Paylaş
Üç beş ay yurt dışına çıktığınız ve kendi ortamınızdan uzaklaştığınız zaman, hayatın olağan akışından uzaklaştığını, birçok şeyin değiştiğini sanıyorsunuz.
Aynı kentte birlikte yaşarken bazen aylarca görüşemediğiniz kişileri de özlüyor, merak ediyorsunuz.
Ülkenizden, yaşadığınız kentten uzak olmak daha duyarlı, daha duygusal hale getiriyor sizi.
* * *
İki günlüğüne gelince de, çok az kişiyi görebiliyorsunuz koşuşturmaca içinde.
* * *
Bu kez öyle olmadı, hemen hemen herkesi görme şansını yakaladım.
* * *
Edebiyat Ortamı Dergisi’nin her yıl geleneksel olarak yazarları, şairleri, dost ve arkadaşları bir araya getirdiği iftar programına denk geldim.
* * *
İftarda Nuri Pakdil ile aynı masada karşılıklı oturduk ve hasret giderdik.
Nuri Pakdil, yirmili yaşlarımızdan beri bizlere kol kanat geren, yetiştiren, okumamızı, yazmamızı sağlayan; dünya görüşümüzü, düşünce yapımızı temellendiren, şekillendiren; hayata, olaylara, kişilere evrensel perspektiften bakmamızı sağlayan kişi.
Bizim ustamız, ağabeyimiz; hepimizde emeği var.
Ülkemizdeki entelektüel birikimin önemli bir kısmı O’nun duruşu, tutumu, yazdıkları; hatta sustukları ve konuşmadıklarıyla oluştu.
* * *
Bir topluluğa, Nuri Pakdil’in gelmesi, o topluluğa bir canlılık, bir dinamizm katıyor.
Oysa Nuri Pakdil hemen hemen hiç konuşmayan bir insan.
* * *
İftara bizim sitenin yazarlarından Baki Kaya ile gittik.
Görüşmek istediğim herkes oradaydı ve hemen hepsiyle ayaküstü de olsa selamlaşma olanağı buldum.
* * *
Ortaokul birinci sınıftan üniversiteyi bitirinceye kadar aynı sıralarda, birlikte oturduğumuz ve bu dünyadaki en eski dostum, Türk Dil Kurumu Başkan Yardımcısı Ali Karaçalı’yla yan yana oturmanın keyfini yaşadık.
Yine Hece Dergisi ve yayın grubunun sahibi, yakın dostum Ömer Faruk Ergezen de oradaydı. Hece’nin, kapsamlı, görkemli Günlük Özel sayısını orada almaktan mutlu oldum.
Yine tanınmış şair, yazarlardan, öğrenciyken aynı evde kaldığımız Arif Ay, Ali Ulvi Temel, İdris Hamza, Şaban Abak, İsmail Sert, Muhsin Mete, Ragıp Karcı, Ebubekir Eroğlu, Hayriye Ünal, eski milletvekilleri ve önemli şairlerimizden Avni Doğan, M. Atilla Maraş, herkes oradaydı.
İş adamı dostum Zeki Sayılır’ı ve eski il milli eğitim müdürlerinden kuzeni Mürteza Oğur’u da anmalıyım. Unuttuklarım beni bağışlasınlar.
Yayınladığı kitaplar ve yaptığı konuşmalarla son yıllarda adını daha çok duyuran kuzenim Mustafa Aydoğan, eşi Tülay Hanım ve sevgili yeğenim üniversite öğrencisi kızı Tuba ile gelmişti.
İftar böylece bir aile buluşmasını da sağlamış oldu.
* * *
M. Ali Bulut, avukat ve eski milletvekili. Şair, yazar değil.
Edebiyata, sanata, estetiğe, gönül zenginliğine önem veren; bunları insanımızın esenliği, huzuru için en temel unsur olarak gören bir isim.
Bu nedenle de yıllardır Edebiyat Ortamı Dergisi’ni çıkarıyor.
Bu zor, meşakkatli işi, coşkuyla, heyecanla, severek yürütüyor.
Mütevazı ve sabırlı kişilik yapısıyla da sonuç alıyor.
Her yıl geleneksel olarak düzenlediği iftar programlarını da bir yazarlar buluşmasına, aydınlar platformuna dönüştürüyor.
* * *
İnsanın gittikçe yalnızlaştığı, hayatın tüm hışmıyla üstüne üstüne geldiği; sığ, basit ilişkilerin dünyasında; ruhumuzun onarılmasına katkı sağlayacak bu tür ortamlara ihtiyacımız var.
Paylaş