Paylaş
Çok değil bundan iki yıl önce iş dünyasının özellikle yurtdışındaki en etkili kuruluşu hangisidir diye sorulsa yanıtınız ne olurdu? TÜSİAD mı derdiniz, TOBB mu, yoksa iktidara yakın MÜSİAD mı?
Hayır, hiçbiri! Muhtemelen Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu, yani kısa adıyla TUSKON olurdu.
55 BİN ÜYESİ VARDI
Fethullah Gülen Cemaati’ne yakınlığıyla bilinen TUSKON, özellikle dünyadaki Türk okulları ile iç içe geçen bir yapılanma içinde birçok ülkede etkin bir örgütlenmeye sahipti. TUSKON’a üye işadamları yurtdışındaki okulları destekliyor, bunu yaparken okulların bulunduğu ülkelerdeki pazarlara da açılıyorlardı. Bu pazarlardan gelen kaynağın bir bölümü yeni okullara gidiyor, bu da yeni pazarları beraberinde getiriyordu.
TUSKON 1990’larda Anadolu’nun farklı illerinde kurulan işadamı örgütlerinin 2005’te bir federasyon çatısı altında buluşmasıyla kurulmuştu. Resmi olarak bilinmese de Başkan Rıza Nur Meral’in verdiği bilgilere göre 140 bin şirketi temsil eden 55 bin üyesi vardı.
TUSKON, 2013’e gelindiğinde DEİK’in bile pabucunu dama atmış, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ya da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı bazı dış gezilerin iş dünyasıyla ilgili programlarının organizatörlüğünü bile üstlenmişti.
Cemaatin hükümeti hedef alan 17-25 Aralık hamleleriyle birlikte bu durum tamamen değişti. Hükümetin “paralel yapı” adını verdiği cemaatle mücadelesinin en önemli ayaklarından biri bu yapının mali kaynaklarının kurutulmasıydı. Bu da TUSKON’u en önemli hedeflerden biri haline getirdi. TUSKON için gerileme süreci böyle başlamış oldu. Ardından TUSKON’u hedef alan bir dizi adım atıldı. Örneğin 2015 sonlarında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla TUSKON’a bağlı Anadolu İşadamları Federasyonu’nun (ANFED) merkezi basıldı.
TUSKON’un bilinen üyeleri arasında en tanınmış gruplardan biri, İstikbal Mobilya’nın da sahibi olan Kayseri merkezli Boydak Holding’ti. Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Memduh Boydak’ın 16 Eylül 2015’te gözaltına alınmasından sonra grup üyelikten ayrıldığını açıkladı. Ardından yine önemli kuruculardan biri olan Gaziantep merkezli Naksan Holding ayrılık kervanına katıldı.
SESSİZLİK HAKİM
Kulislerde TUSKON üyelerinin sessiz kalarak bu süreci atlatmak istedikleri, ayrılan üyelerin sayısının çok fazla olmadığı ileri sürülse de, TUSKON’un eski parlak günlerine dönmesi artık hayal gibi görünüyor.
Peki ama uzun süredir sesi soluğu çıkmayan TUSKON’un başkanı Rıza Nur Meral bu olanlara ne diyor? Uzun süredir ortalarda gözükmeyen Meral’i aradım, ancak yurtdışında olduğu bilgisini aldım. Federasyon ve bağlı örgütlerin dijital platformlarına da tam bir sessizlik hakim. Web siteleri ya kapalı ya güncellenmiyor ya da açık olanlarda hiçbir üye bilgisine ulaşılamıyor.
MÜSİAD’DA ÜYE PATLAMASI
Peki, TUSKON’un etkisizleşmesi, iş dünyasında kimin lehine işledi? Tabii ki Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin. 1990’da TÜSİAD üyesi Özdemir Yarar’ın oğlu Erol Yarar’ın kurduğu ve 2005’e kadar sadece yaklaşık 2 bin üyeye ulaşan ve büyük bir gelişme imkanı bulamayan MÜSİAD üye sayısını hızla artırıyor. MÜSİAD Başkanı Nail Olpak’la 2013’te görüştüğümde 7 bin 500 üyeye ulaştıklarını öğrenmiştim. MÜSİAD’ın bugün üye sayısı ise 11 bine ulaşmış durumda. Bu üyeler 46 bine yakın işletmeyi temsil ediyor ve 1.6 milyon kişiye de istihdam sağlıyor. MÜSİAD’ın dünyadaki hizmet ofisi sayısı da artarak, 65 ülkede 168 noktaya ulaşmış.
