Ecevit: Başın hep dik olsun!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanlığı'nın, 'Terörle Mücadele' fotoğraf sergisine Sedat Ergin ve Emin Çölaşan'la birlikte gittik. İyi ki gittik... Yüreğinde ufak bir vatan sevgisi olan herkes sergiyi mutlaka görsün. Özellikle genç nesil!

Kanlı terör örgütünün kendi insanlarına; genç yaşlı, kadın erkek, hatta kundakta bebek demeden nasıl kıydığı gözler önüne seriliyor. Kaçırmayın, bu ordunun sarsılmaz gücünü görüp geleceğinize olan güveninizi tazeleyin...

Kapıda DSP lideri Bülent Ecevit'le karşılaştık. Bana, ‘‘Başın hep dik olsun’’ dedi. 23 Nisan yazımı kastediyordu. Çiller'in ayıbına karşı tavır koymasını yazmış, ‘‘Ecevit, hicap duyanın bu Meclis'te yeri yoktur derken başım göğe değdi. Gülen cemaati okullarını överken öne düştü’’ demiştim. Buna atıf yapıyordu.

‘Ecevit’in Yolu' başlıklı ve CHP Genel Sekreteri Keskin'in üslubuyla ilgili yazımdan sonraki fırtınayı ise bilmiyordu. Hani, ‘‘Ecevit grupta konuşacak, ben de dinleyeceğim’’ demiştim ya. DSP grubu Çarşamba günü ertelendi. Büroya döndüm, birden telefon yağdı. İlk arayan DSP kurucusu işadamı Murtaza Çelikel'di:

‘‘Ben kendini DSP'li sanan, kimseye namaz borcu olmayan bir vatandaşım. Şimdi, Gülen'le ilgili töreyi öğrenmeye çalışıyorum. Durum şu; Gülen'le konuşmak mühim değil, Gülen'i savunmak zor. Gördüğümde ben de söyleyeceğim; Bülent Bey, Gülen'i tanımıyor, cemaatini bilmiyor. Bunlar şeriat istiyor!’’

Erol Tuncer'in telefonunu bağladılar:

‘‘Sabah benzin alıyordum. Görevli, 'Adaylığınız hayırlı olsun' dedi. Delikanlıya, 'Ben duymadım, ama bizimkiler nasıl olsa seçim kaybedecek bir aday bulur' dedim. Sonra yazını okudum. Delikanlı üzüldü, gerçek buydu.’’

Bülent Tanla, ‘‘Genel sekreterlik gündemimde yok. Böyle bir olgu da yok, bilesin’’ dedi. Doğan Taşdelen, teşekkürle yetindi. Yılmaz Ateş, ‘‘Genel Başkanla, Gökçek'in yasa dışı ve tehlikeli icraatlarını kamuoyuna maletme konusunu görüştük. Büyükşehir adaylığım hiç geçmedi’’' dedi. Ecevit'i Ulus Gazetesi yıllarından tanıyan, benim iki gazetede Genel Müdürüm olan Remzi Erkürem'in faksını getirdiler:

‘‘Ecevit dürüst, namuslu, şair, halk erenlerinin yolunda, doğru. Ama, Atatürk Cumhuriyeti'ni yıkmak, Atatürk düşmanlığını yaymak için uğraşan Said-i Kürdi'nin bugünkü müridi Fethullah Gülen'le ilişkisi de doğru. Onun gizlediği düşüncelerini görmemek, Ecevit'in hatası değil mi?’’

Ertuğrul Günay, Ecevit'in yıllardır çizgisinden sapmadığını savundu:

‘‘Önce sitemim sana; iki yıl CHP Genel Sekreterliği yaptım adım yoktu. Bülent Bey siteminde haklı; eski CHP kayıtları ve Özgür İnsan dergilerine baktım, 1970 öncesinden bu yana aynı şeyleri söylüyor. Hep, halkı cahillik ve yobazlıkla suçlayanlara ağır eleştiriler yapmış, bu açıdan tutarlıdır.’’

CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, beni kınayarak söze başladı:

‘‘Benim yerime adaylar bulmuşsun, CHP'yi yönetmeye kalkıyorsun. (Tövbe) Ben kimseye hakaret etmedim. Bülent Bey'e bize çatmadığı sürece çatmam. 4 yıldır CHP'yi PKK'lılıkla suçladı. Cevap verince benim için ‘ısırıyor' diye yazıyorsun. Asıl hakaret bu. Ben, Fethullah'ın Laik Cumhuriyet'e zararlı ve çok tehlikeli olduğuna inanıyorum. Sen yazdın, DSP'li bir bakan yüzlerce arabayla karşılandığını, oradan DSP'ye oy geleceğini söylüyor. Ben bunu eleştirince niye Bülent Bey'e hakaret olsun?’’

Başka telefonlar da geldi. Ve ben başımı hep dik tutmaya çalışıyorum!













Yazarın Tüm Yazıları