Paylaş
KİM derdi ki; gün gelecek, Ecevit kürsüye çıkacak, ‘‘Koalisyon adabına uygun olarak, MHP'den başkan seçilmesi gerektiğini düşünüyorum’’ diyecek!
Ve milletvekillerinin çoğu tıpış tıpış gidecek, MHP adayına oy verecek.
İnanılır şey değil, ama oldu.
Bu günleri de gördük!
* * *
Tabii tüm DSP'liler oy vermedi. Bu dayatmaya canı sıkılanlar da oldu.
İlk turda, DSP'den 40-50 oyun Yılmaz Karakoyunlu'ya gittiğini savunan bir DSP milletvekili bundan çok emindi:
- İkinci turda en az 20 oy boş çıktı, bunlar da DSP'li idi.
Uluç Gürkan ve Rıdvan Budak ise, MHP'li aday İzgi'ye oy vermeyi içlerine sindiremeyenler. Bunu, kamuoyuna açıklama yürekliliğini de gösterdiler.
İşi gırgıra vuranları da gördük:
- CHP'den dönen MHP'li ile öz MHP'li olan ANAP'lı çekişiyor.
MHP'li Ömer İzgi'nin eski CHP'li, ANAP'lı Murat Başesgioğlu'nun ise eski MHP'li olduğunu kastediyorlardı. Siyasetin nereden nerelere aktığına bakın!
Kulisten çıkarken, berberlere inen merdivenin başında eski CHP'li, ünlü bir parlamenterle karşılaştım:
- DSP'nin aday göstermemesini nasıl yorumluyorsun?
Yorum yapamadığımı söyledim. Acı acı gülümsedi:
- DSP grubunun oylarını toplayacak bir aday çıkarsa, velihat sayılırdı. Böyle bir sonuca yakın çevre razı olamazdı.
‘‘Yakın çevre’’ dediği, herhalde hane halkıydı.
Ne günlere kaldık!
* * *
Siyasetin durumu böyle de, medya iyi mi?
Emin Çölaşan günlerdir yazıp duruyor. Bir gazeteciye çanta dolusu dolar getiriliyor. Olayı, İçişleri Bakanı doğruluyor. Alan gazeteci susuyor!
Bir de bakıyorsunuz, neredeyse Emin Çölaşan suçlu sayılacak:
- Belgesi yoksa neden açıklıyor, meslek ahlakına sığar mı?
Eyvallah!.. Peki, ‘‘toplum ahlakı’’ pisliğe bulaşmışken biz meslek ahlakını nasıl koruyacağız arkadaş? Meclis kulislerinde şimdi gazetecilerin nasıl ve ne kadar para aldıkları konuşuluyor. Mesleği dile değil, ayağa düşürdük.
Yalçın Pekşen'in açıkladığı vahim olaya ne diyorsunuz?
- Çok ünlü bir işadamı, çok ünlü bir gazetecinin kendisiyle ilgili olayı örtbas etmesi için 7 milyon dolar istediğini bana söyledi.
Meslekte temiz kalmak enayilik mi? Dün Erol Tuncer, bunu sordu:
- Şu bir milyon doları kim almış arkadaş?
Önce sustum... Sonra, ‘‘Şeytan almış götürmüş’’ dedim:
- Bir ülkede namusluluk meziyet haline gelmişse, işler iyice boka sarmış demektir. Siyaset, kamu yönetimi, medya aynı bataklıkta debeleniyor. İsmet Paşa ne demiş? Namus erbabı namussuzlar kadar cesur olmazsa, çek kuyruğunu!
Tam o noktadayız. Ne günlere kaldık!
Paylaş