TUSKON’dan daha şeffaf bir yapıya sahip olan MÜSİAD, kendisini bağımsız ve bağlantısız bir sivil toplum kuruluşu olarak tanımlıyor. Bugüne kadar başkan olan isimler her ne kadar hükümete yakın olsalar da, üyelerini zora sokacak politikalar karşısında görüşlerini kayda geçirmekten de geri durmadılar.
MÜSİAD’ın iş dünyasının yükselen örgütü olduğu bir gerçekle daha ortada. Hükümet ve iş dünyasının yurtdışı temaslarını tek elden yürütme görevini üstlenen DEİK’in başkanı da MÜSİAD’dan geldi. DEİK Başkanı Ömer Cihad Vardan MÜSİAD’ın eski başkanı.
Siyaset ve iş dünyasının yakınlığı Türkiye’nin yeni gerçeği değil. İktidarlar ya da konjonktür değiştikçe, iş dünyasına protokolde ayrılan koltukların sahipleri yer değiştiriyor…
Malezyalılar SG’de ikinci pisti bekliyor
İSTANBUL’un Anadolu yakasındaki havaalanı Sabiha Gökçen, geçen yıl Malaysia Airports Holdings’in (MAH) oldu. Limak’ın hisselerini alan Malezyalılar, yaptıkları yatırımdan memnun.
1998’de temeli atılan 2001 yılında tartışmalarla tamamlanan ve ilk yıllar adeta hayalet bir havaalanı görünümünde olan Sabiha Gökçen’de 10 yılda çok hızlı bir gelişme yaşandı. Önceleri yıllık iki bin yolcuyu zor bulan havalimanı, 2015 Kasım itibariyle 25 milyon yolcuya ulaştı. Pegasus’un ciddi katkısının ardından Türk Hava Yolları’nın da uçuşlarının bazılarını buraya almasıyla büyüme rekora ulaşırken, yolcuların çektiği sıkıntılar da artmaya başladı.
ZOR GÜNLER YAŞANIYOR
Bir dönem, zamanında kalkış konusunda dünya sıralamalarına giren Sabiha Gökçen’den bugün rötarsız kalkış ve iniş pek mümkün değil. Uçak sayılarının artması, buna karşılık apronların yetersiz kalmasıyla zor günler yaşanıyor.
Yani artık havalimanının kapasitesi dolmuş, büyümenin sonuna gelinmiş. Oysa Bursa-İzmit köprüsü açıldığında, kaçınılmaz olarak o bölgeden de bir yolcu akışı olacak. Malezyalılar artan yolcu sayısından memnun, ancak bir an önce DHMİ’nin ikinci pisti inşaat etmesini istiyor. Havalimanını yakından bilen bir işadamının yorumu ise şöyle: “Havalimanı olmayacak bir şey yapıyor. Havaalanının kapasitesi zorlanıyor. İkinci pistin zaman geçirmeden yapılması gerek. Bu, üçüncü havalimanı kadar önemli.”
Malezyalılar Genel Havacılık’la ortak oluyor
BU arada Sabiha Gökçen’de önemli bir ortaklık gerçekleşti. Önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen bu ortaklık çerçevesinde havalimanının apron işletmeciliğini artık Genel Havacılık A.Ş. yapacak. Ömer Sulyak’a ait Genel Havacılık, hali hazırda özel uçaklara hizmet veriyor. Artık apron işletmeciliğine yöneliyor. Genel Havacılık’ın Sabiha Gökçen için bir başka hedefi daha var. Havaalanını uluslararası olarak, özel jetlerin merkezi yani “hub” yapmak. Grubun bir sonraki adımı ise terminal işletmeciliğine soyunmak olacak. Yani Genel Havacılık yeni ortaklıkla TAV, Limak gibi terminal işletmecilerine rakip olmaya hazırlanıyor!
Paylaş