Paylaş
HER işin başı sağlık. Sırt ağrılarıyla dört gün kıvrandım. Ekmekçi'yi anma toplantısına, Ahmet Piriştina'nın Metro açılışına ve Eski Harbiyeliler yemeğine katılamadım.
Aziz dostum Salim Taşçı zorlamasaydı, doktora gitmeye bile ürküyordum.
Oysa, her derdin dermanı var. Sadece, ölüm Allah'ın emri.
İlaçlar ayaklandırdı. İlk öğrendiğim haber, Kayhan Vandemir'in vefatı oldu. Yarım asırlık fotoğraf sanatçısı, koca usta Kayhan'ı da yitirdik.
* * *
Rahmetli Kayhan Sağlamer (dış politika yazarı) 30 yıl önce şöyle demişti:
- Oğlum, bu ülkede gazeteci milletinin yaşını en az ikiyle çarpacaksın. Şairin, yavaş yavaş çıkacaksın bu merdivenlerden, dizelerine aldırma. Bizim için çevir tersine, öyle oku; hızlı hızlı çıkacaksın bu merdivenlerden.
O sırada gençtim. Sağlamer'i 25 yıl önce yitirdik. Ama yıllar, zincirin halkaları gibi peş peşe eklendikçe gerçekle karşılaştım.
Hacı Bayram Camii avlusuna girerken, Ümit Gürtuna, ‘‘Manzaraya iyi bak’’ dedi. Mesleğin uzun koşucularına iyi baktım. Aclan Akıncı ile kucaklaşık, ‘‘Şu göbeği biraz erit oğlum’’ diye uyardı. Altta kalır mıyım? ‘‘Söndür şu sigaranı kardeşim’’ diye çıkıştım! 12 Eylül dönemi aklıma geldi.
Aclan'ın babası, rahmetli Orgeneral Eşref Akıncı, demir parmaklıklardan beni kurtarmıştı. Vallahi şaka değil! Anayasa'ya baskıcı felaket maddeler öneriliyordu. Örneğin, gazete baskıya girmeden iki pırpırlı astsubay gelip el koyacaktı. Kulis bile basına yeni yeni açılıyordu. Basın kapısına yakın yerde; Cahit Tutum, Özer Gürbüz, Ayhan Fırat ve Tülay Öney gibi ılımlı DM üyeleriyle sohbet ediyorduk:
- Böyle Anayasa olur mu? Bu pisliği, 20 yılda zor temizleriz.
Bu patavatsızlığı ben yapmıştım. Sağ taraftan gür ve tok bir ses geldi:
- Memleketi felaketlere sizler götürdünüz.
Bu, emekli Korgeneral İhsan Göksel Paşa'nın sesiydi:
- Seni şimdi Örfi İdare'ye teslim edeyim de gör!
Buz kesilmiştik. Eşref Paşa, hızır gibi imdadıma yetişmişti:
- Bırak şu delibozukları paşa. Bu, oğlumun arkadaşı. Zamane bunlar.
* * *
Cenazede aksaçlılar bir aradaydı. İstiklal Yaratılış, Fethi Akkoç, Ali Utku, Ercan San, Nazmi Bilgin, Güngör Yerdeş ve Hüdai Bayık bir köşede idi.
Gökhan Evliyaoğlu, Savaş Kıratlı, Ceyhan Baytur ve Kemal Karacehennem rahmetliyle ölümünden bir gün önceki sohbeti aktarıyorlardı:
- Hepimizin fotoğrafını çekti. Ceyhan da onun portresini çekti.
Ceyhan'ın çektiği kare, şimdi yakamızdaydı. Kayhan, yine gülümsüyordu!
Ülkü Kuranel, Mehpare Çelik, Nuray Alemdaroğlu ve Seçil Teskin son görev için bizlerleydi. Mesleğin fotoğraf ustaları; Mustafa Türkyılmaz, Mustafa Bozdemir, Mehmet Ünlü, Asaf Uçar, İlhan Kuyucu, Kubilay Çalıkoğlu ve Yavuz Yüksel oradaydı. Yücel Hacaloğlu, Yusuf Turan, Türker Sanal, Ayhan Aydemir, Tuncay Salman... Ve Vandemir'in doktoru Prof. Dr. Hakkı Akalın.
Ne kadar da hızlı çıktık merdivenleri?
Paylaş