Bilgisayar için bir takım faydalı kullanım önerileri

Sırtına hard-disk’ini vurup sanal alemde ruhunu serinletecek arayışlara giren ‘net dervişleri’nden sayılmam.

Fakat kimi zaman tesadüfen çok faydalı hadiselere şahit olabiliyorum.

Örneğe geliniz... BBC’nin web sayfasının (www.bbc.co.uk) müzik bölümünde bir biyografi ararken hem radyoları canlı olarak, hem de eski programları arşivden dinleme imkanı bulunduğunu fark ettim.

Mesela şu anda ‘The Magic of Motown’ adlı 3 saatlik özel programı arşivden çekmiş vaziyetteyim ve bu yazıyı o süper klasikleri dinleyerek yazıyorum.

Yapmanız gereken tek şey Büyük Britanya’nın bu güzide yayın kuruluşunu sanal ortamda ziyaret etmek, ‘Ben müzik bölümüne yönelmek azmindeyim’ demek, eğer cihazınızda yok ise yine bu sitenin sağladığı güzellik sayesinde real player indirmek ve istediğiniz programları dinlemek...

*

Benzer bir servisi, yaşadıkça yaşayası müzik dergisi Rolling Stone’un www.rollingstone.com adresinden indirebileceğiniz Rolling Stone Radio sayesinde de alabilirsiniz.

Onu dinleye dinleye eskittim sayılır. Yine de arada girip 1980’ler indie toplulukları çalan istasyona bağlanıyorum ve bünyede kurt namına ne varsa döküyorum.

*

Geçen hafta, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Temel Eser önerileri üzerine ‘Gizli Yediler’i, Pal Sokağı Çocukları’nı okutalım’ türü birşeyler çiziktirmiştim.

O kitapları okumuş olanlardan ‘Ben büyüdüm, kariyer sahibi oldum, Nemeçek’i de unuttum Küçük Prens’i de... Ühü! Ühü! Daha fazla büyümek istemiyorum’ yollu beni de hislendiren çok sayıda elektronik posta geldi.

Kitapları hala bulabiliyorsunuz aslında. Eğer ‘Bulamam vaktim yok’ veya ‘Ben yurt dışında yaşıyorum, nasıl bulayım?’ diyorsanız, size küçük bir tüyo.

www.1001kitap.com adlı adreste Küçük Prens, Pal Sokağı Çocukları gibi bazı kitapları okuyabiliyorsunuz.

Bana pek uymadı. Bir ara deneyeyim dedim; ‘Pal Sokağı Çocukları’nın ‘Saat bire çeyrek vardı...’ diye başlayan Zeyyat Selimoğlu çevirisini okumaya çalıştım.

Aynı tadı almanın imkanı yok. Yine de ‘Özledim, okuyacağım. Sonra da ‘Nerede lan benim güzelim çocukluk yıllarım’ diye ağlayacağım’ diyorsanız, söz konusu adrese başvurabilirsiniz.

Rambo 22 yıllık film mi olmuş ya?

ŞİMDİ anlatacaklarım yaşı 30 civarında seyredenlerde hasar yaratacak, biliyorum.

Benzer bir hissi Kajagoo’nun ‘Too Shy’ını dinlerken pişmiş kelle gibi ‘Ne güzel şarkıdır bu ya!’ dediğimde bir arkadaşımın verdiği ‘Yaaaa, 20 yıl oldu. Limahl’ın saçlarına özeniyorduk hatırlıyor musun?’ cevabı karşısında aralıksız 30 saniye yutkunurken yaşamıştım.

Televizyonda ‘İlk Kan’ veya daha yaygın bilindiği şekilde Rambo oynuyor. Yıllardır seyretmemişim. Bayıldığım bir film değildi, hala da değildir. Ama alternatifleri gözden geçirince direkt yazıldım vakit geçirmek için.

