Bedelli askerlik bedelsiz demeçler

BEDELLİ askerlik, geniş kitleleri ilgilendiren ve ısıtılıp gündeme getirilmesinde sakınca görülmeyen, tartışmaya doyulamayan bir mesele.

Haberin Devamı

Herhalde tatmin edici bir çözüm hâlâ bulunamadığı için olsa gerek... Neticede bedelli olan askerlik, havada uçuşan demeçlerin bir bedeli yok.
“Demeçlerin bedeli yok” derken yanlış anlamayın, kendi partiniz tarafından yalanlanma, atılan şık bir çalım neticesinde incinen onurunuzu ve belinizi tutarak oyundan çıkma riski hep var.

*

“Bedelli” diğer parti öneri getirdiğinde “Çok popülist hareketler bunlar; oy avcılığı” yorumu yapılırken, kendi partiniz gündeme getirdiğinde “İhtiyaç var, toplum bir bunu, bir de Tarkan’ın yeni albümünü bekliyor zaten” diye savunulabilir.
Çıkmaması hayatını planlamaya çalışan bir kitle için büyük problem. Ne var ki çıkması da problemi tam olarak halledemiyor. Yaş sınırının düşürülmesini isteyenler, bedeli fazla bulanlar malum.
Son bedelli yasasının beklenen ilgiyi görmediği de biliniyor; zaten Başbakan da dahil olmak üzere yetkililer umulan başvurunun çok altında kalındığını söyledi, söylüyor. 400 bin kişi beklenirken, 70 bin kişi geldi.
Hadisenin eğlenceli bir yönü de var, kabul edelim. Mesela Sinan Çetin’in “Bedelli askerlikten gelen parayla PKK’yı satın al, konu kapansın” gibi “Ay, gül gül öldük!” dedirten demeci, Kenan Doğulu’nun bedelli askerlik yasasını kutlamak için balıkçıya giderken kamuflaj parka giymesi vesaire...

*

Haberin Devamı

“Konu yeniden gündeme geldi” diyeceğim ama yalan olacak! Konunun gündemden hiç düşmediğini görmek için yakın geçmişin haberlerini kabaca taramak yeterli.
Fazla uzaklara da gitmeyelim. Mayıs 2013’e, iktidar partisinin Kızılcahamam Kampı’na dönelim.
Hangi kamp? Malum, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tenis oynarken, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın ‘Tenis Kürtlerin ata sporudur’ vecizesini bizlere armağan ettiği, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’a ‘Come on Cevdet’ diye seslendiği ve Hakan Şükür’ün takımının maçı 10-6 kazandığı maçın oynandığı kamp.

*

O kampta, her kampta olduğu gibi “eğlenceden çıldıracak gibi olduğumuz” böylesi anların yanı sıra memleket meseleleri de tartışılmıştı.
“Bedelli askerliği pişirelim, suyunu taşıralım” önerisi getiren bazı vekillere Başbakan Erdoğan “Biz sulu parti değiliz. Sürekli bu konuları gündeme getirmeyiz. Bu konuyu değerlendirdik. Kararımızı verdik. Adım attık. Yeni bir düzenleme düşünmüyoruz. Bu konu kapandı.” Demişti.
Aradan 6 ay geçti, geldiğimiz nokta şu...
4 Kasım’da Bülent Arınç, AKP Hatay vekili Hacı Bayram Türkoğlu’nun Twitter üzerinden yaptığı “Bedelli üzerinde çalışıyoruz. Mart veya nisan gibi torba yasaya atılabilir” şeklindeki açıklamalarını yalanladı ve “Bedelli konusu gündeme bile gelmedi” dedi.
Başbakan Erdoğan 12 Kasım’da Arınç’ı onayladı: “...Bedelli askerliğe gelince, şu anda Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bedelli askerlik noktasında olumlu bir yaklaşımı söz konusu değildir. Dolayısıyla programımızda şu anda bizim bedelli askerlik yok.”
Erdoğan
22 Kasım’da da “Yeni bir bedelli askerlik mi geliyor?” sorusuna ise “Ben öyle bir şey söylemedim. ‘Öyle bir teklif geldi. Bunu yetkili, ilgili mercilerle görüşebiliriz. Ona göre adımlar atılabilir’ dedim” yanıtını verdi.
Sonra, birkaç gün önce AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş “Son defa bedelli askerlik hakkı tanınabilir” dedi bir televizyon röportajında.
Ertesi gün Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ “Numan Bey’in temennisidir, böyle bir çalışma yok” dedi, Kurtulmuş da “Şahsi görüşümdü” diyerek topu kalesinin ağlarından alarak santra noktasına doğru yürüyen partili arkadaşlarına katılmış oldu.
Eh, parti “sulu bir parti” olmadığına göre... Askerlik bedelli, demeç bedelsiz demeyeceksin de ne diyeceksin?..

Yazarın Tüm Yazıları