İsmet Solak: 312 ve Hiyaneti Vataniye...

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Perşembe günümüz çok keyifliydi. Sabah, Çankaya Köşkü'nde, Gazeteciler Cemiyeti'nin '1998 Yılı Başarı Ödülleri' törenine katıldım.

Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş ve emekli Orgeneral Kemal Yavuz Paşa ile sohbet ettik. Ünlü sanatçımız Cemil Karababa, TGS Genel Başkanı Ziya Sonay, gazeteci arkadaşlardan Hulusi Turgut, Ümit Gürtuna, Savaş Kıratlı, Ceyhan Baytur, Nezir Önal da vardı. Başsavcı, 312 tartışmasını anlattı:

‘‘163. madde vatan hainliği ile ilgiliydi. Büyük Atatürk'ün çıkardığı Hiyaneti Vataniye Kanunu, devlet düzenini dini esaslara dayandırmaya yönelik faaliyetleri vatan hainliği sayıyor. 1960'ta çıkan 15 sayılı kanun, vatana ihanet kabul edilen cürümleri sıralıyor ve 163. madde ihlali bunun içinde.’’

Kısacası, ‘‘Devlet düzenini dini esaslara dayandırmak isteyenler vatana ihanet suçu’’ işliyordu. Ama, entellerin yaygarasıyla kafalar karışıyor ve gerçekler gizleniyordu. Savaş'ta ise yılgınlıktan eser yoktu:

‘‘İki büyük hukukçumuz, Ord. Prof. Sulhi Dönmezer ve Prof. Sahir Erman, vatana ihanette İhaneti Vataniye Yasası'nın esas alınacağını belirtiyorlar. Prof. Faruk Erem ise 15 sayılı yasanın, vatana ihaneti maddeler halinde sıraladığını vurguluyor. Ben, Başbakan'ı ziyaret ettim. 312. madde kalkarsa bölücülük ve devletin dini esaslarla yönetilmesini vatana ihanet sayan tüm suçlar serbest kalacak, dedim. Bunları Prof. Türk'e de anlattım.’’

Kemal Yavuz Paşa halkın gözünde, 'güvenilir sözcü' sayılıyor. Acı acı tebessüm ettikten sonra, kelimelerin üstüne basarak konuştu:

‘‘Bu, görevinizin gereği... Cumhuriyetin başsavcısı bu uyarıyı yapmazsa görevini yerine getirmemiş olur. Bunu neden yadırgıyorlar?’’

* * *

Başsavcı, 312. maddeyle ilgili çarpıcı bir örnek de verdi:

‘‘Diyarbakır eski Belediye Başkanı Mehdi Zana, (Leyla Zana'nın eşidir) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmuştu. 312'den aldığı cezadan dolayı Türkiye'nin cezalandırılmasını talep etti. Genişletilmiş mahkeme heyeti, 312'ye göre verilen cezaya yapılan itirazı oybirliğiyle reddetti.’’

Bu madde Almanya ve Fransa'da da var. Bizim bölücüler ve din simsarları işlerine gelince özgürlükçü demokrat kesiliyorlar. Kemal Paşa, bana döndü:

‘‘Bundan sonraki aşama Anayasa'nın 24. maddesi. Fethullah Gülen'in kendi sesinden bantlar var; sıranın 24. maddeye geldiğini, bunun da kalkacağını söylüyor. Peki, Gülen ABD'ye kendi mi gitti? Yoksa kaçtı mı?’’

ABD'ye gittiğini yeni duymuştum. Ziya Sonay, ‘‘Rahatsız olduğu için gittiği söyleniyor’’ dedi. Paşa'ya göre bu, pek inandırıcı değildi:

‘‘Yakalanırsa, içeri alınacağı yolunda söylenti var, belki de kaçtı!’’

* * *

Ödül töreni duygu yüklüydü. Cemiyet Başkanımız Nazmi Bilgin, ‘‘Basının hem sorunları var, hem sorumlulukları’’ derken çok içtendi:

‘‘Dünyanın hiçbir ülkesinde güneş, bu topraklardaki gibi güzel doğmuyor, inanın. Bu yüzden sorumluluklarımız var. Dünyada, oğlu şehit düşen bir ana, bayrağa sarılı tabut başında başsağlığı dileyenlere, ‘Vatan sağolsun, Allah devletimize zeval vermesin' demez. Bu yüzden sorumluluklarımız var.’’

Buna yürek mi dayanır? Baba da çok duygulandı. Yılın adamı Hayrettin Karaca, Yılın Gazetecisi Tayfun Talipoğlu ile Yılın Sanatçısı Yıldız Kenter de çok duygulandılar. Ödüllerini bu güzel ortamda, gururla aldılar.

Öğleden sonra, Meclis’te yeniden tatil kararı alındı. Şu işe bakın!

Aynı akşam, Ehl-i Dil yemeğimiz vardı. Yemek değil, sanki seminerdi. Bir sonraki yazıda anlatacağım. O güzelliği yeniden yaşayıp keyfini çıkararak.



Yazarın Tüm Yazıları