Paylaş
George Orwell’ın ömrünün son demlerinde yazıp tamamladığı kitabı “1984” yıllardır düzenli olarak belli miktarda satmayı sürdüren kitaplardandı.
Ancak son dönemde satışı birdenbire hızlandı, kitap satış listelerinde belirdi ve nihayetinde 1 numaraya ulaştı.
Kitabın yayıncısı olan Penguin, şaşkın ve herhalde sevinçli bir şekilde planları dışında yeniden baskıya gireceklerini duyurdu.
Orwell’ın yaşarken kaygıyla ve üzüntüyle izlediği totaliter rejimlerin yükselişinden hareketle yazdığı romanının 68 yıl sonra yaşadığı bu “ikinci bahar” pek kimseye sürpriz gelmedi açıkçası...
ZEHİRLİ BİR DİL
Donald Trump’ın ABD Başkanı seçilmesinin ardından hem kendi vatandaşlarının hem de dünyanın geri kalan kısmının önemli bir bölümünü isyana sevk eden performansı malum.
Yabancı düşmanlığı, ayrımcılık, “kendi gibi olmayana” zulmü reva görmek... Ne ararsanız var.
Diliyle, imzasıyla, gelecek tasavvuruyla zehir saçan bir zihniyet eline geçen büyük gücü iyilik yerine kötülük devşirmek için kullanıyor işte.
Meksika sınırına duvar öreceğini, parasını Meksika’dan gelen mallara uygulanan vergiyi yüzde 20’ye çıkartarak alacağını söylüyor.
“Almanya’yı sevmem...” diyor...
Çin’le ucu savaşa gidebilecek bir tartışmanın fitilini ateşlemekten geri kalmıyor...
Müslümanlara açıkça “Görmeyeyim sizi buralarda” diyor, ülkeye girişlerini engelleyecek uygulamaları “acilen” devreye sokuyor...
Bütün bunları ve daha fazlasını sadece sandık yarışından galip çıktığı için yapabileceğini sanıyor ve yapıyor da...
POPÜLİST, OTORİTER, TOTALİTER
Kibirli, kaba, azınlıkları aşağılayıcı, kadınları küçük gören, nefreti körükleyen “hot zot” tavrıyla kendi toplumunu ve dünyayı kutuplaştırmakta beis görmüyor...
Hal böyle olunca popülist, otoriter, totaliter rejimleri işaret eden bir klasik roman da yeniden çok satmaya başlıyor işte...
Açıkça yalan söylemekte, gerçekleri çarpıtmakta, algı ayarlarını hileyle yamultmakta sakınca görmüyor Trump ve ekibindekiler.
Danışmanlarından biri (Kellyanne Conway) katıldığı bir televizyon programında Beyaz Saray’ın açıkça gerçekleri çarpıttığı suçlamasıyla karşılaşınca “Alternatif gerçek” demeyi tercih etti.
GERÇEĞİN ALTERNATİFİ YALANDIR
Gerçeğin alternatifi olur mu?
Ona yalan denmez mi?
Bunu Trump ve danışmanı bilmez mi?
1984’te “Büyük Birader”in rejiminin en önemli ideolojik aygıtı olan “Gerçek Bakanlığı” da bu işle uğraşır.
Üzerinde “Savaş Barıştır. Özgürlük Köleliktir. Cehalet Kuvvettir” sloganı yazan binada gerçekler ve tarih rejimin istediği şekilde üretilir ve köleleşmiş, robotlaşmış kitlelere kabul ettirilir.
Gazetelerin geçmiş sayıları bile “günün gerçeğine” uygun hale getirilir, demir yumruğun çalıştırdığı propaganda makinesi kullarına neye inanmaları gerektiğini ezberletir...
Bu rejimlere “Hayır!” diyemeyen kitleler de eğer bulup okuyabilirlerse 1984 gibi klasiklerde teselli arar.
Bulabilirlerse...
Okuyabilirlerse...
(1984, George Orwell, Çeviri: Celâl Üster, Can Yayınları)
Paylaş