Paylaş
Bir dünya organizasyonundan başarıyla çıkıldı. Şimdi, hazırlık komitesi ile birlikte, arka planda kalan isimsiz kahramanlar da bu hazzı yaşıyor.
Diyabet Kongresi'nin hazırlıkları iki yıl önce başlamıştı. Son aylarda, belli insanların sırtına büyük yük bindi. Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı Başkanı Prof. Temel Yılmaz ve arkadaşlarının yükü gerçekten ağırdı.
Prof. Yılmaz, aynı anda birkaç işi birlikte yürütmeyi acaba kimden ve nasıl öğrenmiş? Kendi çalışma sistemini bu yöntemle düzenlediği kesin. Ne zaman yorulur, ne zaman dinlenir?.. Bilen yok. İyi güzel ama, yakın çalışma arkadaşlarının yorulduğunu da görmek istemiyor! O ne müthiş çabaydı öyle.
Komitede, Prof. Yılmaz, Prof. İlhan Satman, Dünya Sağlık Örgütü'nden Doktor Kirsten Johansen, Dr. Serdar Savaş, İsuf Kalu, Aroold Bergrem ve Uluslararası Diyabet Federasyonu Avrupa Başkanı Dr. Massi Benedetti vardı.
Geri planda da isimsiz kahramanlar: Diyetisyen Doktor Emel Özer, Doçent Şükrü Hatun, uzman doktorlar Şehnaz Karadeniz, Serpil Salman, Fatih Salman ile birlikte Hale Pekcanlı, Buket Karataş, Yıldız Tütüncü ve Deniz Aydemir.
Son hafta genelde sabahlandı. Yayınlar aksamadı. Pırıl pırıl baskıları standlara yetiştiren Hasan Şek, son dört gün üstünü bile değiştiremedi.
Bir vakıf nasıl ayakta kalıp yücelir? Bu soruya Hüseyin Kılıç'ı, Fahriye Hoşver'i, Ayşegül Seçmiş'i görmeden yanıt veremezsiniz. Ekibin neşe kaynağı Dr. Mehmet Sargın ve Dr. Ahmet Şengül'ü de onlara ekleyelim.
Bu büyük organizasyonda, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Cihangir Özcan ve Selçuk Metiner'i de saygıyla hatırlayalım.
Gönüllü destekler çok önemli. Örneğin, medya temsilcilerini Hürriyet'te ağırladım. Konukları gazeteye getirip götüren otobüsü, dostum Sefer Ulusoy bir telefonumla tek kuruş almadan bize tahsis etti. Bu unutulur mu?
Başarı, fidana benziyor. Yeşerip serpilince konukları da etkiliyor.
Bakın, bir olay anlatayım: Kongrede, depremin diyabetikler üzerindeki olumsuz etkileri tartışıldı. Bu konuda acil bir program bile yoktu. Ve 10 yaşındaki şeker hastası Sinan, bizim dergide şöyle sesleniyordu:
‘‘Ben, diyabetime alıştım. Ama diyabetim depreme alışamadı. Yeni deprem söylentilerine de hazır değil. Bize, dedikodu değil, doğru bilgi verin.’’
Prof. Temel Yılmaz, Çırağan Sarayı Tuğra Restoranı'nda ünlü konuklarına bir yemek verdi. Çok duygulu anlar yaşandı. Dünya Sağlık Örgütü'nün Avrupa Başkanı Dr J.E. Asvall, veciz bir konuşma yaptı:
‘‘Beni yarın, lütfen deprem bölgesine götürün. Asrın felaketini bizler unutmayalım ki, dünya unutmasın ve yardımlar sürsün.’’
Doktor Serdar Savaş ile birlikte gittiler. Kocaeli Valisi ile görüştüler.
Bu büyük kongre organizasyonu hiç işe yaramamış olsa bile, en azından bu ziyaret ayrı bir değer taşıyor ve ülkemize azımsanmayacak katkı sağlıyor.
Bu kadar değil... Uluslararası Diyabet Federasyonu eski Başkanı, İngiltere Başbakanı Tonny Blair'in yakın arkadaşı olan Prof. Henry Keen, yanına Beyaz Rusya Sağlık Müsteşarı ve İngiliz Diyabet Birliği Başkanı'nı alıp ayrı ekip olarak yola çıktı. Arkadaşımız Şehnaz Karadeniz, onlara bölgeyi gezdirdi.
Dönüşte, İngiliz Diyabet Birliği, bizim vakfın hesap numarasını aldı:
‘‘Biz, sizin aracalığınız ile bu bölgeye para ve ilaç yollayacağız.’’
Atatürk ve arkadaşları, harabeye dönmüş bu kutsal vatanı kurtardıktan sonra, cumhuriyetin 10. yılında büyük atılımın gururu ile haykırıyordu:
‘‘Çıktık açık alınla, 10 yılda her savaştan...’’
Diyabet Vakfı olarak kongrenin ardından aynı duyguyu yaşıyoruz. Yorgunuz, ama mutluyuz. Ve gururla haykırıyoruz: ‘‘Çıktık açık alınla...’’
Beş gün önce, İstanbul'a giderken tedirgindim.
Dün, Ankara'ya şen döndüm.
Paylaş