Paylaş
Bir kısmı elbette öğretici, açıklayıcı, etkileyici sözlerdir. Yılların deneyimini, damıtılmışlığını yansıtır.
Ama bazıları da var ki, mutlak gerçeği yansıtmazlar.
Hangi olumsuzlukların, hangi karmaşık duyguların eseridir; dilimize kimler, hangi amaçla sokmuştur bilinmez.
Dilimize pelesenk olmuş bu atasözü veya deyimlerden bazılarını çıkardım. Sayı artırılabilir.
* * *
“Düşenin dostu olmaz.” koca bir yalandır, yanlıştır. Daha da önemlisi, tehlikelidir.
Yakınlarına, birlikte hareket ettiklerine, bütün bir topluma güvensizliği çağrıştırır.
Bencillik kokar bu kavram aynı zamanda.
“Kendim önemliyim ve kendimden başkasına da güvenmemeliyim.” demeye de gelir.
Oysa işin aslı başkadır.
Belki dostla tanıdığı, arkadaşı, merhabalaştıklarımızı karıştırdığımız için söylemişiz bu sözü.
Düşenin dostu olur.
Dost hesapsızdır.
Dost, iyi gününde, kötü gününde yanında olan değil, daha çok kötü gününde yanında olandır.
Sayısı azdır belki.
Sadece kötü gününde değil, iyi gününde de azdır.
Ama sen bunları seçememiş, kim zorunluluktan, kim gücümden, kim çevremden dolayı yanımdadır diye insanların farkında olamamışsan, bunda da kimsenin kusuru yoktur.
“Düşenin dostu olmaz işte.” diyerek kendimizi kolay yoldan temize çıkarmamalıyız.
Yalnız, çaresiz, kimsesiz hissediyorsak kendimizi; hesapsız sevgi gücümüzle, fedakârlığımızla, diğerkâmlığımızla geriye bir şey bırakmamışız demektir.
Düşenin dostu olmaz değil; bu dünyada “ne ekersen onu biçersin”.
* * *
“Her koyun kendi bacağından asılır.” sözü de gerçeği yansıtmaz.
Elbette her bireyin kendisiyle ilgili, vicdanıyla ilgili sorumlulukları vardır.
Ama aynı zamanda her bireyin başkalarıyla ilgili de sorumlulukları vardır.
Kendisinden, ailesinden, çevresinden, içinde yaşadığı toplumdan, hatta Nuri Pakdil’in deyişiyle “çağından” sorumludur insan.
“Her koyun kendi bacağından asılır.” demek, aynı zamanda “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” demektir.
İkisi de bencilliği, sorumsuzluğu, vurdumduymazlığı yansıtır. İkisi de sorumluluk sahibi kişilere yakışmaz.
* * *
Yanlış yaptığı düşünülen kişilerin başına bir olumsuzluk geldiğinde, alaycı, küçümseyici ve biraz da örtülmüş bir sevinçle “Allah’ın sopası yok ki…” deniyor.
Son zamanlarda sanki daha çok duyuluyor bu söz.
Olaylara, kişilerin başına gelenlere “ibretle” bakmaktan uzak, başkalarının yanlışlarından, zor duruma düşmesinden âdeta memnuniyet duyan bir anlayışın ürünü bu söz de.
Yanlışı, eksiği, hatası olmayan bir tek kişi yoktur.
Kim zerre kadar iyilik ya da kötülük yapmışsa, kuşkusuz karşılığını görür.
Paylaş