Paylaş
BU köşeyi takip edenler biliyor; uzunca bir süreden beri Türkiye’de eğitimin kalite sorunlarıyla yakından ilgiliyim ve genel kalitesizliği sürekli sergiliyorum.
Benim görebildiğim en az üç araştırma ve OECD istatistiklerine yansıyan rakamlarla biliyoruz ki, Türkiye’deki sosyal ve ekonomik eşitsizliklerin temeli okulda atılıyor. Yeterince iyi eğitim alamayan çocuk, kendi anne-babasından daha iyi bir hayata kavuşamıyor. Yani biz fakirliği ve sosyal eşitsizliği eğitim yoluyla sürekli yeniden üretiyoruz. Dezavantajlı ailelerden gelenler genellikle dezavantajlı bir hayata mahkûm kalıyorlar.
Bu bir kötümser bakış açısı sorunu değil; maalesef veriler böyle. Yani olgusal bir gerçeklikten söz ediyoruz. Bu gerçeği değiştirmenin yolu, eğitimin kalitesini arttırırken herkese aynı kaliteli eğitimi sunabilmek. Ancak ülkemizde kaliteli eğitimin herkese eşit sunulması konusu tartışma gündeminde bile değil. İmam hatip konuşmaya, eleştirmeye veya savunmaya harcadığımız enerjinin yarısını eşitlik konusunu gündemde tutmaya harcamış olsaydık, bugün zaten imam hatip konuşmuyor olacaktık.
Fakat bütün bu eşitsizlikler ve düşük kaliteli eğitim çölünde bir de açan çiçekler var; en iyi örnekler, Türkiye’nin en iyi liseleri bunlar. Bugün bu iyi örnekleri, LYS sonuçlarına bakarak yazmak istiyorum.
LYS’ye giren adaylar temelde üç ayrı puan türünde sonuçlar üreten bir dizi sınavı alıyorlar. Bunlar ‘MF’ kısaltmasıyla anılan ‘Matematik-Fen’; ‘TM’ kısaltmasıyla anılan ‘Türkçe-Matematik’ ve ‘TS’ kısaltmasıyla anılan ‘Türkçe-Sosyal’ türleri.
Eğer üniversiteye giriş sınavını ölçüt kabul edecek olursak, ben kendimi bildim bileli bir gerçek değişmiyor: Fen liseleri Türkiye’nin en seçkin okulları. Bu okullardan mezun olan öğrencilerin bu yıl da LYS’de elde ettikleri puanların ortalaması hem MF hem de TM’de en yüksek puan. Adının ‘fen lisesi’ olması sizi şaşırtmasın, bu liseler TS türünde de Türkiye ikinciliği elde etti bu yıl.
Devlet tarafından 60’lı yıllarda Ankara’da kurulan, sonra ülke içinde biraz olsun yaygınlaşmaya başlayan fen liseleri örneğini Türkiye’nin kaliteyi koruyarak ve yükselterek daha fazla yaygınlaştıramaması, çok daha fazla öğrencisini bu okullarda okutamaması bizim ülke olarak ayıbımız.
Görece yeni bir örnek; artık az sayıda ‘özel fen lisesi’ de var. Bunların da hem MF hem TM’de çok başarılı olduğunu ve ikinci sırayı elde ettiğini görüyoruz ama daha az öğrenciyle kuşkusuz.
Bugün Türkiye’de en yaygın lise türü herhalde Anadolu liseleri. Benim gençliğimde ve çocukluğumda bu okullardan çok az vardı ve onların hepsi son derece seçkin okullardı ama bugün aynı seçkinliği koruyan az sayıda Anadolu lisesi var maalesef. Okul sayısını arttırırken kaliteyi koruyamadık, bu okulları sıradanlaştıracağız diye çekiniyorum açıkçası. Yine de, her şeye rağmen Anadolu liseleri üç puan türünde de Türkiye’nin en iyi 10 lise türü arasında giriyor. Bu da sevindirici.
Bu yılki LYS’de, isimlerinden eğitim tartışması gündeminde çok söz edilen imam hatip liselerinin pek de iyi performans sergileyemediği görülüyor. Bu liselerden mezun olanlardan 10 bin 837’si kendini MT türünde test etti ve ortalama 196.875 puan aldı. Bu puanla kabaca ilk 200 bine girdi o öğrenciler. TM’de 31 bin 744 kişi var imam hatipli ve ortalama puanları 213.544. Bu puan onları ilk 259 binlik dilime soktu. Son olarak TS’de 39 bin 913 imam hatipli ölçüldü, ortalama 237.705 puan alabildiler ve ilk 205 binlik dilime girdiler. Bunlar çok iyi sonuçlar değil!
Paylaş