'Evde bulamadık'a çare aranıyor

E-ticaret artık hayatın bir gerçeği. Akıllı telefonlarımız bizim için birer mağaza ya da restoran. Bir telefonla dünyanın herhangi bir yerinden alışveriş yapabiliyorsunuz. Bu ticaretin değiştirdiği bir sektör daha var lojistik, kargo taşımacılığı. Türkiye’de son günlerde şikâyetin en fazla arttığı şirketler kargo taşımacıları. Adrese teslimde iş yükü yüzde 8’den 80’e çıkan dağıtımcılar çareyi ‘Geldik bulamadık’ bahanesinde buluyor. Kargo şirketleri çözüm için yeni iş modelleri peşinde. PTT 400 kilitli kutu alarak, MNG benzin istasyonları ile anlaşarak denemeler yapıyor.

Haberin Devamı

AKILLI telefonlarımız artık oturduğumuz yerden birer mağaza. Giyimden kitaba, mobilyadan kozmetiğe dünyanın istediğimiz yerinden ürün alabiliyoruz. Beğenmezsek de geri gönderebiliyoruz. Tek bir ekmeği bile evden çıkmadan getiren uygulamalar var. Bakkala, alışveriş merkezine gitmemiz gerekmiyor artık.

Evde bulamadıka çare aranıyor

Alışveriş merkezleri birer eğlence ve yeme içme alanları artık müşteri için. E-ticaret bugün dünyada toplam alışverişin yüzde 40’ına ulaşmış. Türkiye’de ise henüz yüzde 4. Perakendenin önemli isimlerinden Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, “Perakende ciroları enflasyon kadar artarken e-ticaret ciroları yüzde 30-40 artıyor” diyor. Hopi ile grup olarak e-ticarette yüzde 20’yi bulan Boyner’in Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner’e göre ise bu değişimin yüzde 50-50’de oturacağı düşüncesinde.

Haberin Devamı

MERKEZDE BİREYSEL MÜŞTERİ

E-ticaretin artması ile sadece perakende mi değişiyor? Hayır. E-ticaretin hızla değiştirdiği başka bir sektör daha var. Kargo taşımacılığı yani lojistik. Yeni kurye şirketleri kuruluyor. Migros, CarrefourSa gibi büyük mağaza zincirleri e-ticaret alt yapısını bu şirketlerle işbirliği yaparak güçlendiriyor. İşte bu hızlı değişimin olumsuz yansımaları da var. Son dönemlerde şikayet sitelerinde en fazla şikayet alan şirketler Aras, Yurtiçi Kargo, MNG gibi sektörün en önemli şirketleri. “15 siparişten sadece biri geldi. Neymiş evde yokmuşuz. Gelmiyorlar bile artık. Not bile bırakmak yok.“ Bugünlerde çok sık duyuyoruz ya da başımıza geliyor bu durum. MNG sektörün büyüklerinden. Mehmet Nazif Güral’ın kurduğu, 2017’de ise Turkven-Sancak ortaklığına satıldı. MNG İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Salim Güneş ile bu sektördeki gelişmeleri konuştum. Güneş, Aras Kargo’nun da uzun yıllar yöneticiliğini yapmış bir isim.

Son 2 yılda e-ticaret iş hacminin yüzde 80 arttığını söylüyor Güneş. Önceki yıllarda ana iş alanları ticaret ağırlıklı iken bugün merkezinde bireysel müşteri olan adrese teslim bir yapıya dönüştüklerini ekliyor.

Haberin Devamı

SANCI YAŞIYORUZ

Kargo taşımacılığı sektöründe DHL gibi dünya markalarının olmadığını ekliyor ve şunları anlatıyor:“Eskiden mesela sadece Arçelik taşırdık. E-ticaretin gelişmesi dinamikleri değiştirdi. Artık kargoculuk sektörünün de buna evrilmesi gerekiyor. Şubeli yapıdan adrese teslim var. Katlara, evlere teslim ediyoruz. Dönüşüm gerekiyor. Sektör sancı yaşıyor. Şikayetler de bundan kaynaklanıyor. Ve bu şikayetlerin yüzde 50’si doğru. Dağıtıcı arkadaş eskiden 5-6 adres dolaşırken şimdi 15-20 adrese gitmek zorunda.”Güneş bu sıkıntıların e-ticaret firmaları ile kargo şirketlerinin ortak kararları ile yeni bir yapı kurarak atlatılabileceği görüşünde.

