Paylaş
Düşündükçe insanı kahreden, iç yakan bir haber.
O valiye söyleyecek laf çok ancak adını Halil Öğretmen’le birlikte anmanın saygısızlık olacağını düşünüyorum.
Ders verdiği sınıfta “Çık dışarı sakalını kes. İnsanlar görseler dilenci zannedip para verirler” diyerek ezmeye kalktığı Halil Öğretmen’i düşünerek geçirir hayatını umarım; o “yüceler yücesi makam odalarında!..”
*
Halil Serkan Öz belli ki öğrencileri tarafından sevilen bir öğretmenmiş.
Alanı matematikmiş ancak belli ki sınırlarını “matematik müfredatı” ile çizmemiş.
Bir “hayat öğretmeni” olmayı amaçlamış.
Kalan fotoğraflarından birinde Schopenhauer okurken görülüyor.
Okumayı sevdiğini, öğrencilerini de kitapların dünyasına sevk etmeye çalıştığını biliyoruz ölümünün ardından ortaya çıkan bir liste sayesinde.
60 kitaplık “okuma tavsiyeleri” listesini incelerken içim bir kez daha kıyıldı...
Dostoyevski’den Tolstoy’a, Proust’tan Camus’ye, Kafka’dan Orwell’e büyük yazarların büyük eserlerini tavsiye etmiş öğrencilerine...
Shakespeare’i de tanımalarını istemiş Tanpınar’ı da...
Rakamlar, işlemler, kesirlerin yanında Italo Calvino da okumalarını istemiş: “Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu...”
Oğuz Atay’ı tanısınlar istemiş, “Tutunamayanlar”ı da okusunlar asal sayılar ve basit eşitsizliklerle birlikte.
Modüler aritmetikten bunalan kendisini Yusuf Atılgan’ın yanına atsın, “Aylak Adam”la tanışsın istemiş...
*
Tavsiye ettiği 60 kitabın tamamı bir yana, bazılarını okuyan biri bile çıkıp öğrencilerinin, sevdiklerinin önünde bir başka insanı azarlamaz, aşağılamaz diye düşünmüştür herhalde.
İnsana saygı gösterir, hak arama mücadelesini küçümsemez diye aklından geçirmiştir herhalde.
Bir gün kapının açılacağını, içeriye tüm katılığıyla “şehrin mülki amirinin gireceğini”, kabalaşacağını, öğrencilerinin önünde azarlayacağını hesaplayamamış işte Halil Serkan Öz...
Gencecik, pırıl pırıl, idealist bir öğretmeni ve ince ruhunu koruyamadı kitaplar ne yazık ki devletin ceberut yüzünden...
*
“Tutunamayanlar”da Selim ne diyordu?
“...Kitap okumakla manavın beni aldatmasına engel olamıyorum bir türlü. Manava inanmadığım halde beni aldatıyor namussuz.
Ya inandığım dostlarımın beni aldatmasını önlemek; büsbütün imkânsız bu.
Dostlarım alay ediyor benimle. Bu çocuğun sonu ne olacak diyorlar...
...Duvarlar duvarlar var çevremde. Halsiz kalıncaya kadar başımı vuruyorum onlara...”
Ah hocam...
Kırdı kalbini ve öldürdü işte seni o kitaplardan tanıdığımız kötülük.
Ne desek boş, affedersin hocam...
Paylaş