Suriye mesajı aldı mı?

Bundan üç hafta kadar önce, tam da Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey bir yöneticinin bir grup gazeteciye bilgilendirme toplantısı yaptığı gün, Akçakale sınır geçiş noktasının Suriyeli direnişçilerin kontroluna geçtiği haberi gelmişti. O gün çok da üzerinde durmamıştık.
Sonra Akçakale’nin Suriye tarafından ufak tefek çatışma haberleri gelmeye başladı. Kaleşnikof mermileri evlere saplanıyordu, boş araziye top mermileri düşmüştü, derken bir boş vagona top mermisi isabet etti.
Dışişleri Bakanlığı bu olayların artması ve sıklaşması üzerine Suriye’ye bir nota verdi. Twitterda nota ile dalga geçenler oldu, bu diplomatik girişimin herhangi bir gazetenin birinci sayfasında haber olduğunu hatırlamıyorum, TV haber bültenlerinde de haberine denk gelmedim.
Derken geçen günkü acı olay yaşandı, bir kadın ve üç yavrusu ile bir başka genç kadın öldü, aralarında polislerin de olduğu on kişi yaralandı. Bir anda Akçakale manşetlere çıktı, naklen yayın araçları kasabaya akın etti.
Suriye’de hayalet şehirlere dönüşmüş, yanmış yıkılmış eski yerleşim yerlerinde ve bu arada Türkiye sınırı boyunca da süren savaş, doğal olarak hepimizi tedirgin ediyor.
Bu tedirginlik gazete sayfalarına yansıyor, yerel halkın gündelik hayatını etkiliyor, uykusuz geceler yaşatıyor, geçen günkü feci olayda olduğu gibi can alıyor.
Hükümetin Suriye politikası bu tedirginliğin sebebi olarak görülüyor; bu yüzden ülke içinde Suriye politikasına verilen kamuoyu desteği her geçen gün biraz daha düşüyor. Belli ki hükümet de bu durumdan etkileniyor, söz konusu sıcak savaş tedirginliğini en azından sınırlarımızdan uzaklaştırmak istiyor.
Akçakale’ye düşen top mermisine verilen misliyle karşılığı bu tedirginliği giderme çabası diye okumak lazım. Türk topçusunun verdiği ‘mesaj’ en azından son iki gündür Suriye ordusu tarafından anlaşılmış olmalı ki, mesela Akçakale’de halk üç haftadan beri ilk kez dün ve önceki gün hiç top sesi duymadı.
Zaten görüldüğü ve anlaşıldığı kadarıyla Suriye’deki savaş bir çeşit kilitlenmişlik haline girdi. Yerleşim yerleri insansızlaşmış durumda. Milyonlarca insan evinden yerinden yurdundan olmuş, ülke içinde ekonomi durmuş, hayat rayından çıkmış.
Bu arada düzenli ordu birlikleri ile isyancılar arasında uzaktan uzağa çatışmalar oluyor, işte gördünüz düzenli ordu sokak çatışmasına girmek yerine uzaktan isyancıları bombardıman etmeyi tercih ediyor.
Savaşta oluşan bu ‘denge’ ve yenişememe hali geçici mi, kalıcı mı?
Düzenli Suriye ordusunun herhalde en son isteyeceği şey bir dış gücün (mesela Türkiye) duruma müdahale edecek kadar tahrik olup bu dengeyi isyancılar lehine bozması olurdu, bu akılsızlığı yaptılar. Şimdi de sonuçlarıyla yaşıyorlar.

İmam hatip ortaokulları bilançosu

BU köşeyi düzenli izleyenler hatırlayacak, son eğitim yasasının uygulama dönemi başlangıcında Milli Eğitim Bakanlığı’nı gelecek talebin ne kadar olacağını bilmeden imam hatip ortaokulu açtığı, bazı yerel noktalarda bu sebeple normal ilkokul ve ortaokullar için fiziki bina sıkıntısı yarattığı için eleştirdim.
Dün Anadolu Ajansı tarafından geçilen bir haber, bu eleştirilerimin bir ölçüye kadar geçerli olduğunu en azından bana gösterdi. Buna göre bakanlık yurt genelinde 733’ü ‘bağımsız’ olmak üzere 1141 tane imam hatip ortaokulu açmıştı.
Buradaki ‘bağımsız’dan kasıt, o ortaokulun herhangi bir imam hatip lisesi ile aynı fiziki mekanda olmaması anlamına geliyor. Yani bunlar bağımsız kendi başına binalar.
Ve AA’nın bakanlık yetkililerinden aldığı bilgiye göre bu 1141 okulun 73’üne hiçbir öğrenci kayıt yaptırmamıştı. Yani 73 bina boş kaldı. Benim iddiam, normal ortaokullara ve liselere seçmeli din derslerinin konmasıyla birlikte imam hatiplere olan talebin azalacağı. Önümüzdeki yıllarda seçmeli ders uygulamasının yaygınlaşmasıyla daha da net göreceğiz, imam hatiplerin ortaokulalrına bu yıl yapılan 109 bin kayıt azalacak.
Çünkü, bu okullara geçmişte bu denli teveccüh gösterilmesinin sebebi ailelerin din eğitimi talebiydi. Bu talep karşılandıkça imam hatiplere olan ilginin azalması da doğal olacak.

Davutoğlu bu sabah anlatacak

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Akçakale bombardımanı yüzünden beklenmedik biçimde tırmanan Suriye kriziyle ilgili olarak bu sabah sorularımızı cevaplayacak.
TRT 1’de saat 11.45’te başlayacak ve canlı yayınlanacak olan Enine Boyuna’da SETA Vakfı Başkanı Taha Özkan ve Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu ile birlikte Davutoğlu’na Suriye krizinde gelinen son noktayı soracağız.