İsmet Solak: Biz işimize bakalım...

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Halkın gündemi, Ankara'nın gündemiyle örtüşmüyor. İnsanlarımız günlük geçim sıkıntısıyla uğraşıyor. Siyasetçilerimiz ise 'al takke ver külah' her adımda yeni pazarlıklar yapıyor.

Millet, sabahın köründe ekmek parası için yollara düşerken, Ankara yeni zamlar yapmanın hazırlıklarına başlıyor. Klasik laftır, ama gerçektir:

‘‘Esnaf siftah yapmadan kepenk kapatıyor.’’

İşler kesat... Hafta başında gittiğim Edirne ve Kırklareli'nde, bunu tüm çıplaklığı ile yeniden gözledim. İşçinin ve memurun hali duman... Emekliler perişan... Üreticiler tükenmiş... Dikkat, köylünün sesi iyice kısık. Ardından ağlayanı ve sahip çıkanı da yok! Taban fiyatlar düşük. Ürün bedellerini ise zamanında alamıyor. Mazota, yem ve gübreye zam üstüne zam geliyor.

Yığınla önlem alındı. Ama ekonomik durum nafile. IMF ne dediyse yapıldı. Bir dediği iki edilmedi. İşler daha da kötüye gitti. Enflasyon bu yıl yüzde 20'ye düşecekti. Endekslere göre iki ayda yüzde 20 oranına erişildi. Dedim ya, milletin yaşadığı sıkıntılarla Ankara'nın gündemi örtüşmüyor.

O halde biz, kendi işimize bakalım.

* * *

Bizim, Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı çok güzel işler yapıyor. Adını kısalttık, 'Türkiye Diyabet Vakfı' yaptık. Vakıf Başkanı Prof. Temel Yılmaz'a gülerek takıldım:

- Hocam, millet bizi, 'Türkiye Diyanet Vakfı' ile karıştırabilir.

Sakın, 'olmaz' demeyin. Burası Türkiye. Bizde, 'olmaz' olmaz!

Perşembe ve cuma günleri, Diyabet Vakfı Sosyal Komitesi Ankara'da idi.. Canan Talu, Ayşegül Sezmiş, diş doktoru Şener Baydar ve Kıyıcı'dan oluşan dört kişilik komitenin temasları gerçekten önemliydi. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral ve Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ile görüştüler:

- Diyabetli işçiler için diyet beslenme izni sağlanıyor mu?

- Diyabetli işçiler, acaba hasta haklarından haberdar mı?

Bunlar, basit gibi görünen hayati konular. Eee, işçi haklarının tu-kaka edildiği bir dönemde, Diyabet Vakfı'nın bu insancıl yaklaşımı iki başkanı da sanırım ziyadesiyle duygulandırmıştır!

Canan Talu, Doğuş Holding üst yöneticilerinden Gönül Talu'nun eşi. Çok faal. Ayşegül Hanım, şeker çocuklarının koruyucusu. Komite, Devlet Bakanı Fikret Ünlü ile şeker çocukların yaz kampları sorununu görüşecekti. Milli takımın Riva kampı, acaba maç oynanmayan yaz aylarında şeker kampı olarak tahsis edilebilir mi? Neyse ki, Gençlik ve Spor Genel Müdürü ile bu konu başka biçimde çözümlendi. Foça'daki Su Sporları Eğitim Merkezi, haziranda şeker çocuklar için ayrılacak. Haziranda Riva serin olur. Foça daha iyidir. Kamp deyip geçmeyin. Yaz kampları çocuklara en yararlı eğitimi sağlıyor.

Bir kere; küçük yaşta günde üç, dört kez vücuduna iğne batırarak ensülin yapan çocuklarımız, bu dünyada yalnız olmadıklarını yaşayarak öğreniyorlar. Kendilerine güveni geliyor. Dayanışma sayesinde şeker ile barışıyorlar.

* * *

Orman Bakanı Prof. Nami Çağan'ın onayı alınırsa, Ödemiş'te bir Diyabet Ormanı kurulacak. Tümüyle fıstık çamı dikilecek. İlerde, bu ormandan şeker çocukların ihtiyacını karşılamak amacıyla vakfa gelir bile sağlanabilecek.

Atılımlar sürüyor. Alfa Air, yakında bize tam tekmil ve donanımlı bir cankurtaran verecek. Bu sayede hipoglesimi, yani ani kan şekeri düşüşünde komaya giren hastalara gecikmeden müdahale edilebilecek. Uygar ülkelerde, hastalıkla mücadele böyle yapılıyor. Kısır siyasi çekişmelerin girdabında kaybolmak yerine, bu tür yararlı işlerle uğraşmak daha verimli oluyor.

Biz, işimize bakalım.

Yazarın Tüm Yazıları