Paylaş
Saat sabah 05.29’du. New Mexico’nun Los Alamos Çölü’nde gerçekleştirilen ve Trinity adı verilen bu çok gizli proje, uzun çalışmalar sonunda “başarılı” olmuş, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük patlaması gerçekleşmişti.
Patlamanın yarattığı güç, dünya elektriğinin yüzde 20’sine, yaydığı radyasyon ise dünyadaki bütün radyumun verdiği radyasyonun tam bin katına eşitti.
Bu ilk nükleer patlamanın hazırlıkları büyük bir sır olarak sürdürülmüştü. Sonunda gözü dönmüş Amerikalılar, Japonlar’dan Pearl Harbor’ın intikamını alabileceklerdi.
Aradan bir ay bile geçmemişti. 6 Ağustos 1945 sabahı saat 9.15’te Albay Paul Tibbets’in pilot koltuğunda oturduğu Enola Gay isimli B-29 bombardıman uçağı, Hiroşima’nın üzerine “Little Boy” adı verilen atom bombasını bırakıverdi. Yüzbinlerce masumu yok eden insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri, birkaç dakika içinde yaşanmış ve bitmişti.
Japonlar’ın teslim olmasıyla II. Dünya Savaşı sona eriyor ama Amerika’nın nükleer bomba iştahı sönmek bilmiyordu.
Ancak yeni bombaları deneyecek bir Hiroşima daha yoktu. Fakat ABD için çareler tükenmezdi. Gözlerden uzak, ıssız bölgeler aramaya başladılar.
Pasifik’te 23 adacıktan oluşan Pik Ni, artık savaş tacirlerinin yeni gözdesiydi. Pasifik dilinde “Yeryüzü” ve “Hindistan cevizi” anlamına gelen iki sözcükten oluşan Pik Ni’nin mercan adacıkları, artık nükleer silahların patladığı bir deneme sahasıydı.
Amerikalılar doğru dürüst telaffuz edemediği için adaya Bikini adını verdiler. Fransızlar ise her zaman olduğu gibi yine kendi alemlerindeydi. Amerikalılar cehennem silahlarının peşinde koşarken onlar moda dünyasının ışıltılı koridorlarında cirit atıyordu.
1946’da Fransız mühendis Louis Réard ve moda tasarımcısı Jacques Heim, Paris’te yepyeni bir mayo modelini piyasaya sürmeye hazırlanıyordu. O güne kadar tek parçalı olan kadın mayoları, artık iki parçadan oluşacaktı.
Louis ve Jacques bu yeni buluşlarının “bomba” gibi patlayacağından emindi. Ama bu yeni mayoya bomba gibi bir de isim lazımdı.
İşte o zaman akıllarına şu parlak fikir geldi: Amerikalılar atomu parçalamışlardı, kendileri de klasik mayoyu... O sıralar Bikini Adaları da manşetlerden düşmüyordu. Yeni mayonun ismi neden bikini olmasındı? Oldu da... Bikini, Paris’te muhteşem bir defileyle kadınlara sunuldu ve kendini kısa zamanda bütün dünyaya kabul ettirdi.
Bikini Adaları’nın üzerindeki radyasyon ise ancak 30 yıl sonra temizlenebildi. Hep merak ederim, şimdi plajlarda bikinileriyle güneşlenip denize girenlerin arasında, Hiroşima’da vahşice katledilen masum insanların ruhları dolaşıyor mudur acaba...
Ortaya karışık
Bir Ünlü pasta şefi Dominique Ansel’ın yeni buluşu “konservede sundae”. “Sundae in a Can” adlı bu ürünün kapağını açtığınızda lezzetli bir tatlıyla karşılaşıyorsunuz.
İki Happy şarkısı ile ortalığı kasıp kavuran Pharrell Williams, yarattığı iki giysi markasından sonra şimdi de G-Star Raw’a el attı. “Raw for the Oceans” adıyla eylül ayında satışa çıkacak olan serinin Pharrell tasarımları olması haricindeki en önemli özelliği ise okyanusları kirleten tamamen dönüştürülmüş atıklardan imal edilmesi... Ne diyelim, bu adam hem insanı hem doğayı mutlu etmesini biliyor.
