Paylaş
Bu kez, felaket, ‘geliyorum’ dedi. Ve geldi. Perşembe akşamüzeri, Paris dönüşü, Yeşilköy'e indiğimiz an duyduk:
‘‘Biraz önce deprem oldu... Merkezi Adapazarı ve 6.8 büyüklüğünde.’’
İstanbul'u da çok sarsmıştı. Cep telefonuma sarılıp kızımı aradım:
‘‘Baba çok korktum, bu defa çok sallandık... Televizyonun üstündeki anten bile yere düştü. Artık her gün sallanıyoruz baba!’’
Bir bölge her gün sallanıyorsa, toprak tam yerleşmemiştir. Ve felaket, ‘Geliyorum’ demektedir... Nitekim, ertesi akşam, yemeğe otururken o müthiş sarsıntı başladı. Düzce'den kalkıp halka halka, İstanbul ve Ankara dahil pek çok ilimizi etkiledi.
Çankaya tepesinde ve 9'ncu katta oturduğumuz için, bir Dikmen Vadisi'ne, bir Muhafız Alayı'na doğru gidip gidip geldik. Korkmamak elde değil!
İnsan henüz doğa olayına hükmedemiyor!
Kaderinize razı oluyor ve sallanıyorsunuz. Bir daha, bir daha, bir daha.
O anda, büyük bir acı içime çöktü:
‘‘Bir yeri mutlaka yerle bir etmiştir...’’
Medyamıza helal olsun. Toplumda, depremle yaşamaya ilk alışan kesimlerin başında biz geliyoruz. Bu açıkça belli oluyor. Depremin Düzce ve çevresinde olduğu anında ekranlara yansıdı.
Felaket yine feci gelmişti. Ortalığı bir anda yakıp yıkmıştı.
Yine yüzlerce can almıştı.
Bu kez, devleti de hazır gördük. İçimize su serpildi. Kurtarma ekipleri, yardım malzemeleri, sağlık ekipleri; asker ve sivili ile her şey mükemmeldi.
Geçmiş olsun... Allah bir daha böyle felaketlerden hepimizi korusun. Ve milletimizin başı sağolsun.
* * *
Dün, Dünya Diyabet Günü idi... Her yıl, 14 Kasım'da, tüm dünyada olduğu gibi bizde de kutlanıyor.
Ülkemizde, bu soruna en büyük desteği verenlerin başında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel yer alıyor. Dün de bir mesaj yayınladı:
‘‘... Günlük hayatımızı paylaştığımız her on kişiden birinin diyabetli olması, bu hastalık hakkında herkesin daha çok bilgi edinmesini ve doğru bir şekilde yönlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Erken teşhis, diyabet hastalığının seyrinde belirleyici unsurdur. Erken teşhisle birlikte doğru tedavi yönteminin belirlenerek uygulanması ise diyabeti ciddi bir hastalık olmaktan çıkaracaktır.’’
Bu sese kulak verin... Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı Prof. Temel Yılmaz'ın dediği gibi, ‘‘Dünya Sağlık Örgütü, diyabeti, gelecek millenyumda toplumda en yaygın kronik hastalık olarak mücadele edilmesi gereken hastalıklar içinde birinci sıraya’’ boşuna almadı.
Şu an bizde 2.5 milyon diyabetli var. En az 2-3 milyon da diyabetli, ama hastalığının ne olduğunu bilmeyen insanımız var.
Diyabetle ilgili örgütler, dün bazı etkinlikler düzenleyecekti. Deprem nedeniyle eğlenceler ertelendi. Ancak, Diyabet Tramvayı'nda vatandaşların kan şeker ölçümleri ücretsiz yapıldı. Bu bile yeter!
Bir de güzel haber aldık. Alfa Air Genel Müdürü Necmettin Metiner ile Belçika yetkilileri Ercan İlbay ve Turgay Çelikörs, bir süre önce verilen bir sözü yerine getiriyorlar... Taşıdıkları her yolcudan alınan 10 Belçika Frangı ile biriken fondan, Şeker Çocuklar için ambulans alıyorlar.
Şeker Hastalığı için yapılan harcamalar, toplumda herkesi etkiler.
Bu böyle bilinmeli... Ve bu işe sahip çıkılmalıdır.
Yeni milenyumun diyabet stratejisi budur: Diyabet melanetiyle savaş!
Paylaş