Paylaş
TÜRKİYE’nin İngiltere Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in konutundayız. Aralarında Ergun Özen’in de bulunduğu iş insanı ve sanatçı Türklerin sayısı bir hayli fazla.
Londra’ya yerleşen Türkler arasında finansçılar, sanatçılar, kendi işini kurmuş iş insanları var. Garanti Bankası’nın eski Genel Müdürü Özen de Londra’da finans konusunda danışmanlık yapacak bir şirket kurma hazırlığında. Yılın altı ayını Londra’da geçiriyor artık.
Kimisi yıllardır orada ama yeni yerleşenlerin sayısı da az değil. Çoğunun geliş amacı çocuklarının eğitimi. Gecedeki sohbette, bu nedenle gelen Türklerin sayısında artış olduğu anlatılıyor. Magazin sayfalarında okumuştuk; Hülya Avşar’ın kızı Zehra Çilingiroğlu, Westminister’da iş yönetimi ve pazarlama okuyacak ve Hülya Avşar da bu nedenle adeta Londra’ya yerleşecekmiş. Ancak, İngiltere yolunu tutan Hülya Avşar yalnız değil, onun gibi birçok ünlü de Londra’da yaşıyor.
SERMAYE KOŞULU YOK
Sohbet ettiğim Türkler, Londra’ya ilginin artmasındaki temel nedeni, İngiltere ile Türkiye arasındaki Ankara Anlaşması’na bağlıyor. Bu anlaşmaya göre Türkler, İngiltere’de iş kurmayı ve en az 6 ay yaşamayı taahhüt ettiklerinde oturma izni alabiliyor. Üstelik bir sermaye koşulu da yok. Eşiniz ve 18 yaşın altında çocuklarınızı da götürebiliyorsunuz. İngiltere’de geçen hafta bir anket yayınlandı. 1688 kişi ile yapılan ankete göre İngilizlerin istediği göçmenler listesinin en altında biz Türkler varız. “En alttakiler” sıralamasında Mısır, Pakistan ve Nijerya gibi ülkelerin bile altındayız.
GEÇİCİ BİR KORKU
Türklere yönelik korkunun kaynağı ise İngiltere’nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda yaptığı referandumda aşırı sağcı partinin yaptığı kampanya. Ancak gerçek göründüğü gibi değil. İngilizler Türk göçmenden korkarken, pek çok eğitimli ve paralı Türk Londra’nın lüks semtlerinde ikâmet ediyor. İngiltere Türk Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, “Aşırı sağcılar sanki bütün Türkiye, Birleşik Krallığa gelecekmiş gibi kampanya yaptı. Korku bundan. Bunun geçici olacağını düşünüyoruz. Ankara Anlaşması ise bizim için önemli değer taşıyor” diyor. İngilizlerin korkusu yersiz ama asıl Türkiye bu gelişmeden korkmalı. Son dönemde yaşananların yarattığı umutsuzluk ülkeye güveni azaltıyor. Bir zamanlar tersine dönme eğilimi gösteren beyin göçü, hızlanıyor!
AMCA FOTOĞRAFA KIZMIŞ!
HAFTA ortasında Deriden firmasından Hürriyet’e noter kanalıyla bir tekzip ulaştırıldı. Bu köşeyi okuyanlar hatırlayacaktır 28 Ağustos’ta İbrahim Şenkal Özer’in sahibi olduğu hisseleri devrederek Deriden firmasının yönetim kurulu başkanlığını kardeşi Gürkal Celal Özer’e bıraktığını yazmıştım. Türkiye’de Deriden firması ürünleri ve mağazalarının yanı sıra İbrahim Şenkal Özer’in oğlu Taha Özer ile de tanınıyor. Bunun sebebi ise yaşadığı sıra dışı hayatı sosyal medyada sergileyen Taha Özer’in basında defalarca “babasının sahibi olduğu Deriden firmasının veliahdı olarak” anılması para kaynağının ise Deriden olarak gösterilmesi. Biraz arşiv taraması yapılırsa bu konuda bizzat Taha Özer’in verdiği demeçlere rahatlıkla ulaşılabilir. Ayrıca iki kardeş arasındaki hisse devrinin 14 Nisan 2016, Yönetim Kurulu Başkan değişikliğinin ise 30 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına ayrı ayrı yansıdığını da hatırlatmak isterim.
Ayrıca yazımdan sonra Taha Özer’in Periscope uygulamasından bir yayın yaptığı ve, “Bugün yayınlanan haber bayat bir konu. Hisselerle alakalı işlem aylar önce gerçekleşti. Ancak her şey yine eskisi gibi devam ediyor” dediği bilgisi de bana ulaştı.
Tekzip metnine gelince... İki önemli ayrıntı var. Birincisi Deriden firması ihtiyati tedbir kararı aldırmış. Bundan böyle içinde Deriden ibaresi geçen haberlerde Taha Özer adının kullanılmaması isteniyor. İkincisi ise Hürriyet’te yayınlanan haberdeki Taha Özer’in fotoğrafının “uygunsuz” olduğuna dikkat çekilip Celal Özer’in fotosuyla aynı anda kullanılmasının hukuka aykırı olduğu iddia ediliyor. Gürkal Celal Özer, Taha Özer’e kızgın olabilir, yaşantısını tasvip etmiyor da olabilir... Ancak bu amca-yeğen oldukları, Deriden firmasında hisse değişimleri yaşandığı gerçeğini değiştirmiyor.
Yine de cevap hakkı olarak tekzip metnini yayınlıyorum:
“…Şirketimize ilişkin olarak ekonomi sayfasında 28 Ağustos’ta yayınlanan haber içeriği tamamen Taha Özer’in ilişkin magazin haberleri niteliğindedir. Haber başlığında ‘Playboy’un Şirketi’ şeklinde bir ifade kullanılması şirketin Taha Özer’e ait olduğu gibi gerçek dışı bir izlenim doğurmaktadır. Taha Özer şirketimizin sahibi, çalışanı ya da basında yer aldığı tabir ile ‘veliahdı’ değildir. Taha Özer’in şirketimiz ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca haber içeriğinde şirketimizin mali sorunları olabileceği şeklinde iddialara yer verilmesini kabul etmiyoruz. Bunun yanı sıra önemle belirtilmelidir ki Gürkal Celal Özer’in şahsi fotoğrafı uygunsuz bir fotoğrafın üzerinde izin alınmadan kullanılmıştır…”
Paylaş