Paylaş
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, son günlerde belli kişileri ve bazı kesimleri fena rahatsız etmişe benziyor:
- Türkiye en büyük sıkıntıyı, uydurma ve sözde aydınlardan çekiyor.
Pazar günü BRT'deki Ankara Kulisi'nde yaptığımız söyleşiden sonra; bizim enteller, numaracı cumhuriyetçiler, liboşlar, Sevr dayatmacası dış uzantılı hainler ve din istismarcılarından oluşan koro yine yaygaraya başladı.
Bunlar belli bir merkezden düğmeye basılmış gibi, her şeye toplu tepki veriyorlar. Savaş haklı! Atatürk'ü rüyamda gördüğümü yazdıktan sonra bunu bir kez daha gördüm. Beni tanıyan bilir. Hayatta hiç gizlim, saklım yoktur. İçim dışım birdir. Riya bilmem. Yalan söylemem. İlginç rüyamı da içtenlikle aktardım. Dinci basını görünce, Vural Savaş'a şapka çıkardım:
- Haklısınız Sayın Başsavcım, sözde aydınlar işte bunlar!
Bunlar önce medyaya üşüştüler. Yazdığı her cümlede babasının kemiklerini sızlatan liboş, uzun boyuna güvenip Atatürk ve Kemalizm'i önemsiz sayıyor.
Küfür ve hakareti ilke edinen bir gazetede ise şu başlık yer alıyor:
- Atatürk, Özden'i işaret etmiş...
Keşke, laik cumhuriyet için göğsünü siper eden Yekta Güngör Özden gibi biri cumhurbaşkanı seçilse! Meclis'in bu yapısında, Özden'in seçilmesi değil önerilmesi bile mümkün değil. Bunu bilenlerdenim. Peki o başlık neyin nesi? Bu yaklaşım işkilli padişahın, ‘‘Sen bana ördek dedin’’ sözlerine benziyor:
- Sen rüyanda Atatürk'ü görmüşsün. Hemen altta Özden'in toplantı çağrısı olduğuna göre, ‘Atatürk, Özden’i işaret ediyor' demek istiyorsun!
Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı! Böyle mantık gördünüz mü? Ben, Demirel'in seçilmesini istiyordum. Hiç saklamadım ki! Vural Savaş haklı:
- Tanzimatla yeni bir aydın tipi türedi. Her şeyi Batı'ya göre yorumlayan, taklitçi ve ceplerindeki hazır reçetelerle dolaşan insanlar. Avrupa'da moda neyse onu yaparlar. Bakarsınız komünizm moda, onu savunurlar. Bakarsınız ki faşist olmuşlar! Şimdi moda, insan hakları ve demokrasi ya, bu kavramları kendilerine göre yoramlayıp ülkelerini kötülerler.
Söyleşiden sonra çok arayan oldu. Halkımız bu söylemlere hasret kalmış!
Savaş, bizden isim vermedi. Ama çok önemli örnekler verdi:
- Geçenlerde Mehmet Ali Kışlalı, ‘Ajan Gazeteciler’ başlıklı, cesur bir yazı yazdı. Ajan gazetecilerin, bulunduğu ülkede diğer işbirlikçilerle sıkı dayanışma içinde ve yeri geldiğinde çok etkili olduklarını, az gelişmiş ülkelerde gerekince hükümetlerin düşüp düşmemesine bile etki edecek kamuoyu yarattıklarını, cumhurbaşkanı seçimini bile etkileyebildiklerini yazdı.
Aynayı ülkemize çevirirseniz, bizdeki sözde aydınları görebilirsiniz:
- Bunların üzerine gitmek esmayı (belayı) üstünüze sıçratmak gibidir. Yıllar önce, dünyanın en etkili istihbarat örgütünün başı, ‘‘Biz az gelişmiş ülkelerde bilim adamı kimliğiyle binlerce kişiyi eğittik’’ demişti. Hangi ülkelerde neler var, söylenmedi. Ama, ben o zaman şöyle bir hesap yaptım; bu eşit dağıtılsa, bizde de en az 30-40 hain vardır, dedim.
Dışişleri Komisyonu Başkanı Kamran İnan'ın sözlerini de aktardı:
- Türkiye, eğitim sistemi yüzünden, kendi içinde en çok haini yetiştiren ülke. Bugün 200 bin civarında vardır, dedi. Korkunç bir rakam.
Savaş, bu sözleri açıkladıktan sonra sözde aydınların amacını açıkladı:
- Sadece Atatürk'ümüzü değil, cumhuriyetimizin kurucularını, devletimizi koruyanları yıpratmak amacıyla ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Devlete o an kim karşı ise; mezhep çatışması, Marksist ayaklanma, bölücü kalkışması, irtica hortlaması gibi her eylemi mazur göstermek için her şeyi yaparlar.
Sözde aydınları iyi tanıyın. Onlar hemen yanımızda, hatta içimizde!
O yüzden, bu sabah saat 11.00'de, ADD toplantısında buluşalım!
Paylaş