Paylaş
MALUM koro yine yaygaraya başlayacak. Biliyorum. Entel liboşlar, bölücüler, dışa bağımlı hainler, laik cumhuriyet düşmanı din bezirgánları ve dönekler şimdi yine koro halinde bağıracaklar:
- Bu kadar asker hayranlığı, Kopenhag kriterlerine uymuyor.
Uymazsa uymasın. Umurumda değil. Ben, Güneydoğu'da yaşadığım gerçekleri, gururla, onurla yazmaya devam edeceğim. Benim için Kopenhag kriterlerinden önce, Atatürk'ün koyduğu değerler ve aydınlatma devrimiyle yerleştirdiği ilkeler gelir. Bu ülke, PKK teröründen tam 15 yıl ne acılar çekti.
Mehmetçik terörü bitirdi. Şimdi, bölgenin kalkınması için çırpınıyor.
Bu mutluluğun tadına varamayanlarla, bizim zaten işimiz yok!
* * *
Bölgeden döneli iki gün oldu. Gördüklerim, film şeridi gibi güzümün önünden geçiyor. Hakkári Dağ Komando Tugayı Komutanı, Tuğgeneral Alaattin Parmaksız, hırçın tepeleri işaret ederken koluma giriyor:
- Dağlar da bizim, tepeler de... Bayrağımız her yerde dalgalanıyor!
O dağlarda, düne kadar, teröristler vardı. Yarım saat sonra helikopterle o gösterdiği tepeleri aşıp Başlıkköye'e ulaştık. Ama düzlük bir yer yok ki, helikopter insin. İki tekerlek yere değerken atladık. Köyde cümbüş vardı!
Jandarma Asayiş Komutanı Korgeneral Kemal Yılmaz'ı gören köylüler elini öpüp boynuna sarıldı. Üniformasını görmesem, ‘‘Tam halk adamı politikacı’’ diyeceğim. Çocukları okşayıp köylülerle kucaklaştı, onları bağrına bastı.
Askeri doktorlar, hastaları muayene ediyor, ilaç veriyordu. Çocuklar sünnet için sıra bekliyordu. Hane başına pirinç, yağ, şeker gibi yiyecek paketleri, öğrencilere defter, kalem, silgi, oyuncak dağıtılıyordu.
Kurmay Albay Fahir Altan ile okula girdik. Soldaki derslikte şiir ve kompozisyon sergisi vardı. İnci gibi harflerle yazılmış şiirleri okuduk:
‘‘Neler yaparız neler, Yeni baştan yaratırız, Sevgiyle donatırız, Dünyayı verseler bize/ Kara, sarı, ak, Kızılderili demeden, Biz çocuğuz anlaşırız, Dünyayı bize verseler/ Sevgiyi paylaşırız, Gerçek dostluk yaratırız, Dünyayı bize verseler/ Neler yaparız neler, Yeni baştan yaratırız, Bayram olur bütün günler, Dünyayı bize verseler.’’
Altında imza: Zehra Çiri. 5/B, No: 54... Ve bir başka káğıtta aynı şiir; Ayçan Kuş, 5/B, No:53... İki öğrenci de temiz yüreklerinde sevgi ve huzur dolu bir dünya özlemiyle yanıyordu. Dışarda subay eşleri köylü kadınlarla halay çekiyordu. Kemal Paşa köylülerle sohbeti sürdürüyordu.
Elimde değil, gözlerim doldu. Sevinçten ağladım.
* * *
Mardin'in İkipınar Köyü'nde Korgeneral Doğan Temel, Şırnak'ta Tümgeneral Hüseyin Göksu halkın içindeydi. Zıpkın gibi generaller; Necdet Soyer, Zeki Durlanık, Adem Huduti, Ahmet Turmuş, Alaattin Parmaksız ve Aydın İnağ yöre halkı ile birlikte bir büyük hamleye girmişler, çalıştıkça coşuyorlardı.
Güneydoğu'da, hemen her köyde böyle güzel şeyler oluyordu...
Malum koro varsın başka şey söylesin. Gerçek orada duruyor:
- Laik cumhuriyetin, ulusal birliğin ve bölünmez bütünlüğün güvencesi, vatan sevgisiyle yoğrulan Türk Ordusu'dur.
Yalan mı? Güneş balçıkla sıvanır mı?
Paylaş