Üç Lady Gaga, Harper’s Bazaar Dergisi’nin yeni sayısı için yaptığı çekimde koyun “kürkünden” yapılmış bir ceket giydi. Ceketin en büyük özelliği Gaga’nın moda eğitimi alan kardeşi Natali’nin tasarımı olması. Ablasının şöhreti kız kardeşine de yarayacak gibi görünüyor.
Dört Gazze’de yaşananların ardından Filistin’e destek veren Javier Bardem-Penelope Cruz çifti için Angelina Jolie’nin Oscar ödüllü oyuncu babası Jon Voight “Cahiller” yakıştırmasını yaptı. Anlaşılan Angelina babasıyla boşuna küs değil...
Beş Top model Heidi Klum’un Project Runway adlı reality show’da birlikte jüri üyeliği yaptığı modacı Zac Posen’la beraber çektirdiği fotoğraf, programdan daha çok konuşulacağa benziyor. Instagram hesabında paylaştığı fotoda ünlü model külottan başka bir şey giymemiş ve altına “Akşamki Project Runway için giyecek bir şey bulmam gerek” yazmış. Bence böyle çıksan daha çok reyting alırsın.
Altı Charlotte Benjamin adlı 7 yaşındaki kız çocuğu, Lego şirketine “Legolarda daha çok erkek karakterler var” diye mektup yazınca, şirket hemen “dişi legoların” çoğunlukta olduğu bir laboratuvar seti piyasaya sürdü. Bu yaşta koca bir şirkete yeni ürünler hazırlatan zekayı gel de alkışlama...
Yedi Eski ABD başkanı George W. Bush, kendisinden “daha da eski” ABD Başkanı babası George H. W. Bush’un biyografisini kaleme almış. 11 Kasım’da piyasaya çıkması planlanan kitabın ismi ise henüz belli değil. Eminim oğlu babasını anlatırken çok “objektif” olmuştur.
Sevmediğim şeyler
Bir Her yağmurda dünya şehri İstanbul’u su basması.
İki Beni her gördüğünde “Kilo mu aldın?” diye soranlar.
Üç Kadınların “iffet bekçiliğine” soyunan erkekler.
Dört “Enerjisi çok güzel”, “Çok iyi enerji aldım” gibi laflar kullanıp kişi ve mekanları aküye çevirenler.
Beş “Sevdiceğinin” ismini dövme yaptırıp ayrıldıktan sonra nasıl kazıtacaklarını şaşıranlar.
Altı Ajda Pekkan hakkında “O kadar estetikle ben de güzel olurum” diyenler. (Not: Malzeme yoksa olunmuyor efendim...)
Yedi Kalemini menfaatinin emrine veren ama her fırsatta bağımsız olduğunu iddia eden yazarlar.
Nefretlik klişeler
Bir Bu hafta mutlaka bir yemek yiyelim (Üç senedir görüşmediler)...
İki Sadece arkadaşız (Her an ayrılabiliriz)...
Üç Düzeyli bir beraberliğimiz var (Haftada bir karakolluk oluyorlar)...
Dört Su çok güzel gelsene (Titrereyerek söyledi)...
Beş Biz size geri döneriz (İki aydır aramadılar)...
Altı İyiyim sen? (Terk edildi, işten kovuldu, annesine taşındı)...
Yedi Beş dakikaya oradayım (2 saat 15 dakika sonra geldi)...
Sekiz Önümüzdeki maçlara bakalım (Ben yenilmedim, hakem taraf tuttu)...
Dokuz Sorun sende değil bende (Yeni sevgili buldu, tüymek istiyor)...
On Seni çok iyi anlıyorum, aynısını ben de yaşadım (Sen gerçekten aptalsın, iyi ki benim başıma gelmedi)...
Paylaş