Haberin Devamı

Önerileri de şöyle:

E-ticaret firmalarının talebine göre esnek dağıtım koşulları kurmamız gerek. Bu sistemde göndericiler ve alıcılar var. Alıcılara hizmet edilen yer gözüyle bakılıyor. Oysa o da bir müşteri. Onun taleplerine göre davranıp işini kolaylaştırmamız lazım.

Satın alırken evinizden mi başka bir adresten mi almak istersiniz diye sorulmalı. Avrupa’da alternatif teslim noktaları var. Hermes’in 15 bin teslim noktası var.

Bizde kargonun yüzde 100’ü adrese teslim çıkıyor. Biz de teslim etmeye çalışıyoruz. Evde var mı yok mu bilemiyoruz. Genelde evde yok çıkıyor. Çıkan kargonun yüzde 100’ü eve teslim.

Bir indirim zamanı oluyor. Anlaştığım e-ticaret firmasının yükü 50 binden 250 bine çıkıyor. Bir de iade var. Burada iş yükü daha fazla alınacak kargolanacak ve gönderilecek. Yüzde 20 iade oluyor.

Haberin Devamı

Bu alanda yeni ekonomiler yaratılabilir. Biz yeni modeller üzerinde çalışıyoruz. 800 şubem var benim. Başka bir adrese bırakabilir miyiz diye müşteriye soracağız. Yeni adresler oluşturuyoruz. Kargo teslim kutusu gibi. Bir benzin istasyonu ile anlaştık. Mutlaka eve teslim derse fiyat farkı olacak.

PTT de bunu deniyor. 400 adet kutu almış. Müşteriye SMS gönderiyor kargonuz orada diye. E-ticaret firmalarının desteği ile bu sıkıntıların bir an önce giderilmesi gerek. İş modelleri geliştirmediğimiz taktirde herkes mutsuz olacak.

Salim Güneş, kasımdan başlayarak kendilerinin yeni bir duruş sergileyeceklerini söylüyor ve “Gönderici mutsuz, alıcı mutsuz. Kapasiteyi aştığım için şirketin algısı bozuluyor. Biz artık kapasitemize göre alacağız.”

Haberin Devamı

Değişim kaçınılmaz. Hızına yetişemeyenin işi zor!

TOHUMLAR İRAN VE AZERBAYCAN’A EKİLECEK

OTİZM doğuştan gelen ve yaşamın ilk yıllarında iletişim problemleri ile kendini gösteren gelişimsel bir farklılık. Türkiye’de 0-18 yaş arasında 434 bin otizmli çocuk ve genç var. Genel nüfusa göre ise 1 milyon 400 bine yakın otizmli birey var. Tohum Otizm Vakfı, Ömer Koç, Caroline Koç, Ali Kibar, Dilek Sabancı, Ümit Boyner, Hüsnü- Ayşen Özyeğin, Oya Narin gibi iş insanlarının kurduğu bir vakıf. Başkanlığını Mine Narin yapıyor. Vakfın kuruluş amaçlarından biri Türkiye’ye otizm konusunda model olabilecek bir okul kazandırmaktı. Vakfın merkezinde Mine Narin ile bir araya geldik. Vakfın kuruluş döneminde ABD’nin önde gelen ‘Princeton Çocuk Gelişim Enstitüsü’ (PCDI) ile 2005’te bu okulun aynı modelini Türkiye’de kurmak üzere bir anlaşma yaptıklarını söylüyor Narin. Uyguladıkları metotlarda başarılı olduklarını belirten Narin modeli ihraç etmeye başladıklarını da anlatarak şunları söylüyor: “Müfredatı ve knowhow’ını ihraç ediyoruz. İran ve Azerbaycan’da otizm alanında çalışan vakıfların okulları ile iş birliği yaptık. İlk çalışmamız İran Shahrwandan Vakfı oldu. Azerbaycan’da Birge ve Saglam İctimai Birliyi ile yollarımız keşişti.” Otizmli çocuklar özel çocuklar. Doğru eğitim aldıklarında çok önemli gelişimler gösteriyorlar. Ancak çoğu üniversitede ne profesör ne doçent var. Açık 15 bin öğretmen. Ankara’nın elinde bir eylem planının olduğu biliniyor. Gereken adımlar bir an önce atılmalı!

Yazarın Tüm Yazıları