Paylaş
GENİŞ bulvarlar, çok katlı ama bir mimari kaygı taşıyan yeni konutlar... Sayıları her gün artan oteller, alışveriş merkezleri... İşletmeye açılmış yıllık 5 milyon yolcu kapasiteli Diyarbakır Havaalanı’ndan kente doğru ilerlerken biraz şaşkınlıkla izliyorum kentin değişimini. En son dört yıl önce gördüğüm kentte, gözle görülür ciddi bir değişim var. Kaldığım Radisson Blu Otel’de oda bulmak bile şans. Kentte bulunan diğer oteller de çoğunlukla dolu. Kayapınar bölgesi canlanmış. Bölgedeki Cadde 75, İstanbul’un Bağdat Caddesi’ne dönüşme yolunda. Geniş ve uzun bulvarın iki tarafına sıralanan kafeleri, restoranlarıyla gençlerin ve Diyarbakırlıların yeni yaşam merkezi olmuş. Özellikle hafta sonlarında Hayal Kahvesi, Leman, Bezgin Bekir gibi mekanlar tıklım tıklım. Türkiye’nin önemli markaları da Diyarbakır’da yerlerini almış.
ÜRETİM BAŞLIYOR
Diyarbakır’da sadece inşaat sektörü değil sanayi için de önemli adımlar atılmaya başlanmış. Türkiye’nin ilk Tekstil Organize Sanayi Bölgesi’nin temeli geçen haftalarda atıldı. 51 firmaya davet gönderilmiş 49 şirket imza atarak ve parasını ödeyerek yatırıma hazır. Bu şirketlerin büyük bölümü ise LC Waikiki, Zara gibi markalara üretim yapacak. Yatırım için bölgeye gelecek olan firmaların büyük bölümü İstanbul’dan.
Turizmde ise bölgenin en önemli zenginliklerinden biri olan Zerzevan Kalesi’ne 400 bin ziyaretçi gelmiş. Bunun 70 bini yabancı. Turizmde gelen ziyaretçi sayısı da yüzde 60’a yakın artmış. Önemli yatırımlardan bir diğeri ise Lojistik Köy. İçinden tren yolu geçen merkezin fizibilitesi tamamlanmış.
Yaşanan acı günlerden sonra geldiğim Diyarbakır’da neler oluyor? Nasıl bir değişim var? Yanıtını bulmak için son seçimlerde yeniden Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığına seçilen Mehmet Kaya’yı arıyorum. Diyarbakır’da ciddi bir yatırım atağı olduğunu söylüyor Kaya. Kentin var olan potansiyelinin harekete geçmeye başladığını, bu hareketliliğin de heyecan yarattığını anlatıyor.
VİZE MERKEZİ
Oda olarak bölgedeki ülkeler için bir Vize Merkezi açma hazırlığında olduklarını, havaalanından 4 gün Almanya, Hollanda gibi ülkelere direkt uçuşların başladığını söylüyor. Tekstil, turizm ve lojistikte merkez haline geleceklerini bunun da yatırımcılar açısından kentin cazibesini artırdığını anlatıyor.
Konuştuğum Diyarbakırlılar da gelişmelerden memnun ama Kaya’nın dediği gibi yine de eksik bir şeyler var.
SUR’DA MİMARİ REVİZYON
SUR iki yıl önce yaşanan olayların merkeziydi. Bölgede ciddi mağduriyet doğdu. Evler yıkıldı. Sur’un bazı bölgelerine girişler uzun bir süre yasaklandı. Yine süren yasaklar olsa da hayat normale dönmüş. Esnaf, turizmin getirdiği hareketlilikten memnun. Ancak kuyumcular çarşısında işler sıkıntılı. TOKİ’nin yıkılan konutların yerine Diyarbakır mimarisiyle yapacağını açıkladığı 1500 konuttan bir bölümü bitmek üzere. Ancak Sur’da mimari ve yerleşime ilişkin yerel itirazlar sonunda göz önüne alınmış. Kaya, sivil toplum örgütlerinin de devreye girmesiyle yeni alan düzenlemesi yapılacağını söylüyor ve “Diyarbakır mimarisi uygulanmadı. Yanlış yapılmıştı. Şimdi durduruldu. Mimari sıkıntılar giderilecek” diyor.
İHRACATA KADIN ELİ DEĞECEK
TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM), Ekim ayında tarihinde bir ilki başararak “Kadın Konseyi” kurdu. Başkan İsmail Gülle’nin seferberlik dediği bu adımla hedef kadın ihracatçı sayısını arttırmaktı.
TİM’de 71 bin ihracatçının sadece 5200’ü kadın. Yönetim kurullarında ise kadın sayısı bu seçimlerde 39’dan 55’e çıkmış. Yeni kadın konseyinin üyelerinden biri Bursalı ihracatçı Pınar Taşdelen Engin. Tekstil mühendisi olan Engin, babası Mustafa Taşdelen’in kurduğu sentetik iplik üreten Polytek’te çalışıyor. Engin aynı zamanda Uludağ İhracatçılar Birliği’nin Başkanı. Son seçimlerde oy birliği ile başkan seçilmiş. Engin, Türkiye’de kadınların çalışma hayatında daha fazla yer alması için konseyi önemli adımlardan biri olarak niteliyor. Konseyin kadınlar için önemli çalışmalara hazırlandığını söyleyen Engin, “Kadın ihracatçıların artması, cesaretlendirilmesi ve desteklenmesi ile ilgili güzel projeler çıkacağına eminim. Ayrıca tanıtım faaliyetlerinin belirlenmesinde kadınların daha fazla katılımı sağlanarak, farklı bakış açısından yararlanılacağını düşünüyorum” diyor.
Pınar Taşdelen Engin’in dediği gibi ihracatçı kadınlar Türkiye’nin dünyada olumlu yüzü. Sayılarının artmasını bekliyoruz.
TEV EĞİTİMLİ KIZLAR UMUTLU YARINLAR İÇİN KOŞUYOR
Vodafone 40’ıncı İstanbul Koşusu’nda bugün onlarca sivil toplum kuruluşu iyilik için koşacak. Attıkları her adım ise eğitim çağındaki kızlara, engellilere destek olacak. Bu oluşumlardan biri Adım Adım. 10 yıldır koşuya katılan bu oluşum bünyesinde 40 binden fazla gönüllü, 350 bin bağışçı, 36 milyon TL kaynak sağlamış. Türk Eğitim Vakfı da (TEV) bu iyilik oluşumunda yer alıyor. TEV Umut Takımı, “Eğitimli Kızlar Umutlu Yarınlar Projesi” için koşacak. 700 gönüllü TEV koşucusu kız öğrencilere umut olmak için koşacak. Vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini alan Rona Yırcalı ve Genel Müdür Yıldız Günay’la vakfa ilişkin sohbet ettik. Bu yılı atılım yılı olarak belirlediklerini söyleyen Yırcalı, şube sayısını arttıracaklarını belirtiyor. “Hedef 30-35 şube. Türkiye’nin her bölgesine yayılmak istiyoruz” diyor Yırcalı. 9 ülke ile işbirliği yaptıklarını da anlatan Yırcalı, bu sayede doktora seviyesindeki öğrencilerin yurt dışında eğitim görmesine destek sağladıklarını söylüyor.
Paylaş