Paylaş
Anayasa değişmedi... Her şey bitti mi? Biter mi? Daha yeni başlıyor. Elimde, ANAP Antalya Milletvekili İbrahim Gürdal'ın çağrısı var:
‘‘16 Mayıs 2000, Güniz Sokak'ta buluşalım!’’
Çağrı, tek cümlelik değil. Önü var, arkasında gerekçe var:
‘‘Gerçek mücadele, ‘bitti' denildiği yerde başlar. 16 Mayıs 2000, Güniz Sokak'ta buluşalım. 16 Mayıs günü, Demirel Cumhurbaşkanı değil. Ama BABA... Toprak nasıl suya hasretse, Türk halkı da Baba'ya öyle hasrettir. Babasız aile olmaz. Demokrat Türkiye Baba'ya koşuyor. Köy kokulu Süleyman, halkıyla kucaklaşıyor. Güniz Sokak'ta buluşalım; 16 Mayıs 2000'de kucaklaşalım!’’
Anayasa değişmeyince her şey bitti mi? Siyaseti bilen bilmeyen konuşuyor:
- Dersini aldı!
Gürdal, ‘‘Kimin ders aldığını zaman gösterecek’’ diyor. Yarın bir gün, önce imzalarının arkasında durmayanları, sonra caka satanları izleyeceğiz:
- Ah Baba, vah Baba! Ne ettik biz sana?
Bu bana, Tarkan’ın ilk yıllarında söylediği şarkıyı hatırlatıyor:
‘‘Çok ararsın beni, çok çok... Çok özlersin beni, çok çok...’’
O yıllarda, denizde kulaç atarken bu şarkıyı mırıldanırdım.
Siyaset denizinde de daha ne kulaçlar atılacak kimbilir! Her yerde bin değişik hikáye anlatılıyor. Örnek mi? Çoook...
DYP Genel Başkanı ve arkadaşları, ANAP'ın çok fire verdiğini iddia etti değil mi? Peki, DYP firesiz miydi? Saydığım bir DYP'li anlattı. Tansu Hanım ikinci tur öncesi, Bosna'ya yapacağı ziyaret nedeniyle Köşk'e çıkıyor:
- Sayın Cumhurbaşkanım, DYP grup üyeleri firesiz size destek verecektir.
Ne yapsın Cumhurbaşkanı? Herhalde tebessüm ediyor:
- Tamam, tamam da Tansu Hanım, ilk turdaki desteğinizi biliyorum.
Tansu Çiller acaba ne yapıyor, ne diyor?
- Bu defa işi sıkı tutuyoruz efendim!
Baba, kaçın kurası. İlk turun dökümü elinde:
- Yoo Tansu Hanım, oy vermeyenlerin listesi şurda. Bakın, şu şu vermedi.
Siyasetin hesap kitap işi olduğunu acaba anlıyor mu?
- Efendim, bu defa telafi edeceğiz...
Oylama sabahı DYP grubunu topluyor. Acaba ne diyor?
- Arkadaşlar!.. Bu Mesut Yılmaz kimdir biliyor musunuz? Bu Mesut Yılmaz, Isparta meydanında Cumhurbaşkanı otobüsünün üstüne çıkarılan kişidir. Yine bu Mesut Yılmaz, elimizdeki meşru hükümetin bizden alınarak ikram edildiği kişidir. Bu, ‘Cumhurbaşkanıma minnet ve şükran borçluyum’ diyen insandır.
Hoppalaa... Destek için gösterilen samimiyete bakın!
Kürsünün karşısında oturan bir milletvekili arkasına dönüyor:
- Mesaj anlaşıldı mı arkadaşlar?
Deneyimli politikacı şu değerlendirmeyi de yapıyor:
- Demek istediğim şu, istikrar elmasının içine bir kere kurt girmiştir. Ecevit'in, ‘İstikrar sürüyor’ demesi de yetmez. Kurt elmayı kemirecektir!
Bu arada, 7 yıl için kimin cumhurbaşkanı seçileceği de tartışılıyor. DSP birinci parti. Adayı kim? Ecevit, aday çıkarır mı? Kamuoyu yoklaması yapsa İsmail Cem, Meclis'te nabız tutsa Ertuğrul Kumcuoğlu çıkıyor. MHP'nin adayı var mı? Mesut Yılmaz, Köşk'e talip olacak mı? Liderler zirvesini görelim!
CANLI ANKARA KULİSİ: İki yılı aşkın NTV'de yayımlanan Ankara Kulisi'ne destek mahiyetinde çok sayıda mektup ve telefon aldım. Müthiş bir destek.
Özlem bitiyor; yarın (pazar) saat 17.05'te BRT'de Ankara Kulisi yeniden başlıyor. İlk konuğum, Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş. AİHM kararlarını ve Savaş'ın ‘sahte aydınlar’ derken kimleri kastettiğini konuşacağız.
Bunları Savaş'tan ilk kez duyacaksınız. BRT ekranında buluşalım.
Paylaş