Paylaş
Sıradan insanlar:
* Yıkılırlar, karamsarlık denizine dalarlar.
* “Olanların” sorumlusu olarak başkalarını görürler; başkalarını suçlarlar.
* Bütün enerjilerini “rakiplerine” harcarlar.
* Kendi tutum ve davranışlarına dönük düşünmekten, “iç muhasebeden” kaçınırlar. Öfkeleri, eleştirileri, kızgınlıkları, stratejileri hep başkaları üzerinedir.
* Dünya âlemin gözünün kendilerinin üzerinde olduğunu; herkesin kendilerini izlediğini, herkesin kendilerini konuştuğunu, herkesin işinin gücünün kendileri olduğunu zannederler.
* * *
Büyük insanlar:
* Strateji geliştirir, kendilerine yeni bir yol açarlar.
* “Sorumluluk bana aittir.” deyip kendilerini sorgularlar.
* Pozitiftirler. Enerjilerini ileriye dönük hedeflerine yönlendirirler.
* İnsanların ilgilerinin odağında olmadıklarının bilincindedirler.
* Pes etmezler.
* Haklarında uydurulanları unutmazlar ama adım atmak için acele de etmezler.
* * *
Elde edilmiş bir başarıdan sonra
Sıradan insanlar:
* Bu başarının ömür boyu süreceğini sanırlar.
* “Başarmanın” cazibesine ve rehavetine kapılırlar, çevrelerinde olup bitenleri görmezler.
* Bu dünyada başarı elde etmiş tek kişinin kendileri olduğunu zannederler.
* Sevinçleri de -kederleri gibi- abartılıdır.
* Elde ettikleri başarıların sadece kendilerine ait olduğunu düşünürler.
* * *
Büyük insanlar:
* Başarıyı sıradan bir olay olarak görürler.
* Bu olumlu durumun sürekliliği için yeni adımlar tasarlarlar, yeni adımlar atarlar.
* Tevazuu içselleştirirler.
* Konuşur, danışır, kendi kararlarını oluşturur, bunun da arkasında dururlar.
* Başarıyı paylaşır, herkese mâl ederler.
* * *
Büyük insanlar için “olumlu” ya da “olumsuz” diye bir şey yoktur.
Sadece her iki durum için de alacağı tavır vardır.
Paylaş