İsmet Solak: Tahkim yasası için uyarı...

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Yekta Güngör Özden, böbrek sancıları yüzünden son Ehl-i Dil yemeğine katılamamıştı.

Ertesi gün Gülhane'ye yattı. Dört gün sonra taburcu oldu. Doktoru üçüncü bir ameliyat yerine, evde istirahat istedi. Dinlenmesi gerektiğini hepimiz söyledik, ama gelen çağrılara dayanamıyor ki:

‘‘Bu millete Atatürk'ün aydınlık yolunda hizmetten geri duramam.’’

Bugün tatile çıkıyor. Eylülde yeniden kontrole gidecek. Yola çıkmadan tahkim yasası dahil önemli konuları konuştuk:

‘‘Bir Türk yurttaşı ve Türk hukukçusu olarak büyük üzüntü içindeyim. Bu ülkede hükümetleri işgal edenler, halk dalkavukluğu içinde hareket ediyor, etmez gibi göstermek istiyorlar. Ekonomik önlem almadan kemer sıkıyorlar.’’

Önce milletvekillerine görev düşüyor:

‘‘TBMM'de hem emekli maaşı, hem de ödenek ve yolluk alanlar çok. Bunlar önlenmeli. Madem özveride bulunacağız, önce kendimizden başlayalım. Büyük bankalara kredi borcu olan milletvekilleri bunları hemen kapatsın. Bunların tutarı tahminimce iç ve dış borçları karşılayacak düzeydedir.’’

Özden, Emlak, Halk, Ziraat ve Vakıfbank'tan siyasetçilerin ellerini çekmesini istedi. Ücret adaletsizliğini sorunca çuvaldızı batırdı:

‘‘Ücret adaletsizliğinde yargıçların konuşma düzenini beğenmiyorum. DGM Savcısı Mete Göktürk'ün görüşlerine katılıyorum. Yıllardır ABD ve Avrupa'da olduğu gibi ücret dengesizliğini ortadan kaldıran düzenlemeler yapılmasını istiyorum. Ama, vicdanımla cüzdanım arasında bocaladığımı hiç söylemedim.’’

Bu konuşmalar 'yakışıksız' kaçıyor. Özden, sorunu Cumhurbaşkanı ile TBMM Bütçe Komisyonu Başkanı'na aktardığını da anlattı:

‘‘Dengesizlik var... Ben, Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak üyelerimden farklı para almamak için, aradaki farkı çelenge ve çiçeğe, posta parasına harcadım. Şimdi bu yakışıksız sözler beni üzüyor.’’

Söz döndü dolaştı tahkim yasasına geldi:

‘‘Türkiye'de enerji kaçakları önlense, ülke karanlıkta kalmaz. 2010 yılına kadar kendi yürüttüğümüz yatırımlarla enerji darboğazı aşılabilir. 2010 sonrasını da şimdiden planlasınlar. Niye dışarıdan enerji alayım? Niye yabancı sermayeyi Türkiye'ye getirip ayrıcalık tanıyayım? Kapitülasyona giden yolu neden açayım? Ecevit'in abartılı değerlendirmeleri haklı değil. Afşin-Elbistan, Konya-Ilgın çalışmaları Danıştay denetiminden geçti. Tahkim uygulanmadan konsorsiyum ile ABD'liler tek başlarına çalışıyorlar.’’

Yani, 'ayakta durup direnirsek, özveride bulunursak, tutumlu davranırsak 5 milyar doları içimizden buluruz' demek istiyor. Yabancılar yatırım yapar, ama yabancılar Türkiye'ye girmemiş olur:

‘‘Yabancı sermayeye ihtiyacımız var, diye diye, buraya getiriyoruz. Etrafa bakın; mağazalarda yabancı tabela, her yerde yabancı mallar, büyük paralar, israf... Tutumlu davranmayıp yabancılara yeni kapılar açıyoruz.’’

* * *

Kuran kursu için yeni uygulamayı sordum:

‘‘Danıştay'ın iptal etmesine karşın, 8 yıllık eğitim sonunu beklemeyip çocukları ilkokul 5. sınıftan itibaren Kuran kursuna sokmaya çalışıyorlar. Bu, kapatılan imam hatiplerin orta kısımlarının yeniden getirilmesidir. Bu yine şeriatçılar ve Fethullahçılar'la beraber 10-15 yıl sonra Türkiye'nin içeriden ve dışarıdan kuşatılması demektir.’’

Yekta Göngör Özden, gidişatı beğenmiyor:

‘‘Türkiye'de Atatürk'ten daha çok Humeyni konuşuluyor. Atatürk'ten daha çok Fethullah konuşuluyor. Atatürk'ün adını ağzına almayanlar, Fethullah'ı öven liderlerin konuşmasını Meclis çatısı altında ayakta alkışlıyorlar!’’



Yazarın Tüm Yazıları