Paylaş
Adaletin hiçbir zaman sağlanamadığı, her zaman kanayan bir yara olduğu, bu yüzden de adında ‘Adalet’ kelimesi olan partilerin ha bire iktidara geldiği bir ülkedeyiz.
Böyle bir ülkede ‘lekelenmeme hakkı’ndan söz etmek lüks mü kaçar acaba?
Hayır, temel bir insan hakkının talep edilmesi hiç de lüks değil.
Bakın, rakamlarla konuşmaya devam ediyorum: 2012 yılında Türkiye’de her 100 bin kişiden 11 bin 278’i ‘şüpheli’ sıfatıyla soruşturuldu bu ülkede. Sokakta gördüğünüz her 100 kişiden 11.3’ü yani.
Yine rakamlarla söylüyorum: 2012 yılında her 100 bin kişiden 9 bin 782’si, ‘mağdur’ veya ‘müşteki’ sıfatıyla adliye koridorlarındaydı.
Aynı yıl, o şüphelilerin üçte ikisi hakkında ya bir dava bile açılmadı ya da açılan davalar beraatla sonuçlandı. Üçte iki ya lekelendiğiyle kaldı ya da gerçekte bir suç işlemişti ama savcı o suçu kanıtlayamadı.
Güncel siyasi tartışmanın, cemaat-hükümet kavgasının, yolsuzluk iddialarının vs ötesine geçip konuşmamız gereken şey bu: Vatandaşlarımızın lekelenmeme hakkını nasıl sağlayacağız?
Telefonları dinlenen, banka hesapları, şirket kayıtları, tapuları, özel hayatı didik didik edilen, belki medyaya afişe edilip peşinen suçlu gibi gösterilen ama sonra hakkında dava bile açılmayan ya da açılsa da beraat eden insanları ne yapacağız?
Bu krizden, yargı sistemimizin yarattığı en temel sorun olan ‘adaletsizlik’ konusunda nasıl bir olumlu sonuç alarak çıkacağız? Olumlu bir sonuç çıkacak mı, yoksa düne kadar başkalarının, bugün diğer başkalarının düdüğünü çalan yargının yarın da bir başka grubun düdüğünü çalmasıyla mı yetineceğiz?
Acaba ‘egemenliğin gerçek sahibi’ Meclis konunun en dibine kadar gidebilecek mi, yoksa yine yüzeyde mi kalacak?
2012’de en çok işlediğimiz 5 suç
1-Mal varlığına karşı suçlar. 626 bin 960 mahkûmiyet.
2-Vücut dokunulmazlığına karşı suçlar. 625 bin 70 mahkûmiyet. (Bunların yüzde 93.5’i kasten yaralama.)
3-Hürriyete karşı suçlar. 393 bin 612 mahkûmiyet. (Yüzde 63’ü tehdit.)
4-Şerefe karşı suçlar. 306 bin 950 mahkûmiyet.
5-Kamu sağlığına karşı suçlar. 165 bin 859 mahkûmiyet. (Yüzde 80’i ‘Kullanmak için uyuşturucu almak veya bulundurmak.’)
19 bin 120
SADECE 2012 yılında Terörle Mücadele Kanunu kapsamında alınan mahkûmiyet sayısı.
13 bin 156
TOPLANTI ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu ihlalden 2012’de verilen mahkûmiyet sayısı.
106 bin 301 kişi
ÖZEL yetkili savcılıkların 2012’de hakkında soruşturma yürüttüğü insan sayısı. Bunların yarıdan fazlası terör suçlamasıyla.
30 bin 719
2012’de ceza mahkemelerinde verilen ‘Kasten adam öldürme’ mahkûmiyetlerinin sayısı. Bir bu kadar da ‘Taksirle öldürme’ mahkûmiyeti var.
229 gün
CEZA mahkemelerinde 2012 yılında bir davanın ortalama süresi.
4 milyon 442 bin 282
TÜRKİYE’de 2012 yılında özel yetkililer ve çocuk mahkemeleri dahil bütün ceza mahkemelerinde hakkında bir karar verilen insanların sayısı. Bunların 1 milyon 514 bin 825’i hapse mahkûm edildi; 697 bin 662 kişi hakkında hükmün açıklanması geri bırakıldı; 949 bin 134 kişi de beraat etti.
1054 gün
VAN’daki özel yetkili savcılıkta 2012 yılında soruşturmalar ortalama bu kadar sürdü. Diyarbakır’daki özel yetkili savcılık soruşturmaları ortalama 1025 günde, İstanbul 288, yeni kurulan Bursa ise 79 günde tamamladı.
Birbirimize karşı en çok açtığımız 5 dava
TÜRKİYE’nin hukuk mahkemelerinde 2012’de vatandaşların birbirlerine karşı açtıkları davalarda en büyük ağırlık şöyle:
1-Veraset davaları. (Bütün hukuk davalarının yüzde 16.4’ü.)
2-Boşanma davaları. (Bütünün yüzde 11.2’si.)
3-Alacak davaları. (Yüzde 8.7’si.)
4-Vesayet davaları. (Yüzde 6.9.)
5-Tazminat davaları.
(Yüzde 6.4.)
2 gün
TÜRKİYE’nin Aile Mahkemeleri’nde 2012 yılında tam 107 bin 239 dava sonuçlanmış. Bunların çoğu boşanma davaları. Ve ortalama dava süresi sadece 2 gün.
337 gün
AİLE Mahkemeleri’nin tersine, Tüketici Mahkemeleri’nde ortalama dava süresi 337 gün. İşin içine şirketler ve onların avukatları girince anlaşmazlıklar çözülemiyor anlaşılan.
Yüzde 27.7
YARGITAY’ın 2012’de önüne gelen ceza davalarını tam onama oranı. Davaların yüzde 35.8’i kısmen onanmış kısmen bozulmuş, yüzde 19.5’i ise toptan bozulmuş. Yani beş ceza davası kararından biri Yargıtay’dan dönüyor.
Paylaş