Adam olacak rock’çı 20’sinde belli olur

Arşivimin vazgeçilmezlerinden Mojo, bu ay 20. yıl özel sayısını çıkardı. Adına yakışır bir şekilde özel bir dosya hazırlayan dergi, müzik âleminin ikonlarına 20. yaşlarını anlattırmış.

Haberin Devamı

Mojo, bu sütundaki bazı yazıların direkt, bazılarının dolaylı (yazar burada çaktırmadan arakladım demek istiyor!) kaynağı olmuş güzeller güzeli bir dergi.
Aralık 2013 sayısıyla 20’nci yılını idrak etti Mojo. 1993’te (Kasım) çıkan ilk sayının kapağı (Bob Dylan/John Lennon) hâlâ hatırımda fakat o dergiyi benden araklayan kimdi, işte onunla ilgili bir kayıt yok.
Mojo ve yakın akrabası sayabileceğim Uncut’ın her sayısını almak, okumak ve saklamak düzenlilik problemi büyük olan bu vatandaşın sektirmeden yürüttüğü nadir faaliyetlerdendir.
Taşınmalar sırasında vazgeçilen arşivler arasına hiç girmediler. “Tablet versiyonunu alsana, her ay bunu mu kovalıyorsun? Çok yer kaplamıyor mu?” şeklindeki baskılara, “Tablet istemem, kâğıt güzeldir, CD’lerini de biriktiriyorum ve ayrıca sana ne?” cevaplarıyla göğüs gerdim yıllarca.
Nihayetinde 20’nci yaş özel sayısını nemli gözlerle olmasa da sevinçle ve heyecanla karşıladım.
20’nci yaş özel sayısı için elbette özel bir hazırlık yapıldı. Geçen aylarda okurlarına “Son 20 yılın en iyi albümlerini, yıl yıl belirterek yazınız. İstediğiniz yıldan başlayabilir, saçları mohawk yapabilir, kırmızı tükenmez, fosforlu kalem bile kullanabilirsiniz ama e-mail atsanız da yeter” çağrısı yapmışlardı zaten.
Bu listeyi/listeleri yayımlamışlar ki; oraya da geleceğiz.
Asıl güzellik, müzik âleminin ikon şahsiyetlerine “20 yaşında n’abiyodun?” sorusunu yöneltmek olmuş.
Jimmy Page’den Pete Seeger’a (Evet, 1919 doğumlu, 94 yaşında ve hâlâ yaşıyor üstat, nazar değmesin), Yoko Ono’dan Ringo Star’a, Alex Turner’dan John Cale’e toplam 20 müzik insanı anlatmış 20 yaşını.
Müzisyen veya müzisyen olmayı amaçlayanlar için rehber niteliğinde harikulade bir dosya çıkmış ortaya.
20 yaşında ne yaptığını anlatanların bir bölümü, “Ben zaten o yaşımda iki kere bir numara olmuş, bir dünya turnesine çıkmış, üstüne de hırka örmüş, giyip dağa çıkıp, derviş olmuştum” diyor ki; haklılar. Şahidim, şahidiz!
Bir anda geliveren şöhretle nasıl başa çıkılacağına dair ipuçları, hayatlarını değiştiren dev/minik kararlar, karışık ruh halleri... Hepsini ve daha fazlasını okumak mümkün.
Bir örnek vereyim, Brian Wilson’dan... The Beach Boys’un kuruluş efsanesinin ilk anını kafalarda canlandırmak için güzel bir örnek...
The Beach Boys’u tanıştırmaya gerek yok sanırım. 1960’ların başında doğan, 100 milyondan fazla plak satan ve hâlâ varlığını sürdüren, laf osun diye değil hakikaten ‘yaşayan bir efsane!’
Brian Wilson, ergen irisi olarak otomobiliyle gezintiye çıktığı bir gün radyoda Herb Alpert’in ‘Tell It To The Birds’ şarkısı çalmaya başlar.
O sıralar 19 yaşındadır Brian Wilson, ortada Beach Boys filan da yoktur. Okulda arkadaşları ve kuzeniyle kurduğu ve Leiber & Stoller’dan şarkılar söyleyen amatör bir grubu vardır.
Herb Alpert’in şarkısı diline takılır. Mırıldanma aşamasında kendi kendine başka bir şarkıya geçtiğini fark eder.
İlk şarkısını böyle yazar: ‘Surfer Girl’...
Başlangıçta kendi yazdığı şarkı bir huzursuzluk kaynağıdır, çalmaktan utanır, sıkılır. Fakat sonra diğerleri gelmeye başlar: ‘Surfin’ Safari’, ‘Lana’, ‘Surfin’.
Böyle bir sörf dalgası yakalamış şarkı yazarken babası müzik dünyasıyla ilişkileri olan bir aile dostlarını ziyaret etmeyi önerir.
Şarkı beğenilir, babası prodüktör olur ve ilk şarkılarını, yani ‘Surfer Girl’ü kaydederler.
Grubun adını da plak şirketi koyar: The Beach Boys. Başlangıçta çok gıcık olurlar bu isme ama zamanla kabullenecek, seveceklerdir.
Wilson o yıllarda (1962) şarkının radyoda çalması için kendilerinin arayıp istekte bulunduklarını söylüyor ki pek ihtiyaç da kalmamış açıkçası.
20 yaşındaki Brian Wilson ve grubuna albüm teklifi gelir. O yıllarda, hatta bu yıllarda zor bir isteği kabul ettirir ve prodüktörlüğü de üstlenir, henüz 20 yaşında.
Henüz oy hakkı yoktur ancak prodüktörlüğünü üstlendiği ilk albümleri listede ilk 40’a girmiştir.
Sonrası malum, bir müzik efsanesi.
Brian Wilson, “Müzik bana sandığımdan daha cesur olduğumu gösterdi; müziğin hayatta tek yolum olduğunu anladım” diyor 51 yıl sonra.
Ya ben ne yapıyordum 20 yaşımda?
Boş işler valla!.. Hele bunları okuduktan sonra...

Yazarın Tüm Yazıları