Paylaş
ST Vincent Deklarasyonu'nun beşinci zirvesi gerçekten izlenmeye değer bir kongre oluyor.
Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nın bütün salonlarında uzmanlar harıl harıl çalışıyor. Daha iyiye nasıl gidileceğini ve şeker hastalığına ne zaman kesin çözüm bulunacağını arıyorlar.
Medya Grubu'nun toplantısı da çok ilginçti. Türkiye'den ben ve Doç. Dr. Nevin Dinçağ katıldık. Ayrıca 16 ülkenin medya temsilcileri de katıldı.
Öncelikle St Vincent Deklarasyonu'ndaki hedef ve sonuçlar üzerinde duruldu. Neydi hedef?
‘‘Diyabete bağlı olarak körlüklerin ve böbrek yetmezliğinin üçte bir oranında, ayaklarda meydana gelen kangren hastalığının yarı yarıya azaltılması, diyabetik annelerin sağlıklı bebek doğurmalarının sağlanması.’’
* * *
Asıl hedef buydu. Biz kendi aramızda neyi tartıştık? Bu hedefe varabilmek için diyabetik medyada okuyucu sayısını nasıl artırabiliriz? Dergi veya gazete sayısını nasıl çoğaltabilir ve dağıtımını nasıl kolaylaştırabiliriz? Şeker hastalığı ile ilgili olmayanlara bunu nasıl kolayca anlatabiliriz ve finansı nasıl sağlayabiliriz?
Bunları bir rapor haline getirdik.
Diğer yedi salonda da bilim adamlarının katıldığı toplantılar yapıldı.
Cumartesi 18.00'de resmi açılış töreni vardı.
Kongreye bir gün kalana kadar katılım düşüktü. 300 civarında kesinleşmiş başvuru olduğunu söylediler ama resmi törende dünyanın dört köşesinden Türkiye'ye gelmiş 750 civarında tıp adamı vardı.
Harika bir tanıtım filmiyle tören başladı. Türkiye tanıtıldı. Tarihi anıtlar, doyumsuz doğa güzellikleri ve gülen insanlar.
Ne de güzel bir ülkemiz var.
İlk konuşmayı Sağlık Bakanı Osman Durmuş yaptı. Deprem sırasında tartışılan bir bakan değil, bu işe kendini adamış bir bilim adamı olarak konuştu.
Türk Diyabet Cemiyeti Başkanı Prof. Nazif Bağrıaçık organizasyon komitesindeki çabaları dile getirdi.
Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı Prof. Temel Yılmaz ise konuşma hakkını Doç. Şükrü Hatun'a devretti.
Duygusal bir jestti. Şükrü Hatun, deprem acısını yaşamış Kocaeli Üniversitesi'nin mücadeleci bir tıp adamı. Bu jest salonda uzun uzun alkışlandı.
Dünya Sağlık Örgütü Başkanı J.E. Asvall, Avrupa Diyabet Federasyonu Başkanı M. Benedetti'den sonra diyabetli genç kızımız Esin Çevik kürsüye geldi. Yıllar önce şeker hastası olduğunda ‘‘Doktor olacağım’’ demişti. Esin, bu sene doktor çıktı.
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Haluk Tokuçoğlu'nun sunumuyla tören bitti.
* * *
İngiltere Başbakanı Tony Blair ile Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in mesajları da çarpıcıydı.
Ama kongre devam ediyor. Yarın da sürecek.
Törenden sonra Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü olan bizim insanımız Dr. Serdar Savaş ve eşiyle, kaldığım otele gelip Türkiye-Almanya maçını izledik. Seyrederken gurur duyduk, sonuçta üzüldük.
Ama Diyabet Kongresi'yle başından sonuna kadar gurur duyuyoruz.
Çünkü bu organizasyon Türkiye'nin gücünü ve büyüklüğünü kanıtlıyor.
Bu işte ileriye, daha ileriye koşacağız.
Paylaş