şenlikler başlamıştı.
Hatta şu marş okunurmuş: “Ertuğrul Alayı’nın askerleriyiz/Sultan Hamid için ölmeye hazırız...”
Deringil kitabında aşiret liderinin şu klasik telgrafı saraya çekmesinin de âdet olduğunu belirtir:
“Zât-ı hümayunlarının saygıdeğer atalarının türbesine saygımızı sunmak şeklindeki yıllık kutsal vazifemizi ifa etmiş bulunuyoruz...”
İşte sevgili okur, taş çatlasın 150 yıllık bir geçmişi olan Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’nin “733’üncüsünü” idrak ettik geçen hafta sonu.
“733’üncü Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri”nde devlet büyüklerimiz yörük kefiyeleriyle kürsüye çıktılar, hamaset klasiği söylev ve demeçlerden örnekler sundular.
Hatta çıkan arızanın görüntülerine de şahit olduk, konuşma yaptırılmayan parti başkanının sempatizanı, sahneye çıkarak kürsüyü devirdi!
*
Bu yazdıklarımdan törenlere karşı olduğum sonucu çıkarılmasın.
Ne olduğu bilindikten ve katılmam istenmedikten sonra bu tür etkinlikleri sempatik bulduğumu, daha da görkemli ve eğlenceli yapılmasını desteklediğimi söylemeliyim.
İktidarın işi bu... Kendini sağlama almak için sembol üretir, tören icat eder, zamanla kendi de inanır, gaza gelir, nutuk atar, küser, arıza çıkarır.
Bunu bilelim, bu durumla eğlenelim; yoksa törenin kendisiyle cidden işim yok...
Paylaş