Paylaş
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Şule Bucak, evinde, geniş katılımlı bir akşam yemeği verdi. CHP ağırlıklı bir gece, ama konuklar farklıydı.
CHP Genel Başkanı Altan Öymen, eşi Aysel Hanım'la gelmişti. CHP Onursal Başkanı Prof. Erdal İnönü, konuklarla sıcak sohbetler yaptı.
CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem, İstanbul'dan gelip katıldı. Parti üst yönetiminden Nihat Matkap, İnal Batu, Yiğit Gülöksüz ile PM üyeleri Murat Karayalçın, Mehmet Moğultay ve ünlü sinema oyuncumuz Berhan Şimşek vardı.
İsmet Paşa'nın torunu Gülsüm ve eşi Mustafa Bilgehan oradaydı.
İngiltere Büyükelçisi David Brian Logan davetli tek diplomat değildi. Yunan Büyükelçiliği Müsteşarı Michael Christides de gelmişti. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları Uluç Özülker ve Faruk Loğoğlu oradaydı.
Üniversite camiasından YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz, ODTÜ Rektörü Süha Sevük, yine ODTÜ'den Feride ve Ahmet Acar, Rahmetli Prof. Turhan Güneş'in Kıbrıs Barış Harekátı'na parola olan kızı Ayşe ve eşi Prof. Sencer Ayata da davetliler arasındaydı. Gitar ustası Ahmet Kanneci ile biraz sohbet imkánı bulduk. Şule, onu İzmirli biliyormuş:
‘‘Benim Ege ile hiç álákam yok, ben Urfalı'yım. Halfeti'den...’’
Dedesi ve babasını anlattı. Yöreye görevli gönderilen önemli bir aile:
‘‘O dönemde bölgenin en hatırlı ve zengin ailesi... Sonra tüm fertlerini okutan, çoğu öğretmen ve memur olan geniş bir sülaleyiz...’’
Basın camiası da az değildi; Fevzi Hepşenkal, Mithat Sirmen, Semih İdiz, Ömer Tarkan, Murat Yetkin, Mustafa Balbay ve Muharrem Sarıkaya davetliydi.
Yemek öncesi sıcak sohbetler yapıldı. Nihat Matkap, ‘‘CHP olarak, çok önemli işler yapıyoruz. Ama medyada yer almıyor. Çıta altında kalmanın ne kadar zor olduğunu şimdi yaşıyoruz’’ dedi.
Doğru... Ama, ülke gündemi o kadar çabuk değişiyor ki, Meclis'te temsil edilen partiler de aynı şeyden şikáyet ediyorlar.
Prof. Kemal Gürüz, gurur duyulacak bir büyük olaya dikkat çekti:
‘‘Medya üzerinde durmadı. Ama Marmara Üniversitesi'nden onaya sunulan üç rektör adayının üçü de kadın... Danıştay'dan Anayasa Mahkemesi üyeliği için seçilecek üç adaydan ikisi belli oldu, onlar da kadın hákimler...’’
Bu, gerçek bir gurur tablosuydu! Cumhurbaşkanı, Marmara Üniversitesi'ne Prof. Turay Yardımcı'yı atadı. İkinci sırada Prof. Nükhet Yetiş, üçüncü sırada Prof. Nurdan Tözün var. İşte, laik cumhuriyetin onur belgesi!
Danıştay'dan da 8. Daire Üyesi Nurşen Çatal ile 10. Daire Üyesi Tülay Tuğcu seçildiler. Bugün bakarsınız üçüncü aday da bir kadın hákim olur. Bu, kadınlarımızın yüksek yeteneği ile Atatürk'ün aydınlık yolunun kanıtıdır.
Yemekte, eski Adalet ve Çalışma Bakanı Mehmet Moğultay, cumhurbaşkanı seçimi konusunda ilginç bir değerlendirme yaptı:
‘‘Siz, Sayın Demirel'in seçileceğini yazıyorsunuz. Bence mümkün değil. Bu Meclis'te en şanslı aday Mesut Yılmaz'dır. Konjonktür onu getiriyor.’’
Ben biraz itiraz edecek oldum... Moğultay, ısrar etti:
‘‘Yok arkadaş! Ben, Hikmet Çetin'in CHP Genel Başkanı olacağını söylemiş bir politikacıyım. Sayın Ecevit, Mesut Bey'i çocuğu gibi sevip kolluyor! Yılmaz'ın yerine ANAP'ta kimse lider olamaz, parti dağılır. Tansu Hanım, bu yüzden Yılmaz'a oy verir. Devlet Bey de ANAP'taki eski MHP'lileri alarak güçlenmek ister. Bu yapıdan, Yılmaz çıkar. Bakın, 'demişti' dersiniz!’’
Birden hatırladım. Bir ay önce, ünlü bir ANAP'lı bana şunu sormuştu:
‘‘Anayasa değişikliği, yani Demirel'in seçimi için 367 oy lazım. Meclis üyesi birinin seçimi, örneğin Mesut Bey için 276 oy yeterli. Hangisi zor?’’
Siyaset hesabı, yoksa bu kadar basit mi?
Paylaş