Paylaş
ÇOK değil bundan iki yıl önce iş dünyası için en umut veren pazarlardan biriydi İran. Tahran’da İsfahan’da Türk mağazaları birer birer açılıyor, açılışa giden iş insanları havaalanında çiçeklerle karşılanıyordu. Damat, LC Waikiki, Koton İranlı ortaklarıyla perakendede yerini alırken, fabrika kurmak için arayışa giren iş insanları da artıyordu. O günlerde İran, Türk mallarına uyguladığı yüzde 70 oranındaki vergiyi yüzde 30’a indirmiş, İranla ticarette hedef 30 milyar dolarlara kadar çıkmıştı. Ancak işler ABD’nin başına Donald Trump’ın gelmesiyle yeniden değişmeye başladı. Geçen yıl ağustos ayında yeniden açıklanan ambargo kararı ise hem ticarette hem de ihracatta kan kaybını başlattı. 2018’de ihracattaki gerileme yüzde 32 oldu. 2016 yılında 5 milyar dolara ulaşan ihracat, 2018 sonunda 2.2 milyar dolara geriledi. İran’ın korumacılık kaygısıyla aldığı 1400’ün üzerinde üründe ithalat yasağı ise sıkıntıya tuz biber ekti.
Bu köşede İran pazarına ilişkin iki yıl önce umutlu haberlere yer verdiğim için son günlerde ortaya çıkan sorunlar ne anlama geliyor, bu pazarda neler oluyor, bakmak istedim. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Türk İran İş Konseyi Başkanı Ümit Kiler, Ekonomist dergisinde yer alan açıklamasında tüm sektörlerde ciddi sıkıntılar yaşandığını vurguluyor ve karşılıklı ticaretin durma noktasına geldiğini söylüyordu. Önce Tahran’a mağaza açarken “İran gözardı edilemeyecek bir pazar” diyen Damat markasının sahibi Orka’nın Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu’nu aradım. Mağazaların faaliyetini sürdürdüğünü ancak ürün gönderemediklerini söylüyor Orakçıoğlu. Para transferlerinde sorunlar yaşandığını söyleyen Orakçıoğlu, grup olarak yeni pazarlara yöneldiklerini ve özellikle İtalya’ya odaklandıklarını ekliyor.
GÜMRÜK BİRLİĞİ
Orakçıoğlu’nun özellikle dikkat çektiği konu ise şu: “Türkiye ihracatı arttırmak istiyorsa Avrupa Birliği ile bir an önce Gümrük Birliği anlaşmasının revizyonu üzerinde masaya oturmalı. Serbest ticaret anlaşmaları nedeniyle çok şey kaybediyoruz.” Perihan Fatih ise hem İran’ı hem Türkiye’yi vatanı bilen bir iş insanı. Biomedical mühendisi ve Microtec firmasının kurucusu olan Fatih, 34 yıldır İstanbul’da yaşıyor. İranlı Sanayici ve İşadamları Derneği ile Türk İran İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı. Madencilik ve medikal alanında faaliyet gösteriyor.
İTHALAT TÜRKİYE’DEN
İran hükümetinin kararları dövizin yurtdışına çıkmasını engellemek için bir çözüm olarak düşündüğünü söyleyen Fatih, “Bu da iş yapan firmaları zor durumda bırakıyor” diyor. Fatih en önemli sorunun ise bankalarla yaşandığını şöyle anlatıyor: “Bildiğiniz üzere Kasım 2018 tarihinden itibaren, İran ile yapılan ticaretlerde swift transferleri tamamen durduruldu. İran vatandaşı veya çifte vatandaşlığı olup İran ile iş yapan şirket sahiplerinin çoğunun hesapları kapatılmakta ya da kısıtlanmakta. Ne yazık ki ambargo listesinde olmayan gıda ve ilaç için bile bazı bankalarda açılan akreditifler geri çevrilmiştir.”
Fatih bu sürecin etkilemediği tek sektörü ise turizm olarak belirtiyor ve “2017’de İran’dan 1.6 milyon turist gelirken 2018’de 2.5 milyona çıktı. İran’a 8 milyon turist geliyor. Türkiye’den ise sadece 330 bin kişi gitti. Bu sayının arttırılması için İran’ın güzelliklerini daha çok anlatmamız gerekiyor” diyor.
İran ve Türkiye iki komşu ülke. Ne yazık ki aradaki ilişkileri belirleyen dünya siyaseti... Umarız rüzgarlar barıştan, dostluktan yana döner.
YABANCI MARKALAR: ‘DÖVİZLE KİRA ÖDEMEYİZ’
ECCO Danimarkalı bir ayakkabı markası. 90 ülkede 2 bin 200 satış mağazası, 6 üretim tesisi ve 21 bin 500 çalışanı olan dünyanın sayılı ayakkabı üreticilerinden biri. Aynı zamanda dünyanın 5 deri üreticisi arasında yer alıyor. Türkiye’ye 2014 yılında girdi. Şu anda 10 olan mağaza sayısını hızla arttırıyor ve hedefi 25 mağazaya çıkmak. Yeni mağazası ise önümüzdeki aylarda İstanbul Havalimanı’nda açılacak. Yani Ecco olumsuz ekonomik ortamda büyümeyi seçen yabancı markalardan biri. Geçen yılki büyüme oranı yüzde 60’larda. Genel Müdür Deniz Necati Erda, Danimarkalı şirket sahiplerini Türkiye’deki ortamın geçici olduğuna ikna etmiş bir yönetici. Ancak bugünlerde alışveriş merkezleri ile ilgili bir karar sadece Ecco’yu değil birçok yabancı markayı şaşırttı. Hazine ve Maliye Bakanlığının yayınladığı bir düzenleme, yüzde 50 ve üzerindeki yabancı sermaye sahipliğindeki perakende firmalarının istedikleri takdirde dövizle kiralama yapabilmelerine imkan sağlamaktaydı. Bu düzenleme TL ile kiralamayı getiren Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile çelişiyordu. İddiaya göre bazı alışveriş merkezlerinden (AVM) bu düzenlemeye dayanarak dövizli fatura düzenlemek isteyen olmuş. Genel Müdür Erda, bu düzenlemenin piyasada bir kafa karışıklığı yarattığını söylüyor. Erda şunları söylüyor: “Türkiye’de TL ile satış yapıyoruz. Bu düzenlemeye göre bayimiz TL ile kira öderken biz dövizle ödeyeceğiz. Bu düzenleme ile karar AVM’nin yorumuna kalıyor. Dövizle ödemek eşitlik ilkesine de aykırı” diyor. Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel’in yorumu ise şöyle: “Hazine’nin bir düzenlemesini yorumlayan bazı AVM’ler döviz bazlı fatura düzenliyorlar. Bu bildiğiniz gibi 32 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin ruhuna aykırı bir durum. Düzeltilmeli.” Yabancı markaların tedirginliği bu yorumun AVM sahiplerine bırakılmış olması. Aslında AVM’lerle markalar arasında kira konusunda olumlu bir hava yaşanırken bu çelişki gereksiz değil mi!
Paylaş