DigiTürk kumandasının ‘i’ tuşuna basınca filmle ilgili bir takım bilgiler, yönetmeni, yapım yılı, oyuncuları filan geliyor ya (Hoş bu şansınıza bağlı. Bazen abuk subuk metinler de çıkabiliyor)... Ben de basmış bulundum.

Nı-ha! Film çıkalı 22 sene olmuş.

Hap kadardık biz o zamanlar yahu!..

‘O zaman... O zaman..’ diyerek www.imdb.com adresine gittim ve bazı filmleri kontrol ettim. ‘E.T.’, ‘Indiana Jones’, ‘The Breakfast Club’, ‘Lost Boys’, ‘Star Wars’, ‘Superman...’

Ağlamak istiyorum galiba.

- Ben uzaya gitmek istiyorum
- Zaten NASA da seni bekliyor


Tamam kabul ediyorum, çabuk ayar olabiliyorum bu aralar. Gazete okurken, televizyonda haberleri seyrederken filan ağzımın kenarı çabucacık köpük köpük olabiliyor.

Ama bazen üstüme gelindiğini düşünüyorum.

Kısa kesip şu haberi beraber inceleyelim...

*

Büyük ihtimalle hayatlarının çok normal gitmesinden sıkılmış tiplerden itinayla seçilmiş 20 bin İngiliz’e sormuşlar: ‘Ölmeden önce mutlaka denenmesi gereken şeyler nelerdir?’ diye.

Arkadaşlar saymışlar: ‘Yunuslarla yüzeceksin... Balinaları seyretmeye gideceksin... Avustralya’nın Büyük Mercan Resifleri’nde dalacaksın... Köpekbalıklarıyla dalacaksın... (Takmışlar, daldırmadan bırakmayacaklar) Uçaktan atlamayı öğreneceksin... Balonla uçacaksın... Savaş uçağıyla uçacaksın...’

Efendim liste böyle emir kipinde devam edip gidiyor: ‘Safariye git... Kuzey Işıkları’nı gör... İnka yollarından Machu Pichu’ya yürü...’

*

İçlerinde ‘Yaa, hakikaten yapabilsem’ dediklerim var ama mesela köpekbalıklarıyla yüzmeye kafayı takanlara sormak isterim, ‘Olayı köpeklerle ayrı, balıklarla ayrı yüzmek şeklinde öneriyorsanız tamam. Fakat bunun bileşimi sakat oluyor biliyor musun?.. Jaws’ı seyretmiş miydin sen?.. Hala ısrar ediyorsun demek. Git yüz o zaman, parlak renkli mayo giymeyi de unutma!. Hasta ederler insanı!...’

Sonra ‘Savaş uçağıyla uç!’ ne demek. Oldu, bütün dünyanın hava kuvvetleri zaten seni bekliyor, gelsin de uçuralım diye. Birkaç yıl önce Türk Silahlı Kuvvetleri tanınmış gazetecileri Güneydoğu seyahatine götürmüştü.

Bazıları F-16’yla tur atma önerisini geri çevirmemişti. Pilotların üstüne kusanların isimleri bende saklıdır hala!..

*

‘Kuzey Işıkları’nı görmeden ölürsen yaşamamışsın sen ha-ha!... Avustralya Büyük Mercan Resifleri’nde dalıp bir turlamamışsan fakirsin, öl!’ demek kolay, uçak bileti bile ne kadar biliyor musunuz siz ya!

Listede ‘uzaya gidin!’ diyen şuurunu tamamen yitirmiş insanlar da var. Güzel kardeşim, balatayı sıyırmış kınalı kuzum, beynini sirkede bekletip ara sıra kullanan şahsiyetim!... Bugüne kadar uzaya toplam kaç kişi gitti say bakalım bi!.. ‘Ölmeden mutlaka uzaya git!’

Oldu... Zaten NASA seferber oldu seni yollamak için...
Yazarın Tüm Yazıları